WASHINGTON/ANKARA (İHA) - Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül, stratejik ilişkilere insan hakları ve demokratikleşme boyutunun da eklenmesinin ABD yönetimi tarafından takdirle karşılandığını söyledi. Gül, ABD gezisinin başarıyla tamamlandığını belirtti.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ABD temaslarını sürdürürken Dışişleri Bakanı Abdullah Gül ve beraberindeki heyet Türkiye'ye döndü. Abdullah Gül, THY'nin Aydın uçağında gazetecilerin ABD temaslarıyla ilgili sorularını cevapladı. Gül, AK Parti'nin iktidar olduğu dönemde ABD'ye ikinci ziyaret düzenlendiğini, son ziyaretin en kapsamlı temasların gerçekleştirildiği bir gezi olduğunu hatırlattı. Gül, gezide en önemli görüşmelerin Kıbrıs ve Irak konusunda yapıldığını, ayrıca Türkiye'nin yaptığı reformlardan da takdirle bahsedildiğini belirtti.
Kıbrıs konusundaki soruları cevaplandıran Gül, "Kıbrıs meselesi, aslında buraya gelmeden halledilmiş bir konu. Türkiye'nin aldığı yeni pozisyonla ümit ediyoruz ki müzakereler bir an evvel yeniden başlar. Sayın Genel Sekreter Kofi Annan taraflara çağrıda bulunacak, bunun çalışmaları devam ediyor. İyi niyetle samimi olarak uzlaşmacı bir tavır sergiliyoruz. Şimdiye kadar Türkiye'ye yapılan suçlamaların bundan sonra yapılmayacağını tahmin ediyorum" dedi.
ABD'den Kıbrıs konusunda etkili bir siyasinin arabulucu olarak devreye girmesini istemediklerini, meselenin tıkanması durumunda bunu çözecek kuvvetli bir şahsiyetin görevlendirilmesini arzu ettiklerini belirten Abdullah Gül, "Nitekim Dışişleri Bakanı Powell bu göreve atandı. Ama birinci işi bu olmayacak" dedi.
Basın mensuplarının Annan'ın ABD Dışişleri Bakanı Colin Powell'ın bu göreve getirilmesiyle rahatsız olduğu söylentilerini hatırlatması üzerine, "Bunlar yanlış anlamalardan ibaret şeyler. Onlar birbirini ikame eden kişiler değil" dedi. Gül, Kıbrıs konusunda bir tarih olup olmadığı yönündeki soruyu ise "Ne kadar erken olursa o kadar iyi olur" diye yanıtladı.
Gül, Annan'ın eski Kıbrıs özel temsilcisi Alvaro De Soto'nun her iki taraf nezdinde çok inandırıcı olamadığını, geçen süre içinde de bunun ortaya çıktığını kaydetti.
IRAK VE STRATEJİK ORTAKLIK Dışişleri Bakanı Gül, bir soru üzerine, Ortadoğu konusunda da görüş alışverişinin yapıldığını ifade ederken, "Bütün Ortadoğu'daki demokratikleşme Türkiye için de, dünya için de gerçekten gerekli. Irak'la ilgili çeşitli kaygılar vardı. Bunları bir kez daha teyit ettik. Irak'ın bir an evvel istikrara kavuşması ve kendi kaynaklarını kullanır bir hale gelen bir Irak olması, Türkiye'nin çıkarınadır anlayışını benimsedik" dedi.
Gül, ABD ile Türkiye arasındaki stratejik yakınlığın şimdiye kadar yalnızca askeri alanda olduğunu belirterek, "Artık demokrasi ve barışın yayılması konusunda da Türkiye bir misyon edinmelidir" diye konuştu. Gül, Türkiye'nin Suriye ile İsrail arasında arabuluculuk yapması konusunda bir görüşme yapılıp yapılmadığına dair bir soruyu da "Bu konular ile ilgili her şey günü gününe yansıtılmaz ama biz barışa bir katkımız olacağını umuyoruz" karşılığını verdi.
Bir gazetecinin, "Irak konusunda kaygılardan arınmış bir şekilde Ankara'ya dönüyor musunuz?" şeklindeki sorusuna Gül, "Sadece bölgenin değil, dünyanın çıkarları açısından bakıldığında teyit edilen noktalar var. Irak'ın toprak bütünlüğü, Irak'ın siyasi bütünlüğü ve Irak'ın tabii kaynaklarının Irak halkına ait olduğudur. Bizim arzu ettiğimiz şey şu: Irak'ta herkes acı çekti. Bu dönem artık kapanmalı. Bunların unutulduğu yeni bir dönem başlamalı. Hem tabii kaynakları, hem insan kaynakları olan bir ülke. Böyle bir ülke acı çekti. Şimdi Irak, hem kendi refahı, hem bölge hem de barış için kullanmalıdır. Bunlar gerek ABD, gerekse bizler ve müttefiklerin istediği şeyler" cevabını verdi.
Başbakan ve beraberindeki heyetin ABD'de çok sıcak ilgi ile karşılandığını, bunun AK Parti'nin kimliğinden kaynaklanıp kaynaklanmadığını soran bir gazeteciye Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, "AK Parti halkın değerlerine saygı ile halkla bütünleşmiş bir partidir. Böyle bir partinin güçlü bir şekilde iktidara gelmesi, muhafazakar insanların liderliğinde reformların gerçekleştirilmesi ve böyle bir partinin reformlarla takdiri kazanması çok derin etki yaptı. Geçen yılların kaosundan sonra halkın desteği ile tek başına iktidara gelmiş ve bir senelik sürede belirlenen işleri yapmış hükümet, her yerde saygı ile karşılanacaktır" diye cevap verdi.
"ÖNCELİKLERİMİZ KIBRIS, AB VE IRAK" Başka bir gazetecinin, "Önümüzde NATO, İKT ve diğer gelişmeler gibi çok önemli altı ay var. Bunlar düşünüldüğünde 6 ay içinde hangi mesafeleri kat etmek istiyorsunuz, öncelikleriniz neler?" şeklindeki sorusuna Abdullah Gül, "Önceliklerimiz elbette var... Bunlar Kıbrıs, AB ve Irak'tır. Takvim sırasına baktığımızda Kıbrıs ile ilgili neticelerin ortaya çıkması, yeni yılın başında müzakerelere başlamak ilk önceliklerimiz. Diğer taraftan Irak'a söylediğim vizyon içerisinde her türlü katkıyı vermektir. NATO ilişkilerinde Türkiye'nin katkıları olacaktır. NATO zirvesinin Türkiye'de yapılması önemlidir. Bu zirveden iki hafta önce İslam Konferansı Dışişleri bakanları toplantısı gerçekleştirilecek. Ondan sonra sene sonunda da İslam Konferansı Teşkilatı ile Avrupa Birliği toplantısı yapılacak. Ama o toplantıdan Eaya çıktığını kaydetti.
Irak ve önce de siyasilerin dışında düşünürler, yazarlar, filozoflar, onların birkaç günlük toplantısı söz konusu. Bütün bunlar söylediğim görüş ve vizyona katkı yapacak çerçevede olacak" diye cevap verdi.
Gül, bir de işin ekonomik boyutunun olduğunu hatırlatarak, "Ziyaret ettiğimiz ülkelere bakarsanız, bütün ülkelerle ticarette gözle görülür artışların olduğunu görüyoruz. Dolayısıyla dış politikanın devreye giren başka bir boyutu, ekonomik boyutudur" dedi.
Başka bir gazetecinin, "Musul'da PKK'nın yan örgütlerinden Demokrat Çözüm Partisi'ne ABD tarafından yapılan baskın sizin bu ziyaretinize denk geldi. Bu bir tesadüf mü, burada yapılan görüşmelerle ilgisi var mıdır?" şeklindeki sorusuna, "Tesadüf değildir. ABD'nin inandırıcılığını zedelememesi lazım. Gerekli adımlar atılacaktır. O çerçeve içinde olmuştur" diye cevap verdi. Gül, Türkiye'nin terör örgütüne yönelik kanun çıkardığını, bu kanun çerçevesinde silahlarını bırakıp teslim olanların bu kanundan faydalanacaklarını sözlerine ekledi.