İstanbul'da yaşayan 38 yaşındaki 2 çocuk babası Uğur Ateş, kiloları nedeniyle ailesiyle ilgilenemez, hiçbir işini tek başına yapamaz hale gelmişti. 146 kiloya kadar çıkan, kalp ağrısı, diyabet ve karaciğer yağlanması şikayetleri başlayan genç adam, geçirdiği tüp mide ameliyatı sonrası 54 kilo vererek 92 kiloya düştü. Uğur Ateş, “Şimdi çocuklarıma zaman ayırabiliyor, parkta onlarla eğlenebiliyorum. Doktor hem dış görünüş hem iç organlarımın 10 yaş birden gençleştiğini söyledi” dedi.
İstanbul’da yaşayan Uğur Ateş, küçük yaşlardan bu yana kilo problemi yaşadı. Yaşı ilerledikçe fazla kiloları nedeniyle birtakım sağlık problemleri ortaya çıkan genç adam, çareyi tüp mide ameliyatı olmakta buldu. Nefes darlığı olan, kalp ağrısı, diyabet ve karaciğer yağlanması görülen Uğur Ateş, “İnsanlar benimle dalga geçiyordu, pek çok kez diyet yaptım ancak verdiğim kiloları kısa zamanda geri aldım. Bunun üzerine tüp mide ameliyatını araştırmaya başladım” diye konuştu. 8 ay önce ameliyat masasına yatan Uğur Ateş, 57 kilo vererek 146’dan 89 kiloya düştü. Sağlık problemleri günden güne azalan genç adam, iki hayat arasında yaşadığı farklılığı anlattı.
Bir gün yöneticim bana; ‘Uğur artık senin zayıflaman gerekiyor’ dedi. Çünkü çalışırken de ciddi sorunlar yaşıyordum. Abur cubur çok tüketiyordum. Fast-food tarzı besleniyordum. Her gördüğüm yerde yemek yiyordum. Yürümekte, eğilmekte bile zorlanıyordum. Birçok şeyi tek başıma yapamıyordum. Çocuklarımla oyun oynayamıyor, parkta eğlenemiyor, onları okula götüremiyordum. Bu durum beni çok üzüyordu. Çocuklarım bana ‘baba sen neden bu kadar kilolusun?’ demeye başlamışlardı. Kiloları verdikçe hayat daha kaliteli olmaya başladı. Çocuklarıma daha fazla zaman ayırabiliyorum, parkta eğlenebiliyoruz. Kilolarımı vermek bana sağlık ve hareket olarak geri döndü. Artık kendimi daha pozitif hissediyorum. Ameliyat oldum ve şu an 6 kilometre yol yürüyebiliyorum. Çevremde olan herkes gençleştiğimi söylüyor” ifadelerini kullandı.
Beslenme planını da düzenlediğini anlatan Ateş, “Kaliteli beslenmeye başladım. Daha çok protein ağırlıklı besleniyor, ton balığı ve hindi eti tercih ediyorum, ekmek tüketmiyorum. Şimdi fazla yediğim zaman midem bana durmam gereken yeri söylüyor. Tüm bunların sonucunda kan değerlerim de düzeldi. Doktorum hem dış görünüşüm hem iç organlarımın 10 yaş birden gençleştiğini söyledi” ifadelerini kullandı.
Obezite cerrahisinin estetik amaçlı bir cerrahi olmadığının altını çizen Yeditepe Üniversitesi Koşuyolu Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Cüneyt Kayaalp, “Obezite cerrahisi görsellik üzerine kurulan bir cerrahi değil. Ameliyattan sonra insanların görselinde çok ciddi değişiklik oluyor. Bizim yaptığımız ameliyat insanların iç organlarıyla ilgili. Bu nedenle tüp mide ameliyatı estetik bir ameliyat değil. Dolayısıyla beden kitle endeksinin yüksek olduğu kişilerde tüp mide ameliyatının yapılması gerekir. Beden kitle endeksinin 40’ın üzerinde olanlar, şeker, tansiyon ve kilo ile ilişkisi olan hastalarda obezite cerrahisi oldukça faydalı sonuçlar veriyor. Hastamız Uğur Ateş ocak ayında 146 kilo olarak bize başvurdu. Birçok defa kilo vermek için uğraşmış ancak başarılı olamamış. Vücut kitle endeksi oldukça yüksekti. Fazla kilolarından dolayı başka hastalıklar da görülmeye başlamıştı.” değerlendirmesinde bulundu.
Ameliyattan sonra kilo almamak için dikkat edilmesi gereken bazı hususlar olduğunu ifade eden Prof. Dr. Cüneyt Kayaalp, “Ameliyat olduktan sonra mutlaka kilo veriliyor. Ameliyat olan kişilerin sosyalleşmesi, kilo veren insanlarla, hekimi ve diyetisyeniyle bir bağ kurması halinde daha başarılı sonuçlara ulaşılıyor. Kendisini çevresine kapatan insanlar daha az kilo veriyor. Bu durum bilimsel çalışmalarla da ortaya koyuldu. Her gün spor yapmak ve yemek listesinin tutulması da kilo vermekte yardımcı olacaktır” ifadelerini kullandı.
“Hastayla sürekli irtibat halinde olmak, hastanın daha kolay kilo vermesine yardım eder” diyen Prof. Dr. Kayaalp sözlerini şöyle noktaladı: “Hastamız haftalık yediklerini liste halinde bana gönderiyordu. Hastayla sürekli irtibat halinde olmak hastanın daha kolay kilo vermesine yardım edecektir. Hastalar bazen birbiriyle yarışa giriyorlar. Bu yanlış bir davranış. Her hastanın verebileceği kilo değişmektedir. İki yüz kiloluk bir insan yüz kilo verebilir. Ancak yüz kiloluk bir insan daha az kilo verecektir. Ameliyattan sonra her hastanın kilo verme oranları değişecektir. Burada önemli olan şey spor ve yemeğe dikkat etmek gerekir. Uzun dönemde yaşam tarzınızı tamamen değiştirdiğiniz zaman kilo almazsınız. Zihinde açlık hissiyatını kontrol etmelisiniz. Beyninizi kontrol edemezseniz kilo almaya devam edersiniz.”
DHA