7. Uluslararası Türk Dili Kurultayı

TBMM Başkanı Cemil Çiçek, milletvekili yemin metninin dilinin kötü olduğunu belirterek, "Bizler dahil metni okurken...

TBMM Başkanı Cemil Çiçek, milletvekili yemin metninin dilinin kötü olduğunu belirterek, "Bizler dahil metni okurken zorluk çekiyoruz" dedi. Çiçek, siyasetçilerin ise dili kullanmak yerine kavga ve sürekli gerginlik oluşturduklarını ifade etti.

Çiçek, Bilkent Otel'de düzenlenen 7. Uluslararası Türk Dili Kurultayı’nın açılışında konuştu. Konuşmasına "Bozuk Türkçem ve kısıtlı darağacımla düşüncelerimi ifade etmek istiyorum" diye başlayan Çiçek, Türkçe’nin Anadolu’da 75 milyon, dünyada milyonlarca insanın konuştuğu temel iletişim aracı olduğunu söyledi. Çiçek, “Dil, bizi millet yapan, tasada ve kıvançta buluşturan ortak hafızamızdır, millidir" dedi. Atatürk’ün Türk dilinin Türk milleti için kutsal bir hazine olduğuna ilişkin sözlerini anımsatan Çiçek, "Türk milletinin geçirdiği bunca tehlikeden, ahlakını, geleneklerini, menfaatlerini, hatıralarını dili aracılığı ile korunduğunu görür. Türk dili milletimizin kalbi ve belleğidir. Büyük hukukçu Ali Fuat Başgil’in ifadesi ile ‘Dilin her kelimesinin arkasında bir tarih yatar" dedi.

Reklam
Reklam

Bir dili öz Türkçeleştirme iddiasıyla değiştirmeye kalkışmanın bu ruhu öldürmek, bu ocağı söndürmekten başka anlam taşımayacağını ifade eden Çiçek, bir milletin dilinin 5-10 sene, 1-2 neslin işi ve eseri olmadığını, asırlar süren bir sürecin eseri olduğunu söyledi. Türkçe’nin yaşadığı sorunlardan birinin öz Türkçeleşme olduğuna işaret eden Çiçek, “Geçmişi tahrip etmeden, dili tahrip etmiyorsak kazanılır. Fakat sırf geçmişi reddetmek ve bir şeyler adına yapılıyorsa bunun dile verdiği zararı görüyoruz. Bir toplumun bugününü ve geleceğini sağlam bir şekilde, kimliği yozlaşmadan inşa etmek istiyorsak geçmişimize ve tarihimize sahip çıkmak zorundayız. Dilimiz ağzımızda annemizin ak sütü gibi aşımız ve ekmeğimizdir. Kendimizi ifade edebildiğimiz, kimliğimizi tamamlayan en önemli araçtır. Dil varlığımızın evidir. Dile yabancılaşırsak kültürümüze, irfanımıza yabancılaşacağımız açıktır. Bu yüzden dili iyi bilmek, bozulmalara karşı korumak mecburiyetindeyiz" diye konuştu.

Son dönemde dilimizi bekleyen en önemli tehlikelerden birinin dilin bozulması, yabancılaşması ve kirlenmesi olduğunu vurgulayan Çiçek, şöyle konuştu:

Reklam
Reklam

“Dil bozulursa, kimlik bozulur, kültür bozulur, irfan bozulur. Sokak hayatı ve cemiyet ilişkilerimiz bozulur. Birbirimize yabancılaşır, konuşmakta zorlanırız. Başka dilleri, dünyaları konuşmaya başlarız. Birbirine selam veren, aynı iklimi, aynı dünyayı soluyan insanlar arasındaki mesafeler artar, konuşmakta ve sonuçta bugünü ve geleceği kurmakta zorlanırız. Değerleri yerine koymakta, kuşaklar arası köprüyü, uyumu ve iletişimi kurmakta zorlanırız Kuşaklar arası yabancılaşma artar. Bugün yaşanan odur. Fuzuli’yi, Baki’yi bilmez hale geliriz. Bugün yeni kuşaklar Çanakkale Destanı’nı, Bülbül kasidesini anlamakta zorlanıyor. Halbuki Çanakkale Destanı bu ülkenin tarihi, acısıdır. Bunu bilmek ve yaşatmak zorundayız. Eğer bir söz ve mana destanı olan bu şiiri anlamakta zorlanıyorsak, destanımızla aramız bu kadar açılıyorsa bizim bir kere daha düşünmemiz gerekiyor. Milletimiz Anadolu’da kurtulma mücadelesi verirken yine dilimiz, kimliğimiz ve milli hasletlerimiz vardı. Anadolu’da dilimiz ve kimliğimiz sayesinde var olmuşuz. Cumhuriyet tarihi boyunca ve hatta öncesinde değişerek bugüne gelmiştir. Fakat niteliklerini koruması, sürdürmesi ve gelişmesi önemlidir."

Reklam
Reklam

Bugün dünyada 6 bin 912 dil olduğunu, Türkçe'nin dünyada 5.'inci dil olarak kullanıldığını belirten Çiçek, çocukların okumadığını, Mehmet Akif Ersoy'u, Ahmet Hamdi Tanpınar gibi isimleri tanımadığını söyledi.

Siyasetçilerin de dili iyi kullanamadığını belirten Çiçek, "Bunun sonucunda konuşamayan, sadece polemik yapan siyasetçiler, sürekli kaos ve gerginlik oluşturan kaba bir dil siyasetine şahit olduk. Konuşmak yerine kavga etmeyi, gerginliği tercih ediyoruz. Ardından da demokrasi eksikliğinden, siyasi üsluptan şikayet ediyoruz. Halbuki konuşacak bir dil ve kültürümüzün siyasi hafızamız olduğunu biliyoruz" diye konuştu.

Hukuk ve hukuki metinlerin dilinin de sorunlu olduğunu belirten Çiçek, "Uzun cümleler, fakat amalarla birbirine bağlayan cümlelerle kanunlar yazıyoruz. Onun için zaman zaman ihtilaflar yaşıyoruz. Aynı metnin farklı yorumlanması ile karşı karşıya kalıyoruz" dedi.

Kanun yazanların bir eğitimden geçmesini istediklerini ancak gelen kaynaklardan dolayı bir düzelme yaşanmadığını belirten Çiçek, onun için bunun bir bütün olarak ele alınması gerektiğini ifade etti. Yasamada dilin daha kaliteli olması için bir enstitü kurmak istediklerini belirten Çiçek, bu konuda Gazi Üniversitesi ile bir anlaşma imzaladıklarını, YÖK’ten karar beklediklerini ifade etti. Milletvekili yemin metninin dilini de eleştiren Çiçek, "Bizler de dahil hepimiz bu metni okurken zorluk çekiyoruz” dedi.

Reklam
Reklam

Yeni anayasa çalışmalarına değinen Çiçek, yeni anayasanın hem dil hem içeriğinin daha iyi olacağını, toplumsal beklentileri karşılayacağını söyledi. Çiçek. "Zaman zaman zorlansak ta toplumun ihtiyacı olan anayasayı yapmak zorundayız” diye konuştu.

TBMM'den en son çıkarılan Borçlar Kanunu, Türk Ticaret Kanunu ve Medeni Kanunu’nun dilini de eleştiren Çiçek, yasalar yan yana getirildiğinde dillerin birbiri ile örtüşmediğini söyledi. "Biraz da karikatürize edersek altına şalvar giydirmişiz, onun üstüne beyaz gömlek, smokin ve papyon. Sanki üç ayrı dilde yazılmış yasa" dedi.

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

Anahtar Kelimeler: