NEW YORK (İHA) - Dünya üzerinde, her 5 kadından birinin şiddete maruz kaldığı belirtildi. "Dünya Kadınlara Yönelik Şiddet Uygulamalarını Protesto Günü" olan 25 Kasım'da kadına yönelik şiddet, çeşitli eylemlerle protesto ediliyor.
Az gelişmiş ülkelerin yanı sıra, Batı ülkelerinde de görülen kadına yönelik şiddet uygulamaları, bugün dünya genelinde kınanıyor. Sadece fiziksel ve cinsel değil, aynı zamanda psikolojik şiddetle de karşı karşıya kalan kadınların korunması için gösterilen çabaların yeterli olmadığı, dünyadaki her 5 kadından birinin şiddete maruz kalmaya devam ettiği belirtildi. BM tarafından 1993 yılında kabul edilen "Kadınlara Yönelik Şiddeti Önleme Deklarasyonu" ile başlayan ve 1996'da "Kadınların Gelişim Fonu'nun (UNIFEM) kurulmasıyla devam eden kadınlara yönelik şiddeti durdurma çabaları sonucunda, 1999 yılında 25 Kasım "Dünya Kadınlara Yönelik Şiddet Uygulamalarını Protesto Günü" ilan edilmişti.
Kadınlara Yönelik Şiddeti Önleme Deklarasyonu'nda şiddet, "Cinsiyet farkından kaynaklanan, kadınları hedef alan, planlanan ya da uygulanmış fiziksel, cinsel ya da psikolojik zarar veya saldırı" olarak tanımlanıyor. Dünya üzerinde her 5 kadından birinin şiddete maruz kaldığı oranın, diğer sağlık sorunları arasında kanser sıklığına eşit, trafik kazalarından ise daha yoğun olduğu belirtiliyor. Bu orana şiddete uğrayıp bunu gizleyen kadınların sayısı bu orana dahil değil. UNICEF tarafından hazırlanan bir rapora göre, kadınlar için şiddetin merkezini evleri oluşturuyor. Çünkü kadınlar kocaları ve babaları tarafından dövülüyor, hatta öldürülüyor. Cinayet kurbanı kadınların yüzde 40'ı yakınları tarafından öldürülüyor.
"Uluslararası Kadınlara Yönelik Şiddeti Protesto Günü" nedeniyle BM Genel Sekreteri Kofi Annan yaptığı açıklamada, bu alanda yapılan ilerlemelere dikkat çekerek, geçtiğimiz yıl kadınların haklarının korunması için Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin yürürlüğe girmesiyle cinsel şiddetin belirli koşullar altında insanlığa karşı işlenen suç kategorisine dahil edildiğini anımsattı. Ancak kadınlara yönelik şiddet, batılı ülkelerde bile gündelik yaşamın bir parçası. Mesela, Almanya gibi yabancıların yoğun olarak yaşadığı ülkelerde yabancı kadınlar, 2 kat fazla dışlanıyor.