AB yolunda samimiyet sınavını geçtik

LONDRA (İHA) - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, yurt dışındaki vatandaşların Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne girişinde birer lobi olmak zorunda olduğunu söyledi.
Başbakan Erdoğan İngiltere'deki temasları çerçevesinde kaldığı Park Hilton Otel'de Türk toplumu temsilcilerine hitap etti. Toplantıya Devlet Bakanı Ali Babacan, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler, heyet üyeleri ve davetliler katıldı.

Konuşmasında Avrupa Birliği, Kıbrıs, yurt dışında yaşayan vatandaşların sorunları ve Türkiye'nin ekonomik verileriyle ilgili konulara temas eden Başbakan Erdoğan İngiltere'de 100 bin üzerinde, Avrupa'da da 3.5 milyon Türk vatandaşının yaşadığına dikkat çekti. Yabancı ülkelerde yaşamanın zorluğu bulunduğunu, buralarda asimile değil entegrenin önemli olduğuna işaret eden Başbakan Erdoğan, "Sorunlar her yerde var ve hiçbir zaman da bitmez. Bu sorunları ne kadar aza indirgeyebilirsek o kadar mutlu ve o topluma entegre olmuş oluruz. Aslında her toplum asimile olmadan o topluma entegre olabilirse mutlu olur. Entegre olabilmek kendi değerlerini iyi koruyabilmeden geçiyor" dedi.

Reklam
Reklam

"ORTAK AKIL OLUŞTURMA"
Yurt dışında yaşayan her toplumun dernek, konfederasyon gibi oluşumlar kurabileceğini ancak burada ortak aklı oluşturabilmenin maharet olduğunu vurgulayan Erdoğan, "Kolektif bir düşünceye ulaşamıyorsanız sıkıntı buradadır. İşte bu ortak aklı oluşturamayan vatandaşlarımız sıkıntı çekmektedirler. Halbuki ortak aklı oluştursalar siyasi hayata da girebilirler. İngiltere, Almanya gibi ülkeler buna çok müsait. Bugüne kadar bunlar başarılabildi mi, hayır. Birlik ve beraberliğin kendi aramızdaki tesisi bu yolda atılacak en önemli adımdır. Bunu sağlayamazsak zararını biz görürüz. Hükümet olarak yurt dışındaki vatandaşlarımızla ilgili bulundukları ülke hükümetleriyle onların sorunlarını görüşüyoruz. Sorunları çözmeye çalışıyoruz. Bu sorunları çözerken yaklaşılması gereken şey masadır. Masanın etrafında yer almadan bu sorunları çözemezsiniz" diye konuştu.

İngiltere gibi ülkelerde yaşayanların eğitim ve öğretime önem vermesi gerektiği üzerinde duran Başbakan Erdoğan, "İngiltere gibi yabancı ülkelerde okuyan öğrencilerimizi bir an önce yetişip onların lisan ve lisans üstü eğitimleri başarıyla tamamlamaları, bizler de onlara yönelik bütün kurumsal yapılaşmaları daha ideal hale getirip onların burada aldıkları bilgileri kendi ülkelerinde de kullanmalarına fırsat verecek hazırlıkları yapıyoruz. Bu da farklı bir bakışı kendi ülkelerine taşıma imkanı verecek" dedi.

Reklam
Reklam

EĞİTİM VE İŞ HAYATI İngiltere'de 30 bin civarında zorunlu eğitim ve öğretim yaşında Türk öğrencisinin bulunduğuna değinen Erdoğan, "Bu öğrencilerimize 18 dernek okulu, 30 İngiliz devlet okulu bünyesinde Türkçe ve Türk kültürü dersleri veriliyor. Ülkemizden ve KKTC'den 23 öğretmenimiz çocuklara Türkçe ve Türk kültürü dersleri vermektedir. Az sayıda öğretmenimizin çok sayıda öğrencilerle karşı karşıya kalması bizim de suçumuz ve eksikliğimizdir. Bunları kısa zamanda gidermenin gayreti içerisinde olacağız. Velilerimizin İngiltere'de eğitim konusuna önem vermelerini istiyoruz. Bu konudaki sorunların ülkedeki temsilciklerimiz, öğretmenlerimiz ve toplumumuzun ortak gayretleriyle üstesinden gelineceğine, çocuklarımızın daha iyi yetişeceği sağlayacağına inanıyoruz" diye konuştu.

Yurt dışındaki vatandaşların bulundukları ülkelere önemli katkılarının bulunduğuna da işaret eden Erdoğan, "70'lerden bugüne geçen sürede diğer Avrupa ülkelerinde olduğu gibi İngiltere'de de ikinci, üçüncü kuşaklar yetişmeye başladı. Buradaki toplumuzun içinde tekstilden, gıdaya, bankacılıktan inşaat sektörüne çeşitli iş alanlarında insanımız görev yapmaktadır. Tüm iş kollarında toplumumuzun İngiliz ekonomisine katkıları inkar edilemez. Vatandaşlarımız sadece işçi değil, işveren olarak da bulunuyor. İngiliz ekonomisine katkıları iyi. Bunun artarak devamını bekliyorum" ifadelerini kullandı.

Reklam
Reklam

AB YOLUNDA UYUM VE UYGULAMA Avrupa Birliği konusunda masadan kaçıldığı için bir ilerleme sağlanamadığını belirten Erdoğan, "AB'ye müracaat ettik ama işi devam ettiremedik. Biz de AB'de son 17 yıla kadar unutulanlardan olduk. Daha sonra yeniden harekete geçtik, yine durduk. Şimdi AB yolunda son 1.5 yılda çok farklı bir performans sergilenmek suretiyle iktidar-muhalefet bütünleşmesiyle bunu en ileri safhaya taşıdık. Birçok yasal değişikliklerle hemen hemen yapacağımız bir şey kalmadı. Bunun iki başlığı var. Uyum ve uygulama. Uyum kısmı bitti ama uygulama konusunda bir yol haritası var. Bunları da süratli bir şekilde yerine getirmeye çalışıyoruz. 2004 Aralık'ına kadar biter mi hayır? Tam üye olanlar bile bu uygulama konusunda birçok eksiklikleri bulunan ülkelerdir. Biz de postu serip yatmayacağız. Uygulama konusunu en ileri safhaya getireceğiz" dedi.

