"AB, Kıbrıs'ı koz olarak tutuyor"

HATAY (İHA) - Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Hatay Milletvekili İnal Batu, Kıbrıs sorunun Türkiye-Avrupa Birliği (AB) ilişkilerinin tam ortasına yerleştiğini belirterek, "Türkiye'nin AB'ye üyeliği sürecinde, Kıbrıs'ı koz olarak tutuyorlar ki, sorun çözülmezse üyelik yolunda onu bahane etsinler" dedi.

Hatay Milletvekili Batu, CHP İskenderun Belediye Başkan Adayı Adnan Menderes Kılınçoğlu'na destek olmak için geldiği İskenderun'da, partisinin Deniz Ticaret Odası'nda (DTO), sivil toplum örgütü temsilcilerine yönelik düzenlediği toplantıya katıldı. Batu, toplantıda Türkiye-AB ilişkileri ve Kıbrıs görüşmelerine ilişkin açıklamalarda bulundu. Kıbrıs'ın Türkiye'nin AB üyeliğinde anahtar role sahip olduğunu belirten Batu, "Türkiye'yi almak istemeyenler, Kıbrıs sorununu şöyle bir tarafta tutmak istiyorlar ki, sorun çözülmez ise onu bahane etsinler" diye konuştu.

Reklam
Reklam

Kıbrıs'ta bugüne kadar gelinen süreçte tarihi hatalar yapıldığını söyleyen Batu, "1970'li yılların sonrası, 80'li yılların başında, o zamanki konjonktürde, ne Kıbrıs AB gündemine girmişti, ne Kopenhag Kriterleri vardı. Ancak, ne gariptir ki, Türkiye'ye yaptıkları hatalarla trilyonlarca dolar zarar veren ve zaman kaybettirenler, o tarihi hatalardan sonra, 20-25 yıl daha Türkiye'nin gündeminde kalarak, saygı görüyorlar, cumhurbaşkanı oluyorlar, başbakan oluyorlar, ana muhalefet lideri veya büyük devlet adamı oluyorlar. Bir ülkede büyük tarihi hatalar işleyen devlet adamları, liderler olabilir ama, onlar başlarını önlerine eğerler ve tarihin karanlıklarına gömülürler. Yalnız Türkiye'de stratejik hatalar işlemiş insanlar, yıllarca Türkiye'nin gündemine otururlar. 'Senin şu hatan Türkiye'ye şuna mal olmuştur' diye bir hesaplaşma da yok" şeklinde konuştu.

Tüm olumsuzluklara karşın Kıbrıs sorununun çözülmesi gerektiğini vurgulayan İnal Batı, "Bu kadar olumsuz planı dayatmışlar. Kırmızı çizgiler denen şeyler. Bakalım hesaplar doğru çıkacak mı? Üçüncü aşamaya gelindiğinde Kofi Annan-AB ve ABD üçlüsü, bizim kırmızı çizgilerimizi boşlukları doldururken ne kadar dikkate alacak bunu bilemeyiz, hiçbir yazılı güvence yok" ifadelerini kullandı.

Reklam
Reklam

Kıbrıs sorununa ilişkin taşıdığı görüşün kendi partisinde bile pek paylaşılmadığını ifade eden Batu, şunları söyledi:
"Sabırla aylardır, söylüyorum, Annan Planı'nı, Türkiye'nin tam üyelik süreciyle iç içe sokmak, senkronize etmek gerek. Mesela 'Adadan Türk askeri gidecek diyor' Annan Planı, orda diyeceksiniz ki; 'Bana müzakere tarihi verdiğin gün, şu kadar asker çekerim, ikinci senede bu kadar çekerim, sonunda da gerekirse hiç asker kalmaz orada Türkiye de üye olunca.' Kuzeye gelen Rumlar, Türkiye tam üyelik müzakerelerine başladığında işte şu kadar kişi alıyor, ondan sonra kademeli olarak gelebilir bunlar. Zaten Türkiye tam üye olduktan sonra Kıbrıslı Rumlar, değil Girne'ye isterse İstanbul'a da gelir. İskenderunlu işadamları da isterse gider Limasol'da iş yaparlar. Plan iyi-kötü tartışmasından çok, baştan beri bu kötü-haksız planın hangi maddeleri, hangi tarihte, hangi takvimle kabul edilebilir, yürürlüğe sokulabilir diye bir egzersiz içine girmeliydik. Bunun için hala zaman çok geç değildir."

Reklam
Reklam

Türkiye'nin AB üyeliği ile Kıbrıs sorunu arasında irtibat kurmanın yanlış olmadığının altını çizen Batu, şöyle devam etti:

"Çünkü irtibatı kuran ben değilim. Ben bize dayatılan bu planı Türkiye'nin AB'ye giriş süreci ile iç içe sokuyorum ve Kıbrıs sorununu, Türkiye'nin AB üyeliğini önleyen, bir konu değil, aksine Türkiye'nin AB üyelik sürecini hızlandıracak bir konu haline getirmeyi amaçlıyorum. Ha bu plan tutar mı? bilmiyorum ama her halde Annan Planı'nı en kötü yönleriyle kabul etmek, ya da tamamen reddetmek ve Kıbrıs sorununda çıkmazı sürdürmek herhalde Türkiye'nin yüksek menfaatleriyle bağdaşlaşan şeyler değildir. Sorunun çözümü için, için biraz, hayal gücü ve vizyon, biraz da diplomatik beceri lazım."

Hükümette bu unsurları pek göremediklerini söyleyen Batu, "Kırmızı çizgileri kabul ettirmeden planın kabul edilmesi, Aralık'ta Türkiye'ye tarih verilmemesi, bahaneler üretilmesi gibi olasılıkları düşünmek bile istemiyorum. Zira, böyle bir durumda, Türkiye'de çok taşlar yerinden oynar, kavgalar, gürültüler, siyasi huzur, istikrar sona erer, bunlar ekonomimize vurur" diye konuştu.

Reklam
Reklam