Steven ve Sarah Boyle çifti bundan tam 6 ay önce ilk bebeklerini kucaklarına almanın ve aile olmanın heyecanını yaşamaya başladı. Nihayet her şey yolunda gidiyor derken Sarah’a konan kanser teşhisiyle hayatları bir anda değişti. Üstelik bu teşhis diğerlerinden epey farklıydı.
Ancak bir süre sonra minik bebek, annesinin sağ göğsünden süt içmeyi reddetmeye başladı. Günlerce değişik şekiller ve yöntemler deneyen anne, bebeğine bir türlü sağ göğsünden süt içiremedi. Bebeğin sağ göğsünü sürekli reddetmesinden şüphelenen Saray Boyle en sonunda doktorun kapısını çaldı.
Daha önce sağ göğsünde iyi huylu bir kist tespit edilen Sarah, doktora ilk kez gittiğinde, doktorlar ona önemsenecek bir şey olmadığını söylediler. Ancak kistin sertleşip, acı vermeye başlaması üzerine tekrar doktora giden genç anneye yapılan tetkiklerin ardından üçlü negatif meme kanseri teşhisi konuldu. Üstelik kanser çoktan ikinci evreye ulaşmıştı.
Bebeklerin göğüsteki değişikleri anlayabildiği yönünde hikayeler duysak da, onların göğüs kanserini tespit edebildiğini gösteren bilimsel bir veri yok. Yani bu hikayelere aldanıp kontrolleri ihmal etmemek lazım. Kontroller demişken, göğüs kanserinin erken teşhisinde hayat kurtaran bazı ipuçlarını hatırlatmakta var.
Kadınlar kendi kendilerine yaptıkları kontrollerde genellikle 1 cm boyutlarındaki kitleyi tespit edebiliyorlar. Ancak daha küçük kitleler elle tespit edilemediği gibi muayene esnasında doktorların bile gözünden kaçabiliyor. Bazı hastalarda ise, bu belirtiler hiç olmuyor, ancak mamografi incelemesiyle bulunabiliyor.
Bu özellikler kitleyi tanımak için bir hayli önemli. Kanserli kitle nispeten sert, kenarları düzensiz ve yüzeyi pütürlü görünüyor. Kanserli kitle meme dokusu içinde rahatça oynatılamıyor.
Memede veya koltukaltında ele gelen sertlikler vücudunuzda ortaya çıkan belirtilerden sadece birisi. Bunun yanı sıra, meme başından gelen şeffaf veya renkli akıntılar, meme başında meydana gelen içeri çekilme, meme başı derisindeki değişiklikler, meme cildinde yara veya kızarıklık, memede büyüme, asimetri veya şekil bozukluğu size ipucu verebilecek diğer belirtiler.
Kansere bağlı ölümlerde akciğer kanseri ilk sırada yer alırken, meme kanseri ikinci sırada alıyor. Ülkemizde her 100 bin kadından 22’si meme kanserine yakalanırken, ölüm oranı ise 100 bin kadın arasından 10 kadın olarak belirtiliyor.
Meme kanserine ilişkin ortada dolanan yanlış bilgilerin haddi hesabı yok. Bunlardan en yaygını genç kadınlarda meme kanserinin görülmeyeceği yönünde. Meme kanseri en çok 50 yaşın üstündeki kadınlarda görülürken, bütün kadınlarda görülme ihtimali var. Yaşınız ne olur olsun, bir gün bu hastalığa yakalanabilirsiniz.
Yanlış bilgilerden birisi de, eğer ailenizde meme kanseri olan bir kadın yoksa, sizin de meme kanserine yakalanmayacağınızı söylüyor. Kanser vakalarında genetik yatkınlığın rolü kabul edilmekle beraber tek etken genetik faktörler değildir. Ailesinde hiç meme kanseri olmayan bir kadın da maalesef bir gün bu hastalığa yakalanabilir. Bu tür yanlış bilgilere güvenip kontrolleri aksatmak ve tedbiri elden bırakmak büyük hata!