Göç İdaresi Genel Müdürlüğü ve Uluslararası Göç Politikaları Geliştirme Merkezi’nin (ICMPD), Türkiye’de insan ticaretinin önlenmesine yönelik mücadele konusunda düzenlediği toplantıda, insan ticareti mağdurlarına yönelik çalışmalar değerlendirildi. İnsan Ticareti Mağdurlarını Koruma Dairesi Başkanı Osman Koramaz, Göç İdaresi Genel Müdürlüğü’nün 2013 yılındaki kuruluşundan beri 500 dolayında insan ticareti mağdurunun tespit edilerek koruma altına alındığını belirtti.
Göç İdaresi Genel Müdürlüğü’nün verilerine göre, 2005-2017 yılları arasında Türkiye’de bin 222 insan ticareti mağduru, ihbarlar veya polisin operasyonlarıyla kurtarılarak korumaya alındı. 2005 yılında 142, 2006 yılında 194 olan mağdur sayısı, 2013’te 9’a kadar düştü. Sonraki yıllarda tekrar artışa geçen mağdur sayısı, 251 kişiyle bu yıl ilk 9 ayında en yüksek rakama ulaştı.
‘MAĞDURUN YÜZÜ İFŞA EDİLMEMELİ’
Uluslararası insan ticareti uzmanı Tamme De Leur, insan ticareti ile göçmen kaçakçılığı arasındaki farkın gözetilmesinin bu suçların önüne geçilmesinde kritik bir rol oynadığını vurguladı. De Leur, “İnsan ticareti hem ülkesel hem de uluslararası şekilde ortaya çıkar; fakat göçmen kaçakçılığı sadece sınır geçişiyle meydana gelir. İnsan ticareti mağdurun iradesi olmaksızın icra edilirken, göçmen kaçakçılığında kaçırılanın iradesi mevcuttur. İnsan kaçakçılığında mağdur sürekli istismar edilerek, onun üzerinden kazanç sağlanır” diye konuştu. İnsan ticareti mağdurlarının bir kısmının fuhuş amacıyla kullanıldığını kaydeden De Leur, kurtarılan insan ticareti mağdurlarının medyada yüzünün gösterilerek ifşa edilmesinin, kendi ülkelerinde yeniden yaşam kurmalarını zorlaştırdığına dikkat çekti.
Özellikle Uzakdoğu ve Türk cumhuriyetlerinden iş, çocuk bakımı vaadiyle Türkiye’ye getirilen birçok kadın, insan taciri çetelerin şantaj ve şiddetiyle fuhuşa sürükleniyor.