Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Jean Maurice Ripert, Türkiye istatistiklerine bakıldığında Van ve çevresinin en çok sosyal ve ekonomik yardımlara ihtiyacı olan yer olduğunu söyledi. Ripert, Ankara’dan ya da İstanbul’dan bölgenin gerçeklerinin bilinmesinin mümkün olmadığını belirtti.
Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Jean Maurice Ripert, gezi ve incelemelerde bulunmak üzere Van’a geldi. Van’da Belediye, üniversite, sivil toplum örgütleri gibi bir çok yeri ziyaret eden Ripert, gazetecilerle bir araya geldi. Türkiye’nin yaşadığı süreçle ilgili değerlendirmelerde bulunan Ripert, AB’nin Türkiye’yi içinde görmek istediğini açıkladı. Van’a yaptığı ziyaret, Türkiye’nin AB üyeliği süreci, Anayasa çalışmaları ve Diyarbakır Bağımsız Milletvekili Leyla Zana’nın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’la yaptığı görüşmelerle ilgili değerlendirmelerde bulundu.
Büyükelçi Jean Maurice Ripert, “Van’a gerçekleştirdiğim ilk ziyaret. Burada bulunmaktan memnuniyet duyuyorum. Van ziyaretimin 3 amacı var. Birincisi buradaki realiteyi kendim görmek istedim. İstanbul’dan, Ankara’dan burası hakkında çok sağlıklı bilgi sahibi olamıyoruz. Kendim gelip bu bölge hakkında bilgi sahibi olmak istedim. İkinci amacımız ise geçtiğimiz yıl burada yaşanan deprem sonrasında AB’nin Van halkı ile dayanışma içinde olduğunu göstermek. Depremin ardından AFAD ve Kızılay aracılığı yardım sağlayarak dayanışma içinde olduğumuzu göstermiştik. Ayrıca İnsani Yardımlar sorumlumuz da Van’a gelerek Van halkının yanında olmak istemişti ancak hava muhalefeti nedeni ile gelememişti. Kendisi onun adına gelmemi ve son durum hakkında kendine bilgi vermemi istedi. Buraya gelerek yaşanan gelişmeleri görmek istedik. Türkiye Avrupa Birliği’ne girmeye aday bir ülke. Bu nedenle Türkiye’nin tüm bölgelerindeki gelişmeleri iletmem gerekiyor. Bunlar sosyal, siyasi ve ekonomik gelişmeler. Bu gelişmeleri kendim görmek istedim. Buraya gelerek tüm kesimlerle bir araya geldim ve ne gibi çalışmaların yapıldığını konuştum." dedi.
AB ve Türkiye ilişkileri konusunda açıklama yapmak istediğini belirten Ripert, "Müzakere sürecinin çok yavaş ilerlediğini ve bunun olumsuzluklara neden olduğunun farkındayız. Biz Türkiye’yi AB’nin içinde görmek istiyoruz. Çok karamsar olmayalım, genel anlamda olumlu gelişmeler var. Türkiye’ye yapılan yatırımlara bakıldığında yapılan yatırımların yüzde 80’inin AB’ye üye ülkelerden geldiğini görüyoruz. Ayrıca Avrupa Birliği’nin eğitimlerinden yararlanan öğrenci, öğretmen, akademisyen sayısında da en çok rakam Türkiye’den gelenler arasında. Bu yıl AB Türkiye ile uyum sürecinde destek amacıyla 850 milyon EURO’nun üzerinde bir para aktardı. Bu para insanların daha gelişmiş koşullarda yaşamalarını sağlamak amacıyla kullanılacak. Ayrıca katılım sürecini hızlandırmak amacıyla pozitif gündemi ortaya koyduk. Türkiye ile vize diyaloğu başlatıldı. Durum belki tatminkar değil ama bir ilerleme var. Çok uzun olmayan bir süreçte Türkiye’yi AB’nin içinde göreceğiz." diye konuştu.
Ripert, "Biz Türkiye’nin tamamı ile ilgileniyoruz. Bu nedenle bölgeler arasında bir ayrım yapmıyoruz. Ancak bölgeye ayrı bir önem göstermemizin nedenleri var. Türkiye’nin istatistiklerini göz önüne alırsak, bölgenin ekonomik ve sosyal ihtiyaçlarının en fazla ihtiyacı olan yer olduğunu görüyoruz. Dolayısıyla AB yardımlarının belki bu bölgelere yönlendirilmesi son derece normal. AB’nin Türkiye’ye sağladığı yardımların amacı Türk insanının yaşam koşulların iyileştirmek ve arttırmak." şeklinde konuştu
"AB her zaman şiddet içermeyen çözümlerden yanadır. Sürece katkı sağlayacak her girişimi olumlu karşılıyoruz." diyen Ripert, konuşmasına şöyle devam etti: "Başbakan’ın 2009 yılında başlattığı demokratik açılımı da olumlu yaklaştık. Sayın Zana’nın başbakanla görüşmesini de takip ediyor ve ilgileniyoruz. Anayasal süreç kapsayıcı olduğu için sürecin kullanılması ve tüm kesimlerin dinlenmesini umuyoruz. Sürecin sonunda Kürt meselesinin çözülmesini umuyoruz. Türkiye ve halkı AB’ye girmeyi istemekte. Bu süreç uzun ve zorlu bir süreç. Türkiye son derece güçlü ve büyük bir ülke. AB’nin binlerce kanunu ve mevzuatları var. Türkiye’nin katılabilmesi için bu kanun ve mevzuatları yerine getirmesi gerekir. Bu süreç uzun bir süreç olduğu için biz Türkiye’ye yardımcı olmaya çalışıyoruz. Bu ülkenin yaptığı ticarete baktığınızda yüzle 50’si AB ülkeleri ile yapılıyor. Dolayısıyla gümrük birliğinin Türkiye’ye faydalı olduğunu söyleyebiliriz.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz