5 yaşından beri her gün 5 litre içen kadının omurgası erimeye başladı

Antalya'da yaşayan Betül Bayram 5 yaşından beri her gün 5 litre kola tüketiyordu. Bunun sonucunda omurgasında çökme meydana geldi ve vücudunda kemik erimesi başladı. Ağrılara ve vücudunda oluşan kırıklara dayanamayan Bayram, şimdi hastalığının çaresini arıyor...

Yaşadığı ağrılara dayanamayıp hastane hastene gezmeye başlayan Betül Bayram'ın durumuna bu zamana kadar doktorlar açıklık getiremiyordu. Acılar içinde kıvranan ve sırt ağrılarından kaynaklı yatmakta zorlanan Betül Bayram'ın imdadına Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Sevgi Urhan yetişti.

Hastanın durumuyla ilgili açıklama yapan doktor: "Betül Hanım çok acı içindeydi. Yeni doğmuş bir bebeği vardı ve ağrıları nedeniyle bebeğine bile bakamıyordu. O kadar şiddetli sırt ağrıları vardı ki muayene sırasında kendisini sırt üstü bile yatıramadım. Hastada kemik erimesi ve sırt bölgesinde omurlarda çökme kırıkları vardı. Ancak daha önce başvurduğu merkezlerde, buna neyin neden olduğu tespit edilememiş. Eğer bu yaşta kemik erimesi varsa, buna neden olabilecek başka bir hastalık olması, bir ilaç kullanıyor olması ya da kötü bir beslenme olması lazımdı" dedi.

Reklam
Reklam

Yanlış beslenme kemik erimesine neden oluyor

Aşırı protein ve fazla asitli içecek tüketiminin kemik erimesine neden olduğunu söyleyen Dr. Urhan, Betül Hanım'ın hiç su ve sebze tüketmediğini devamlı olarak et yediğini belirtti. Betül Hanım'ın kemik problemi yaşamasının en temel sebebi yanlış beslenmeden kaynaklıydı.

Betül Bayram'ın bu durumu doktorları da şaşkına uğrattı. Daha önce böyle bir durumla karşılaşmadığını söyleyen Dr. Urhan, "Hastamız emzirme döneminde olduğu için normal hastalara verdiğimiz ilaçları kullanamıyoruz. Onun yerine magnezyum, çinko, D vitami, K vitamini gibi çeşitli vitamin takviyesi yaptık. Beslenmesini düzenledik. Bizim gözetimimiz ve tedavimizde 1.5 ay oldu. Şu an gayet rahat eğilip doğrulabiliyor. Bebeğiyle ilgilenebiliyor" dedi.

Kemik erimesinin kadınlarda genelde menopozdan sonra görüldüğünü belirten doktor, böyle bir vaka ile ilk defa karşılaştığını vurguladı. Dr. Gülseren Sulu, bir bardak kolanın vücuttan atılması için 32 bardak su içilmesi gerektiğini vurguladı ve sözlerine şu şekilde devam etti:

Reklam
Reklam

"Betül Hanım günde 5 litreye varan kola içmiş ve hiç su içmemiş. Bu durumda böbreklere giden asit çok fazla. Böbrekler bu kadar fazla asidi tamponlayamaz hale gelince, kemikten kalsiyum transferi başlıyor. Çökme kırıkları da buna bağlı olarak ortaya çıkıyor. Bizim amacımız beslenme düzenini ayarlayarak bundan sonra kemiklerde oluşabilecek çökme kırıklarını önleyebilmek ve ağrılarını kontrol altına alıp, günlük hayatına devam edebilecek duruma getirmek."

5 yaşından beri su gibi kola tüketen Betül Bayram hikayesini şu şekilde anlatıyor:

“Ayranın tadını bilmiyordum. Su içmiyordum. 5 yaşımdan bu yana günde 5 litreye varan miktarda kola içiyordum. Sabah uyanır uyanmaz kola içiyordum. Sebze hiç tüketmedim. Hep et yiyordum. Kolanın böyle bir hastalığa neden olabileceği hiç aklıma gelmedi. Şimdi iyiyim çok şükür. Ağrılarım azaldı. Beslenme düzenim değişince kendimi daha rahat hissetmeye başladım."

Neden asitli içecekler tüketmemeliyiz?

Yapay tatlandırıcılar ve birçok 'zehirli' gıdalar ile yüklü olduüu söylenen gazlı içecekler için diyetisyenler ve araştırmalar, obezitenin temel kaynağı olduğunu söylüyorlar. Bu gazlı içeceklerin 3/4'ü şeker yani şöyle belirtelim bir kutu gazlı içeceğin içerisinde 11 yemek kaşığı şeker bulunuyor. Yetmiyor, o bir kutunun içerisine ekstra yapay tatlandırıcılar da giriyor. Düşünebiliyor musunuz, vücudunuza sadece bir bardağın bu kadar şeker yükleyip vücudun insülin salgılamasına neden oluyorsunuz.

Reklam
Reklam

Bilinen şu ki bu içeceklerin içindeki tek katkı maddesi yapay tatlandırcılar değil. Bunların yanı sıra son derece zehirli bir madde olan fosforik asit de bulunuyor. Gazlı içeceği tükettiğiniz an fosforik, bağırsakları etkiler ve buradaki magnezyum, çinko ve kalsiyuma yapışır. Vücut, bu faydalı vitamin ve mineralleri kemiklere iletmesi gerekirken fosforik yüzünden idrar yoluyla vücuttan atıyor. Bunun sonucunda kalsiyuma ihtiyacı olan kemikler, yavaş yavaş erimeye başlar.

Özellikle çocukluk çağlarında insanların kalsiyuma, sağlıklı bir gelişim için daha fazla ihtiyaçları vardır. Bu ihtiyacın karşılanmaması durumunda kemiklerde kırılma, çabuk sakatlanma ve kemik hastalıkları riski artar.

Sadece kemiklerin değil dişlerin de düşmanıdır. İçerdiği yüksek miktardaki asit diş minesini yok edebilir. Diş minesinin yok olması demek dişlerin çürümesi demektir.

Böbrek taşına yol açabilir. Bu süreç son derece zordur.

Vücuda kalıcı hasar bırakma ihtimali yüksektir. Karaciğere zarar verebilir.