AB sürecinde Türk tarımı

KAHRAMANMARAŞ (İHA) - Ziraat Mühendisleri Odası Genel Başkanı Gökhan Günaydın, Türkiye'nin 10 yıllık süreçte, sulayamadığı 4.5 milyon hektar tarım arazisine su götürmesi gerektiğini söyledi.

Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi'nde (KSÜ), Tarımsal Öğretimin 159. Yıl Dönümü nedeniyle düzenlenen toplantıda konuşan Gökhan Günaydın; Avrupa Birliği (AB) ve Dünya Ticaret Örgütü'nün ortaya koyduğu çerçeve doğrultusunda Türk tarımının ayakta kalabilmesi için yapılması gerekenleri iyi saptamak gerektiğini belirtti. Günaydın, "Böylesi bir ortamda Türkiye ortalama maliyetlerini düşürmeli, verimliliğini yükseltmeli ve rekabet edebilir bir tarım yapısı kurmalıdır. Bunu yapmak için de tarımsal girdilerimizi rasyonel kullanmak zorundayız. Bu ne anlama geliyor, Türkiye'nin hala sulayamadığı 4.5 milyon hektara 10 yıl içinde su götürmesi lazım. Bu demektir ki yılda 500 bin hektarı sulamaya açması gerekir. Faaliyet alanımızı genişletmemiz gerekmektedir. Örneğin GAP'ta 1 milyon hektar sulayacağımız bir alan var barajı yapmışız, sadece 230 bin hektara su götürebiliyoruz. Bu da kamusal yatırım eksikliğinden kaynaklanıyor" dedi.

Reklam
Reklam

Türkiye'nin tohumda dışa bağımlılıktan bir an önce kurtulması gerektiğinin altını çizen Günaydın, tarımda üretim meselelerinin sağlanması gerektiğini ifade etti.

Günaydın, "Bunların yanında piyasayı müdahale kuruluşları aracılığıyla fiyatları üretici ve tüketici lehinde dengede tutmak gerekiyor. Tarım Sigortaları Yasası çıktı, üreticinin doğal afetlere karşı sıkı bir koruma şemsiyesi altına girmesi ve dünyada uygulandığı gibi prim sistemine dönüşmesi lazımdır. Bu alanda doğrudan devlet desteği sürdürülebilir değildir. Bu önümüzdeki 10 yılı iyi değerlendirmeliyiz ve söylediğimiz şeyleri yaparsak 2015'te tarım sektöründen konuşmaya gerek kalmayacak" diye konuştu.

Bütün dünyada doğrudan gelir desteğinin uygulandığını hatırlatan Günaydın, "Doğrudan gelir desteği tümüyle ortadan kaldırılmamalı. Toplam tarım bütçesi içindeki oranı düşürülmeli ve diğer destekler girdiye ve çıktıya yönelik yapılmalı. Doğrudan gelir desteği verime göre, ürüne göre ve bölgesel sarsıntılara göre değişken bir şekilde uygulanmalıdır. Üretimle bağlantısız bir doğrudan gelir desteği sadece tarımı çökertir. Bu konuda olumlu bir gelişme var. Hazırlanan raporlarda doğrudan gelir desteği oranlarının yüzde 45'lere çekileceği, ürüne göre farklılaştırılacağı söyleniyor. Bu uygulamayı hep beraber izleyeceğiz" şeklinde konuştu.

Reklam
Reklam