"DİRENÇLER KIRILIYOR"
Avrupa Birliği konusunda ülke içinde birçok direnişle karşılaştıklarını hatırlatan Erdoğan, "Mesela ana dilde bir direnç vardı. Bu direnç kırıldı. Yine ana dilin öğrenilmesi konusundaki direnç de aşıldı. Nedense marjinal mantık geliyor, diretiyor diretiyor. Sonra olan oluyor. Bu işleri rahat bırakmak gerekiyor. İnançlar konusunda da böyle. İmar planları içerisine cami kavramını, ibadet hane kavramına çevirdik. Herkesin inanç hürriyetini sağlamak için bu konuda çalışma yapmaya mecbursun. Bunu eğitim ve öğretimde de göstermek zorundasınız. Oturup, konuşafcağız. Bazı direnmeler olacak. Uygulamalar zaman alacak. Zor olacak. Alışkanlıklar var. Zihniyet değişimi gerekiyor. Bu da kısa zaman içerisinde çözüleceğine inanıyorum" diye konuştu.

Reklam
Reklam

Aralık ayında müzakere tarihi aldıktan sonra da başarılması gereken birçok adımın olduğunu ifade eden Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Onlarla hazırlıklarımızı devam ettiriyoruz. 25 ülkeli AB'de birçok ülkeden daha fazla hazırız. Biz samimiyet sınavını geçtik. Bu bir siyasi değerler bütünlüğü ise AB üyeleri bunu başarmak zorundadır. İngiltere'nin ciddi katkılarını gördüm, bundan sonra da göreceğimi düşünüyorum" dedi.

"LOBİ OLMAK ZORUNDASINIZ" İngiltere'nin dünyanın değişik ülkeleri temsilcilerinin bir koalisyon şeklinde bulunduğu bir ülke olduğunu ve böyle bir ülkede Türk toplumunun da birlik ve beraberlik içerisinde hareket etme zorunluluğu bulunduğunu söyleyen Erdoğan, "Türkiye'nin AB'ye girişinde bu ülkede lobileri durumunda olma durumundasınız. Sivil toplum örgütlerinin en önemli özelliği budur. Burada konuştuklarımı diğer Avrupa ülkelerindeki vatandaşlarımıza da aynı şeyleri söylüyorum. İçte birbirimizle uğraşıp dışarıya bakmak zorundayız. Bunu başardığımız anda Türkiye olarak Türk vatandaşları olarak sorunları aşacağız" diye konuştu.

Reklam
Reklam

"UZLAŞMACIYIZ"
Türklerin gerçek uzlaşmacı olduğunu Kıbrıs müzakerelerinde gösterdiklerini belirten Başbakan Erdoğan, "Kıbrıslı Türkler hiçbir zaman uzlaşmacı değil. Hep masadan kaçıyor, bunlarla anlaşma olmaz demediler mi, dediler. Bir Davos süreci başladı. Biz orada Annan'a, biz Rumlardan hep bir adım önünde olacağız. Bazı zor şartlarda bile sözümüzde durduk. Burada tilkilik yapmadık. Kazan - kazan hesabı yaptık. Her iki tarafı düşünerek adil olsun diyerek adımlar attık. Sonunda samimiyetten yana bir netice doğdu. Şimdi ne deniyor: Kıbrıs konusunda Türkler haklıymış. Gerekli olanları alabildik mi hayır ama psikolojik savaşı kazandık. Türklere şu anda herkes daha iyimser bakıyor. Buradan başarıyla çıktık. Şimdi herşey lehte gelişiyor" dedi.

BÜYÜK TÜRKİYE, GÜÇLÜ MİLLET Türkiye'nin büyük devlet olduğunu ve güçlü bir millete sahip olduğunu belirten Erdoğan, "Yeter ki birbirimize sadık olalım, iyi çalışalım. Büyük devlet demekle, büyük olunmuyor. Bal bal demekle ağız tatlanmıyor. Balı ortayı çıkaracaksın. Büyük Türkiye'yi de büyüterek, üreterek, rekabete girerek ülkeyi kalkındıracaksın. O zaman daha büyük Türkiye olacak" dedi.

Reklam
Reklam

Erdoğan, Türk ekonomisinin her geçen gün daha iyiye gittiğini ve daha geçen yıllarda hayal olan 50 milyar dolarlık ihracatın bu yıl geçileceğini söyledi ve ihracat artarken elbette ithalatın ve cari açığın da büyüyeceğini ancak burada önemli olanın yeni yeni pazarlar bulmak ve pazar sayılarını artırmak olduğunu kaydetti. Turizmde de artık 20 milyon turistlerin konuşulduğunu, bu yılki verilerin de bunu doğruladığını ifade etti.

Turizm konusunda itina ile çalıştıklarını belirten Erdoğan, "Turizmi kıyı turizmi olarak ele aldık. Yeni yeni çeşit oluşturmaya başlıyoruz. Alt yapı sıkıntılarını aşmak suretiyle turizmi daha cazip hale getireceğiz. Hedef sadece İstanbul'a 10 milyon turist çekebilmfek. İstanbul'u bir kongre turizmi haline getirme çalışmaları yolunda yatırımlar yapıyoruz" diye konuştu.