Avrupa Komisyonu'nun genişlemeden sorumlu üyesi Stefan Füle, aday ülkelerle ilgili yıllık İlerleme Raporu ve Genişleme Stratejisi Belgesi'ni açıkladı.
Füle, düzenlediği basın toplantısında başarıya ulaşabilmesi için AB'nin genişleme politikasının güvenilirliğini korumaya devam etmesine ihtiyaç olduğunu vurguladı.
Genişlemeden sorumlu komisyon üyesi Füle, Türkiye'nin mevcut hızının yetersiz olduğunu dile getirirken Kıbrıs'taki kapsamlı çözüm müzakerelerine destek açıklamalarına devam etse de AB'nin Türkiye'den "aktif destek beklediğini" ifade etti.
Füle, belgeden alıntı yaparken Türkiye'nin Ek Protokol yükümlülüklerini "hala yerine getirmediğini" ve Kıbrıs Rum kesimiyle ilişkilerini normalleştirme yolunda ilerlemediği, AB Komisyonu'nun konuyu yakından izlemeyi sürdüreceğini dile getirdi.
Stefan Füle, Türkiye'nin Kıbrıs'a başta doğrudan ulaşım olmak üzere malların serbest dolaşımı önündeki tüm engelleri kaldırmadığına dikkat çekti.
Yeni sivil, anayasa 2010 Türkiye İlerleme Raporu ile birlikte açıklanan Genişleme Stratejisi belgesinde, Türkiye'den "yepyeni sivil bir anayasa" hazırlaması istendi.
Belgede, 12 Eylül'deki halk oylamasıyla kabul edilen anayasa paketinin "doğru yönde atılmış bir adım" olduğu belirtilse de, tamamen sivil bir anayasaya ihtiyaç duyulduğu vurgulandı.
Ancak referandum öncesi sivil toplum kuruluşları ve siyasi partileri kapsayan istişari bir süreç yaşanmadığı da belirtildi.
Azınlık hakları ve basın özgürlüğü gibi konularda da bazı kaygıların giderilemediğine dikkat çekildi.
Genişleme Stratejisi belgesinde Türkiye'nin temel haklarla ilgili yapması gerekenler sıralanırken, "İfade ve basın özgürlüğü mevzuat ve uygulamada güçlendirilmelidir. Dini özgürlüklerle ilgili birçok eksiklik mevcuttur. Sendikal haklarla, cinsiyet eşitliğiyle ve kadın haklarıyla ilgili de ilerleme sağlanması gerekmektedir. Kürt meselesini çözmeyi hedefleyen demokratik açılımda sadece sınırlı sonuç alınmıştır. Güneydoğudaki güvenlik durumu, PKK/Kongra-Gel'in saldırılarındaki artışla kötüleşmiştir. Yolsuzlukla mücadelede bazı ilerlemeler sağlanmıştır" denildi.
Türkiye'nin AB katılım müzakerelerinin ilerlese de hızın daha da yavaşladığı belirtilen belgede, Türkiye'nin rekabet politikası, kamu alımları ve sosyal politika ve istihdam fasıllarını müzakerelere açmak için reformlarını yoğunlaştırması istendi.
İfade ve basın özgürlüğü AB raporunda, basın ve kamuoyunun Kürt meselesi, ordunun rolü, azınlık hakları ve Ermeni meselesi gibi geçmişte hassas kabul edilen konuları daha açık ve özgürce tartışabilmesi övülürken, Ergenekon davasıyla ilgili haber yapan basın mensuplarına sık sık dava açılması eleştirildi.
Türkiye'de internet sitelerine sık sık ve orantısız şekilde erişim yasağı eleştirilen belgede, basın özgürlüğüyle ilgili şu ifadelere yer verildi:
"Basına siyasi saldırılara ilişkin endişeler sürüyor. Hükümeti eleştiren Doğan medya grubu aleyhine 2009 yılında verilen vergi cezasıyla ilgili mahkeme süreci devam etmektedir. Bu davanın ardından basın oto sansür uygulamıştır. Görevleriyle ilgili gazeteciler aleyhine askeri makamlar dahil üst düzey makamlar ve siyasetçiler tarafından birçok dava açılmıştır.
Genel olarak bakıldığında Türkiye'de açık ve özgür tartışma sürmüş ve genişlemiştir. Buna karşın gazeteciler hakkında çok sayıda dava açılması ve haksız nüfuz kullanımı pratikte basın özgürlüğünü zayıflatmaktadır."
