Ab Bakanı Ve Başmüzakereci Egemen Bağış:

Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Avrupa Birliği'nin adeta bir diyetisyen ve bu diyetisyenin...

Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Avrupa Birliği'nin adeta bir diyetisyen ve bu diyetisyenin 'AB müktesebatı' olarak adlandırılan iyi bir planı olduğunu belirterek, AB'nin Türkiye ile katılım müzakerelerinde yakın dönemde bir ilerleme sağlanabileceğini bildirdi.

2005 yılından beri, Brüksel ile Ankara arasında Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne (AB) muhtemel üyeliği için müzakereler yürütülüyor. Ancak, AB'nin tüzük, direktif gibi hukuki tasarruflarını kapsayan 35 fasıldaki müzakereler yavaş ilerliyor. 2010 yılından bu yana, 35 fasıldan sadece bir fasıl (Bilim ve Araştırma) kapatıldı ve 12 fasıl müzakerelere açıldı. Fransa'nın da aralarında bulunduğu bazı AB üyesi devletler birçok faslın müzakereye açılmasını bloke ediyor. Bununla birlikte, bu yıl Şubat ayında, Paris, bölgesel politika ile ilgili 22. faslın müzakereye açılmasını artık engellemek istemediğini açıkladı. AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Luxemburger Wort gazetesine bir mülakat verdi.

Reklam
Reklam

Bağış, AB’ye katılım sürecinde gerçekleştirilen çalışmalar çerçevesinde, Lüksemburg'a bir çalışma ziyaretinde bulundu ve Dışişleri Bakanı Jean Asselborn, Maliye Bakanı Luc Frieden, Ekonomi ve Dış Ticaret Bakanı Etienne Schneider ve Meclis Başkanı Laurent Mosar ile görüştü.

Egemen Bağış ve Dışişleri Bakanı Jean Asselborn arasında dün sabah gerçekleşen toplantının ardından, Jean Asselborn, 22. faslın Haziran’dan önce ele alınması gerektiğini ifade etti. Jean Asselborn ayrıca, "Türkiye, Batı ile Müslüman dünyası arasında bir köprü vazifesi görüyor. Bu konuda önemli bir rol üstlenebilir" dedi. Asselborn, Lüksemburg'un Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde geçici üye olarak seçilmesi için Türkiye'nin Lüksemburg'a verdiği destekten ötürü Sayın Bağış'a teşekkür ederek, Türkiye ile İsrail arasındaki ilişkilerde sağlanan düzelmeden duyduğu memnuniyeti dile getirdi.

Bağış, AB üyeliğinin hala Türkiye'de ilgi uyandırıp uyandırmadığına ilişkin, "AB üyeliği hala Türkiye'yi son derece ilgilendirmektedir, çünkü biz AB'yi hiçbir zaman sadece ekonomik veya siyasi bir birlik olarak görmedik. Bizim için AB, insanlık tarihinin en büyük barış projesidir. Fransa ve İngiltere gibi birbirleriyle yüzyıllarca savaşan uluslar dahi, AB çatısı altında bir araya gelebiliyorsa, Türkiye de bu birliğe katılmalıdır" dedi. Esasında Türkiye'nin, Batı'nın en doğulu, Doğu'nun ise en batılı ülkesi olduğunu belirten Bağış, Türkiye'nin kıta barışı projesinin küresel bir projeye dönüşmesine katkısı olabileceğini ifade etti. Türkiye'nin, barış, demokrasi, dayanışma ve disiplin gibi değerlerini yayma konusunda AB’ye yardımcı olacağını söyleyen Bağış, katılım müzakereleri sürecinin, nihai sonuç bakımından daha da büyük önem taşıdığını bildirdi.

Reklam
Reklam

KATILIM MÜZAKERELERİ

Katılım müzakerelerinin, Türkiye'nin daha demokratik, kendine güvenen ve daha şeffaf bir ülke olmasına katkıda bulunduğuna dikkati çeken Bağış, "Gıda güvenliği, bölgesel kalkınma ve eğitim gibi konularda büyük ilerleme kaydettik. AB adeta bir diyetisyen, bu diyetisyenin 'AB müktesebatı' olarak adlandırılan iyi bir planı var. Hepimiz, sağlıklı olmak istiyorsak beslenmemize dikkat etmemiz gerektiğini biliyoruz. Ancak, bunu kendi başımıza yapmamız gerektiğinde, biraz tembellik yapıyoruz. Ama diyetisyen bize yiyeceğimiz şeyin miktarı ve zamanı ile ilgili detaylı bir program sunarsa, o zaman yediklerimize dikkat ediyoruz. Ve diyetisyen biraz şişman ve karamsar olsa da, bu durum, diyetisyenin eldeki en iyi programa sahip olduğu gerçeğini değiştirmiyor. Katılım müzakerelerinde şu ana kadar oldukça zor bir süreç yaşandı, fakat bu atmosferin artık değiştiğini düşünüyorum" ifadelerini kullandı.

Bağış, açıklamasını şöyle sürdürdü: "Çünkü Elysée Sarayı'nda şimdi yeni bir başkan var. Türkiye’nin AB ile ilgili çabalarını engellemeye çalışan beyefendi yeniden seçilemedi. Cumhurbaşkanı Hollande, Türkiye’nin üyelik müzakerelerinin engellenmesinin, Fransa'nın ekonomisine veya uluslararası ilişkilerine bir fayda sağlamayacağını anladı. Almanya Başbakanı Merkel hiçbir zaman müzakereleri engellemedi, ancak nihai sonuca ilişkin olarak Sayın Merkel'in farklı düşünceleri vardı. Şimdi o da, Türkiye ile iyi ilişkilere sahip olmanın önemini anladı. Bu zihniyet artık değişiyor. İnsanlar, ticaret, enerji, güvenlik alanlarında ve hepsinden önemlisi uluslararası barış konusunda Türkiye'nin önemli bir ortak olduğunun farkındalar."

Reklam
Reklam

Türkiye'nin, her zaman Avrupa ile Asya, Doğu ile Batı, Kuzey ile Güney, hammadde ile sanayi, enerji kaynakları ile talep arasında bir köprü olduğunu belirten Bağış, her köprünün sağlam dört ayak üzerinde durmak zorunda olduğunu söyledi. Kuzey, doğu ve güneydeki ülkelerle olan ilişkilerin güçlendirilmesi gerektiğine işaret eden Bağış, bunun Türkiye'nin Batıyla olan ilişkilerini koparması anlamına gelmediğini dile getirdi. Pek çok farklı işin aynı anda yapabilebileceğini dile getiren Bağış, Türkiye'nin, her zaman Avrupa'nın bir parçası olduğunu belirtti. AB'ye üye olma konusundaki çabaların 1959 yılından bu yana devam ettiğini hatırlatan Bağış, üyelik müzakerelerinin açılması ve bir tarih alabilmek için 45 yıl beklendiğini ama asla pes edilmediğini açıkladı. Bunun Türkiye'nin bu yolda ne kadar kararlı olduğunu gösterdiğini bildiren Bağış, dünyanın başka bölgelerinde fırsatların oluşması durumunda bunların değerlendirileceğini söyledi.

Bağış, "Laik demokrasi hakkında konuşmak için bir İslam ülkesini ziyaret edebilecek Bir İslam ülkesini ziyaret eden ve laik demokrasi konusunda konuşma yapan pek çok Avrupalı Devlet ve Hükümet Başkanı vardır. Aynı şekilde, bu ülkelerde İslam işbirliği hakkında konuşabilecek ve Cuma namazını kılabilecek Müslüman pek çok Devlet ve Hükümet Başkanı vardır. Ancak, Başbakanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan her ikisini de yapabilmektedir. Başbakanımız, bu ülkelere laik demokrasiden korkulmaması gerektiğini gösterebilir" dedi.

Reklam
Reklam

Vize sorununun, vatandaşlara karşı olan önyargılar nedeniyle çözülemediğine dikkati çeken Bağış, vatandaşları Schengen alanına girmek için vizeye ihtiyaç duyan tek aday ülkenin Türkiye olduğunu ve bu sorunun ancak önyargıların bir tarafa bırakılmasıyla çözülebileceğine işaret etti.

KIBRIS MESELESİ

Bakan Bağış, açıklamasında şunları kaydetti: "Kıbrıs meselesinin çözümü, Lefkoşa'nın AB'ye katılımı için bir koşul olmadı, Türkiye için de olamaz. Bu konu, tamamen bağımsız bir şekilde değerlendirilmelidir ve Türkiye'nin üyeliği için bir engel oluşturmamalıdır. Aslında bu konuda güvenim tam, çünkü ilk defa Güney Kıbrıs'ta Annan Planını ve adanın yeniden birleşmesini destekleyen bir cumhurbaşkanı seçildi. Bu sebeple, Cumhurbaşkanı Anastasiades'in kendi ülkesinin kuzey komşuyla anlaşmazlıklarını bir kenara bırakmak için gerekli adımları atacağını umuyorum. Meselenin çözümüne yönelik olarak birlikte bir çözüm bulmaları için Kıbrıs'taki her iki tarafı da teşvik etmekteyiz. Onlar evli çiftler gibiler, Büyük-Britanya, Yunanistan ve Türkiye ise, onların evliliklerini kurtarmak isteyen dünürler gibi. Kıbrıs'taki her iki taraf da, evliliklerinin devam edip etmeyeceğine yetişkin bireyler gibi bir karar vermek zorundadırlar. Kararları her ne olursa olsun, biz buna saygı duyacağız."

Reklam
Reklam

"Lojistik sektöründe, Bettembourg-Triest-İstanbul tren hattı, Türkiye ile Lüksemburg arasındaki yük trafiğini bağlıyor. Haziran ayından itibaren, İstanbul ile Lüksemburg arasında Türk Hava Yolları uçak seferleri gerçekleşecek. İki ülke birbirinden nasıl faydalanabilir ve ilişkiler hangi alanda geliştirilebilir" sorusuna Bağış, "Türkiye'yi bir kez ziyaret eden Avrupalıların Türkiye’nin AB üyeliğini desteklediğini fark ettim. Bu da, Lüksemburg da dâhil, Avrupa’dan ne kadar çok kişi Türkiye'yi ziyaret ederse, üyeliğimizin de o kadar çok destekleneceği anlamına geliyor. Bu yüzden, Lüksemburg ile İstanbul arasında yakında doğrudan uçak seferleri başlayacağı için memnunum. Bugün, Ekonomi ve Dış Ticaret Bakanı Sayın Etienne Schneider ile görüştüm ve lojistik, sağlık, bilişim ve iletişim teknolojileri alanlarında ortaklık konusunu ele aldık. Haziran sonunda, Ekonomi Bakanımız bir heyet ile Lüksemburg'a gelecek ve yıl sonunda Büyük Dük Henri, çok sayıda yatırımcı ve iş adamı ile birlikte Türkiye’yi ziyaret edecek" cevabını verdi.

Reklam
Reklam

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz