ABD faizlerinde son yedi haftanın en yüksek seviyeleri görülüyor. Çok önceki strateji yazılarımda dünya genelindeki altın yorumlarımda, ABD faizleri artmaya başladığı zaman altın fiyatlarında kalıcı düşüşlere şahit olabiliriz uyarıları yaptığımı hatırlarsınız. ABD faizlerinde % 2 seviyelerine ulaşıldı ama bu görüntü hemen diğer enstrümanlarda düzeltme getirmeye başlar mı tam olarak buna evet diyemiyorum. Çünkü ABD faizlerindeki yükseliş kalıcı olacak mı bundan pek emin değilim. Son gelen verilerde iyileşmeler sürdüğü için tahvil faizleri yükseliyor. Bu durum sürerse öncelikle altın olmak üzere, borsalar genelinde de bir düzeltme yaşanabilir.
ABD faizlerinde, verilerin iyileşmesi kaynaklı yükselişin sürmesi halinde, FED parasal genişleme alım kararındaki tutarları düşürmeye başlar. Bu durum dolaşımdaki ucuz paranın artık sonlanmaya doğru gittiği görüntüsü yaratır. Bu görüntü oluşursa, ucuz faizli krediye talep gelmeye başlar. Krediye talep artışı faizi yukarı çekmeye başlar. Yükselmeye başlayan faiz, sırf faiz düşük diye hisse ve altın almış olanların, bu piyasalardan çıkmalarına neden olur. Bu durum artacak faiz nedeniyle özellikle bankaların kârlarının düşmesi sonucunu yaratır. Bankaların faiz nedeniyle kârları düşmeye başlarsa, borsa endekslerinin önemli belirleyicileri olan banka hisselerinde yaşanabilecek düşüşler endekslerde düzeltmelerin yaşanmasına neden olur.
Ancak faizlerde düşüş durup da yükselişler başladığında, aslında piyasalar için daha sağlıklı bir dönem başlar! Çünkü dediğimiz faiz görüntüsü piyasaların düzelmeye başladığının bir öncü işaretidir. Devamında şirketlerin karlılıkları artmaya başlar ki, bizler için asıl önemlisi bu olmalıdır. Bu takdirde, ilk anda belki banka hisselerinin baskısı ile endekslerde düzeltmeler görülebilse de, sonrasında sanayi ve diğer sektörlerdeki canlanma nedeniyle endeks genelinde hisse değişimleri yaşanmaya ve banka dışı sektörlerde alımlar gelmeye başlar.
Türkiye için ise durum biraz daha özeldir!
Çünkü bizde beklenen not artışı gerçekleşirse, not artışı sonrasında sektörlerin değerleme katsayıları öncesine göre yükselir. Böyle olunca bankalarımızın da fiyat/kazanç ortalamaları daha yüksek hesaplanabilir. Bu bankacılık sektörüne not artışı sonrası yeni alım gelebilir demektir (Ama tabii olası not artışı öncesi sektör hisseleri yükselişlerini devam ettirirlerse, bu takdirde not arttı denince ayrıca yükseliş değil, gelen alımların satışlarla karşılandığını da görebiliriz). Kısacası bizim not nedeniyle kendimize has bir durumumuz var. Ayrıca da bankalarımız diğer dünya bankalarına göre oldukça iyi karlara sahipler.
Suriye Riskini Çok Daha Önemli Görüyorum!
Aslına bakarsak, bir ülkede komşusu kaynaklı bir bombalamanın yaşanması ve bu bombalamada resmi ifadelerle 50'nin üzerinde vatandaşın ölmesi çok önemli bir krizdir. Doğal olarak bu durumdaki ülkenin ciddi bir karşılık vermesi beklenebilir. İşte ben de bundan çekiniyorum. Ben bunun Suriye dışındaki odaklarca, Türkiye'nin Suriye krizine çekilmesi için yapılmış olma ihtimalini daha kuvvetli görsem de, yine de Türkiye'nin olası karşılık vermesi riski taşıdığını düşünüyorum. İlk anda bir tepki görmedik diye, bu risk hemen kalktı demek doğru olmaz. Ansızın da bir karşılık görebiliriz.
Türkiye'nin Suriye'ye olası karşılık vermesinin boyutuna göre, o süreçte ilk anda borsamızda ciddi bir realize yaşanabilir. Lütfen kimse bu riski gözardı etmesin derim! Erdoğan-Obama görüşme sonucu çok önemli olacaktır. Bu riske rağmen dün yaşanan realizeler karşılanıp da BIST'in yükselişle kapanmış olması, yükselişe işaret ama yukarıda işaret ettiğim tüm sebeplerden dolayı çok rahat olamıyorum. Hisse bazında günlük düşünmek daha doğru olabilir.
Aydın Eroğlu
Stratejist