Ab Bakanı Bağış’ın Lithuania Tribune Gazetesinde Yayınlanan Röportajı

Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Türkiye'nin Baltık Haber Ajansı (BNS)’na, İslamiyet ile demokrasiyi bir arada tutma becerisi ve Müslüman nüfusun artmaya devam edeceği Avrupa’da aşırıcılıkla mücadele etme konusunda yardımcı olabileceğini söyledi.

Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Bağış, BNS’ye verdiği röportajda, bu yılın ikinci yarısında Litvanya’nın Dönem Başkanlığı ile birlikte, Türkiye’nin AB’ye katılım müzakerelerinin yeni bir ivme kazanmasını beklediğini ve ayrıca Rumlarla Kıbrıs’ın bölünmüşlüğünü çözüme kavuşturmak için bir fırsat gördüğünü ifade etti.

Fransa’da nüfusun yüzde 11’inin, Almanya’da ise nüfusun yüzde 9’unun Müslüman olduğuna ve 2025 yılına kadar Avrupa’da nüfusun yüzde 10’undan fazlasının Müslüman olacağına dikkat çeken Bağış, “Eminim ki Avrupa’da Türkiye’nin üyeliğini din yüzünden reddeden bazı kişiler var. Fakat bunun konuyla ilgisi olduğunu düşünmüyorum çünkü İslamiyet bir Avrupa gerçeğidir” dedi.

Türk Bakan ayrıca, Londra’daki terör eylemlerinin veya Paris’teki şiddet gösterilerinin, Müslüman ülkelerde değil, bu ülkelerde doğmuş ve yanlış fikirlerden etkilenmiş kişiler tarafından planlandığını vurguladı.

Bağış “Bu nedenle, güçlü bir İslam inancına sahip olan ve aynı zamanda serbest piyasa ekonomisinin, hukukun üstünlüğünün ve demokrasinin varlığının önemli bir örneğini oluşturan Türkiye gibi bir Avrupa ülkesi, Avrupa’daki Müslüman zihinleri zehirleyen hastalıklı mesajlara verilecek güçlü bir ilaç olacaktır. Türkiye, Avrupalı kimliği bu büyük medeniyetler çatışmasına çözüm bulunmasına yardımcı olabilir ve dahası medeniyetler ittifakı oluşturabilir” dedi.

Bakan Bağış, Ankara’nın, AB dönem başkanlığını devralacak olan Litvanya’nın Türkiye ile AB arasında yavaş seyreden katılım müzakerelerine yeni bir ivme kazandıracağını umduğunu da ifade etti.

Bağış, “İrlanda’nın dönem başkanlığında, Haziran ayında, Bölgesel Politikalar faslının açılacağını umut ediyoruz, ancak, ilişkilerimizin Litvanya’nın dönem başkanlığı sırasında yeni bir ivme kazanmasını bekliyoruz” derken, Komisyon ile bazı açılış kriterlerini müzakere etmeyi ve Sosyal Politikalar faslının açılmasını da ümit ediyoruz” diye ekledi.

Bağış ayrıca, Türkiye’nin, kolaylaştırılmış bir vize rejimi konusundaki görüşmelerin yeniden başlayacağını umduğunu da söyledi. Bağış’ın düşüncesine göre, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nde uluslararası toplum tarafından tanınan yeni bir cumhurbaşkanının seçilmesi, ikiye bölünmüş Akdeniz adasındaki meselenin en sonunda çözülmesi için bir fırsat sunuyor.

Bağış daha sonra, Türk tarafınca desteklenen fakat Rum tarafınca reddedilen 2004 tarihli BM federasyon planının Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin yeni Cumhurbaşkanı Nicos Anastasiades tarafından desteklenmiş olmasının umut verici olduğunu söyledi.

Bağış, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin kendi dönem başkanlığı sırasında, bu planı reddettikleri için, iflasını ilan etmek zorunda kaldığını ve Sayın Anastasiades’in bu durumu öngörmüş olabileceğini ifade etti. Bağış, hem Türk tarafı hem de Rum kesimince kabul edilecek bir çözümü Türkiye’nin de destekleyeceğini belirtti.

Bağış, Kıbrıs sorununun çözümü için Papa’nın seçim sürecini örnek gösterdiğini ifade etti.

Türkiye, adayı Yunanistan ile birleştirmeyi hedefleyen Yunan darbesine karşılık olarak 1974 yılında Kıbrıs’a müdahale etti ve daha sonra Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ilan edildi.

Bağış, Litvanya dönem başkanlığı sırasında Türkiye’nin görüşmelere hazır olduğu konusunda Litvanya Dışişleri Bakanı Linas Linkevicius’u temin ettiğini söyledi.

Bağış, “Dışişleri Bakanınıza, Litvanya dönem başkanlığı sırasında, Türkiye, Yunanistan, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi arasında bir konferans düzenleyecek olursanız, sizi temin ederim ki, Türkiye ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti bu konferansa katılacaktır dedim” diye ifade etti.