İlerleme Raporu'nda, Türkiye'nin azınlıklara yaklaşımının kısıtlayıcı olduğu savunularak yeni çabalarla hoşgörü ve katılımın teşvik edilmesi istendi. Raporda, yetkililerinin kararlılık ifadelerine rağmen, "demokratik açılım"da sınırlı ilerleme sağlandığı belirtildi.
Kürt meselesinin çözümüne yönelik çabaların ısrarla sürdürülmesi talep edildi.
"Demokratik açılım" kapsamında açıklanan somut önlemlerin "beklentilerin gerisine düştüğü ve düzgün şekilde takip edilerek uygulanmadığı" savunulan raporda, terörle mücadele kanununda terörizmin geniş tanımlanmasına dayanılarak ifade özgürlüğü başta olmak üzere temel özgürlükleri kısıtlayıcı uygulamaların endişe kaynağı olmaya devam ettiği belirtildi.
Anayasa paketine destek 2010 Türkiye İlerleme Raporu'nda, Ergenekon davası ve diğer darbe planlarına yönelik soruşturmaların Türkiye'de demokratik kurumların işleyişini ve hukukun üstünlüğünü güçlendirmek için fırsat olarak kullanılması istendi.
Siyasi partilerin kapatılmasını zorlaştıran maddenin Meclis'te yeterli oyu alamayarak paketten çıkarılması eleştirildi. Raporda, Türkiye'den, parti kapatmalar başta olmak üzere siyasi partilerle ilgili mevzuatın Avrupa standartlarına yükseltilmesi istendi.
Raporda, anayasa paketiyle HSYK ve Anayasa Mahkemesi'nin üye sayısının artırılması olumlu bulunurken, askeri yargının Anayasa Mahkemesi'ne üye göndermeye devam etmesi, "Demokratik bir sistemde anayasal yargı sivillerin işi olduğu için askeri yargıçların varlığı sorgulanabilir" denilerek eleştirildi.
Ordunun sivil denetimi Raporda daha önce HSYK tarafından meslekten ihraç edilen yargı mensuplarına geri dönüş yolunun açılması olumlu bulundu, ancak 2005 Şemdinli olayları sonrası ihraç edilen davayı yürüten dönemin Van Cumhuriyet Savcısı Ferhat Sarıkaya hatırlatıldı ve "davanın bugüne kadarki ele alınış biçiminin, HSYK'nın bağımsızlığı hakkında şüphe uyandırdığı" vurgulandı.
Raporda, "Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) yetkisi dışındaki siyasi konulara doğrudan ya da dolaylı etkide bulunduğu vaka sayısı azalmıştır. Buna karşın Genelkurmay Başkanı, devam eden dava ve soruşturmalarla ilgili pek çok fırsatı kullanarak yorum yapmıştır. Bu açıklamalarla ilgili vatandaşlar ve sivil toplum örgütleri birçok suç duyurusunda bulunmuştur. Halbuki yargı bunların takipçisi olmamıştır" ifadeleri kullanıldı.
İlerleme raporu Türk ekonomisine ise övgüler içeriyor.
Raporda Türkiye'de kişi başına milli gelirin AB ortalamasının yüzde 46'sına ulaştığı belirtilerek, küresel krizin ardından hızlı toparlanan Türkiye'nin krize karşı yüksek mukavemet gücünü gösterdiği vurgulanıyor.
Avrupa Parlamentosu Türkiye Raportörü Ria Oomen-Ruijten, Türkiye'nin demokratikleşme ve modernleşme çabalarında başarıya ulaşabilmesi için hükümet-muhalefet uzlaşmasının büyük önem taşıdığını vurguladı.
Oomen-Ruijten, rapordaki olumlu görüşlere örnek olarak ise ordu üzerindeki sivil denetimin güçlendirilmesini, işkence ve kötü muameleyle mücadele konusunda sağlanan ilerlemeyi ve yargı reformunu gösterdi.
Oomen-Ruijten, gelecek yıl başlarında Türkiye hakkında hazırlayacağı AP raporunda bu olumlu gelişmelere yer vereceğini belirtti.
35 başlığın sadece 13'ü açılabildi Avrupa Birliği ile üyelik müzakerelerinde toplam 35 başlık yer alıyor.
Türkiye'yle müzakerelerde 5 yılda bu başlıklardan sadece 13'ü açılabildi.
Kapanan başlık sayısı ise sadece bir.
O başlık da, müktesebatın bir-iki sayfayı geçmediği "Bilim ve Araştırma".
Diğer müzakere başlıklarının açılması ise ya Avrupa Birliği'nin geneli, ya Kıbrıslı Rumlar ya da Fransa tarafından bloke edilmiş durumda.