Guardian gazetesi mülteci kriziyle ilgili başyazısında, "Mültecilerin varlığı Hristiyan köklerimize tehdittir" diyen ve başka açıklamaları ve kararlarıyla tartışma yaratan Macaristan Başbakanı Viktor Orban için "Avrupa'nın Korkunç Orban'a karşı tavır alma zamanı" diyor.
Gazetenin başyazısında özetle şöyle:
"Orban, mülteci krizinde, Avrupa'ya hakim olan cömert gönüllülük havasına kendini siper etti. Çoğunluğu Suriye'den çaresiz insanlar Budapeşte'de Keleti istasyonunda trenlere bindirilmedi, göz yaşartıcı gaz kullanmaya hazır bekleyen Macar polisi tarafından kovalandı. Mültecilere sonunda Batı'ya gönderilecekleri söylendi, ancak bunun yerine bu insanlar kayıt için derme çatma kamplara götürüldü."
"Hafta sonunda bazı kısıtlamaların kaldırılmasından sonra mülteciler, Almanya ve Avusturya'ya gitmek için yola koyuldu ama iç karartıcı manzaralar, Macaristan'ın insan hakları sicilinde, belki de ülkenin imajında bir leke olarak kalacak."
'Orban sorunu'"Ancak bu hükümetin duyarsızlığıyla, bir bütün olarak Macaristan'ı birbirinden ayırmak çok önemli. Zira Macaristan'da gönüllüler hafta sonunda yardım dağıttı, eski bir Macaristan başbakanı evini 10'dan fazla mülteciye açtı."
"Orban bir süredir ülkesinin imajına zarar veriyor. Demokratik ilkeleri çiğnedi, yetkileri sağcı Partisi Fidesz'in elinde topladı, yargının bağımsızlığını tehdit etti, medyaya zorbalık etti. AB kurumlarına karşı sürekli kışkırtıcı oldu. Rus lider Putin'le dayanışma gösterileri yaparak Avrupa Birliği'nin Ukrayna krizi karşısında birlik görüntüsü verme çabalarını zora soktu."
"Diğer AB başkentleri yuvarlak ifadelerle her adımına tepki gösterdi ama Macaristan'da olanlar kıtanın geri kalanını çok etkilemeyecekmiş gibi herkes sessizce yoluna devam etti. Ancak şimdi mülteci krizinin yaşandığı bir ortamda 'Orban sorunu' artık daha aşikar ve durum daha da kötüleşiyor."
"Daha önce AB kurumları Avrupa değerlerini çiğneyen Orban'ın yaptıklarının hesabını vermesini sağlayamadı. Ancak şimdi bunun zamanı geldi."
'İslam'dan korkuyorum, ama nefret etmiyorum'İslami yönetim altındaki bir Fransa tasviri yaptığı Soumission (Teslimiyet) adlı kitabıyla büyük tartışma yaratan ünlü Fransız yazar Michel Houellebecq, "İslam'dan korktuğunu ama nefret etmediğini" söyledi.
Kitabının İngilizce baskınının çıkması dolayısıyla Guardian gazetesine konuşan yazar, "İslamofobik misiniz?" sorusuna "Muhtemelen evet, ama 'fobi' kelimesi nefretten çok korku demektir" dedi.
Houellebecq, Lire dergisinde yayımlanan demecinde 'İslam en aptal din" dediği için ırkçı nefreti kışkırtmak suçlamasıyla 2002'de yargılanmış ancak suçsuz bulunmuştu.
"Görüşlerim değişti mi bilmiyorum"Yazar bu kararın ardından İslamofobinin bir tür ırkçılık olmadığını savundu.
Guardian'daki röportajda Houellebecq "İslam'ın en aptal din olduğu" yönündeki görüşünün değişip değişmediğine ilişkin bir soruyu şöyle yanıtladı:
"Gerçekten görüşümün değişip değişmediğini bilmiyorum. Kuran'ı okumanın rahatlatıcı olduğu doğru. Bu yüzden o zaman (kitabın Fransızca baskısı çıktığı zaman) 'Kuran'ı okuduktan sonra rahatladım' dedim. Bununla birlikte bunu söylemeden önce yeterince düşünmemiştim. Nesnel bir şekilde bakınca, Müslümanların Kuran'ı okuma ihtimalları, Hristiyanların İncil'i okuma ihtimalleri kadar az. İki dinde önemli olan ruhban sınıfının, ya da aracı kişilerin, ya da yorumlayanların kim olduğu önemli. İslam'da bu çok açık."
Soumission 7 Ocak'ta, Muhammed Peygamber karikatürlerini yayımlayan Charlie Hebdo düzenlenen, 12 kişinin öldüğü saldırıdan birkaç saat önce yayımlanmıştı.
Yazar 2022'de geçen romanında "üniversitelerde zorunlu olarak Kuran derslerinin okutulduğu, kadınların başlarını örtmeye zorlandığı ve yasaların çok eşliliğe izin verdiği bir Fransa" resmediyor.
Kitapta Yavaş yavaş süren 'çöküş' sürecinin ardından bir Müslüman lider Cumhurbaşkanlığı'na seçiliyor, kadınlar çalışma hayatından vazgeçmeye teşvik ediliyor ve böylece işsizlik düşüyor. Banliyölerde suç oranı sıfıra iniyor. Sonunda da 'duyarsızlaşan' Fransızlar, İslami Fransa gerçeğini kabul ediyor.
Michel Houellebecq, kitabın yayımlanmasından sonra "Edebiyat kisvesi altında İslam karşıtı bir felaket tellallığı yapmak" ve "aşırı sağın politikalarına hizmet etmekle" suçlanmıştı.
Fransa, Almanya ve İtalya'da kısa sürede en çok satan kitaplar arasına giren Soumission'ın İslam karşıtlığını körüklediği öne sürüldü.
Sosyalist Fransa Başbakanı Manuel Valls, "Charlie Hebdo saldırısından sonra "Fransa Michel Houellebecq değildir, hoşgörüsüzlük değildir, nefret ve korku değildir" demişti.
Bazı kesimler ise yazar Houellebecq'ın sadece bir yazar olarak yapmasını gerekeni yaptığını ve 'dünyaya ayna tuttuğunu' savunmuştu.
Apple video oyunları pazarındaDaily Telegraph gazetesi, Amerikan teknoloji devi Apple'ın, Sony ve Microsoft'a rakip olmak için tasarlanan ve ileri oyun özelliklerine sahip olduğu belirtilen yeni Apple TV ile oturma odalarına iddialı bir giriş yapmaya hazırlandığını yazdı.
Gazetenin haberine göre, Uzak Doğu'da Apple için üretim yapan şirketlere yakın kaynaklar, Apple TV'nin yeni versiyonunun Sony'nin PlayStation 4 ve Microsoft'un Xbox One konsollarına rakip olacak gelişmiş bir kumandası olacağını söylüyor.
Buna göre haptik (dokunsal) sensörleri olan kumanda, oynayan kişilerin parmaklarıyla uyguladığı güce duyarlı olacak.
Silikon Vadisi kaynakları da Apple'ın işlemci gücünün gelişmiş grafiklerin kullanımı için önemli derecede geliştirildiğini söylüyor.
Basınca duyarlı kumandaSektör uzmanlarına göre, yeni cihazın fiyatı şimdikinden daha yüksek olacak. Apple TV, ABD'de 69 dolara satılıyor.
Gazete, yeni Apple TV'nin, Apple'ın Çarşamba günü San Fransisco'da yapılacak etkinliğinde tanıtılabileceğini, ancak Apple için örnek üreten bir şirketin bunun ileri bir tarihe atılabileceğini söylediğini aktarıyor.
San Francisco'daki etkinlikte iPhone ve şirketin Google ve Amazon'un benzer hizmetleriyle rekabet eden sesli kumanda yazılımı Siri'deki iyileştirmeleri duyurması bekeniyor.
Siri'de yapılacak güncellemeyle Apple TV sahiplerinin televizyonlarını sesleriyle kumanda edebilecekleri belirtiliyor.
Gazete, "Yüz milyonlarca değil, 10 milyonlarca satan Apple TV'nin başarısı sınırlı düzeyde kalmıştı. Yıllık 40 milyar dolarlık bir büyüklüğü olan küresel oyun pazarı, Apple için bariz bir hedefti” diyor.