ABD'nin 2 büyük gazetesi Washington Post ve New York Times baş makalelerini Türkiye'ye ayırdı. Washington Post, AK Parti ve Recep Tayyip Erdoğan'ın çetin sorunlarla karşı karşıya olduğunu "Türkiye'nin Denemesi" başlığı altındaki makalede şöyle anlatıyor:
"Erdoğan, bu sorunlara karşı ılımlı ve dikkatli bir yaklaşım sergiledi. Türkiye'nin Avrupa Birliği üyeliğini ve bunu sağlayacak siyasi reformları kuvvetle destekleyen Erdoğan, ekonomik reformları da uygulayacağını söylüyor. Irak konusunda Türk kamuoyunun genel görüşünü benimseyen Erdoğan, savaştan kaygı duymakla birlikte Birleşmiş Milletler ya da Türk ordusunun kararına uyacağını belirtiyor. İstanbul Belediye Başkanı iken İslamcı bir politika izleyen Erdoğan, şimdi değiştiğini söylüyor. Partisine laik muhafazakarları ve kadınları alan Erdoğan, amacının Türk demokrasisini genişletmek ve ılımlı İslami ibadet dahil her türlü görüşe daha fazla özgürlük tanımak olduğunu savunuyor. Erdoğan'ın bu politikasını devam ettirmesi önemlidir. Türkiye, mevcut kriz sırasında iç ve dış politikada köklü bir değişikliği kaldırmaz. 1997 yılındaki İslamcı hükümeti deviren Türk ordusu, bu yönde bir girişim olursa yine müdahale edebilir. Ancak Türk ordusu ve adalet makamları, Adalet ve Kalkınma Partisi'ne reform şansı tanımalıdır. Bush yönetimi de Avrupa ülkelerine Türkiye'nin Avrupa Birliği üyeliği için baskıyı sürdürürken yeni Türk hükümeti ile ilişki kurmalıdır. Erdoğan, başarı gösteremese bile Müslüman dünyasında çok ihtiyaç duyulan bir demokratik siyasi uygulama modeli gerçekleştirebilir."
"TÜRKİYE OEĞİŞİKLİK İÇİN OY VERDİ"
New York Times ise "Türkiye Değişiklik için Oy Verdi" başlığı altında şu görüşleri savunuyor:
"Erdoğan hakkındaki yasak kalkmalıdır. Çünkü hiçbir saygın demokraside şiir okumak, seçimle göreve gelmiş bir kişinin hizmet etme hakkını elinden alamaz. AK Parti hakkındaki kapatma girişimi hemen durdurulmalıdır. 5 yıl önceki gibi ordunun İslamcı hükümeti iktidardan uzaklaştırması türü bir müdahale tekrarlanmamalıdır. Türkiye, Amerika'nın stratejik açıdan en önemli askeri müttefiklerinden biridir. Beyaz Saray, Irak ile bir savaşta Türkiye'deki üsleri kullanmak isteyecektir. Erdoğan, böyle bir çatışmada Türkiye'nin askeri rolü hakkındaki kararı generallere bırakacağını belirtti. Washington ise orduyu siyasete karıştırmaktan caydırmada Türkiye'nin generalleri üzerindeki nüfuzunu kullanmalıdır."
TÜRKİYE'DE İSLAM'I DEMOKRATİKLEŞTİRME
Christian Science Monitor gazetesi ise "Türkiye'de İslamı Demokratikleştirme" başlığı altında yayımladığı baş makalesinde, AK Parti'nin seçim zaferinin Avrupa Birliği, Kıbrıs, Müslüman ülkelere model olma gibi konularda yeni fırsatlar yarattığını belirttikten sonra şu görüşleri savunuyor:
"Bir de ortadaki katı gerçeklere bakalım. AK Parti lideri Tayyip Erdoğan, daha yeni İslamcı değil Müslüman demokrat olduğunu söylemeye başladı. İstanbul belediye başkanı iken 'Dünyadaki 1.5 milyar Müslüman Türk halkından ayaklanmasını bekliyor' diyordu. Erdoğan, başbakanlık görevini başkasına bırakmalıdır. Kendisi, partisi gibi takındığı yeni laik görünümünün, Türkiye'nin çağdaş yaşam tarzına son verecek bir taktik olmadığını henüz kanıtlamış değildir. AK Parti, parlamentoda büyük çoğunluğu ele geçirmekle birlikte, seçmenlerin yüzde 65'inin oyunu almış değildir ve darboğazda bir ekonomi devralmıştır. Amerika'nın Türkiye'deki üslere dayanarak girişeceği Irak savaşı, AK Parti'nin ileri sürdüğü batı yanlısı tutumu için bir sınav olacaktır. Avrupa Birliği'ne üye olabilmek için AK Parti Türkiye'nin insan hakları uygulamalarını büyük ölçüde düzeltmek zorundadır. Avrupa ve Amerika, Türkiye'deki tarihi değişikliğini memnunlukla karşılamalı ve AK Parti'nin laik politikalarını ve özellikle yoksullara yaptığı vaadleri desteklemelidir. İslam ve demokrasi birlikte var olabilir. Bu ikisi ne kadar bir araya gelirse o kadar iyi olur."
İHA