"ABD tehdidi Ankara ile Moskova'yı hızla yakınlaştırıyor"

Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Salih Yılmaz: - "Rusya-Türkiye arasında tank, helikopter, denizaltı, savaş uçağı, kısa ve orta menzilli füzeler, uçak gemisi ve benzeri askeri araçlarda ortak üretim yapılmasına dair bir görüş alışverişi var. ABD tehdidi Ankara ile Moskova'yı hızla yakınlaştırıyor. Eğer ABD’nin Türkiye'ye karşı tavrı sertleşirse bu süreç çok kısa bir dönemde bile gerçekleşebilir" - "ABD, NATO’nun 70. yıl kutlamalarında Türkiye’ye yönelik sert mesajlarıyla uzlaşmaz bir tutum sergilemiştir. ABD'nin bu politikaları işleri içinden çıkılmaz bir hale getirdi. Washington, bundan sonra S-400'ler konusunda taviz verse bile geri dönüş söz konusu değil" - "Ekonomik iş birliklerinde Rusya lehine fark gün geçtikçe büyüyor. Türkiye bu dengeyi sağlayabilmek için özelikle milli paralarla ticareti yaygınlaştırmak için farklı önerilerde bulunuyor" - "Türkiye-Rusya ilişkileri birçok alanda yeni bir seviyeye doğru ilerliyor. Bu yeni dönem sadece ekonomi üzerinden değil askeri ve kültürel iş birliğine doğru evriliyor. Bu iş birliğinde ABD’nin iki ülkeyi tehdit ediyor olması süreci daha da hızlandırıyor denebilir"

İSTANBUL (AA) - GÜLSÜM İNCEKAYA - Ankara Rusya Araştırmaları Enstitüsü (RUSEN) Başkanı ve Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Salih Yılmaz, Türkiye-Rusya arasındaki görüşmelerde S-400 dışında birçok askeri sanayi ürününde ortak üretim yapılmasına dair çalışma kararı alındığını belirterek, "Rusya-Türkiye arasında tank, helikopter, denizaltı, savaş uçağı, kısa ve orta menzilli füzeler, uçak gemisi ve benzeri askeri araçlarda ortak üretim yapılmasına dair bir görüş alışverişi var. ABD tehdidi Ankara ile Moskova'yı hızla yakınlaştırıyor. Eğer ABD’nin Türkiye'ye karşı tavrı sertleşirse bu süreç çok kısa bir dönemde bile gerçekleşebilir." dedi.

Reklam
Reklam

Rusya'da düzenlenen Türkiye-Rusya Üst Düzey İşbirliği Konseyi'nin 8. Toplantısı'nda Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Vladimir Putin ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan arasında gerçekleşen görüşmeyi AA muhabirine değerlendiren Prof. Dr. Yılmaz, görüşmenin başarılı ve yeni bir iş birliği perspektifi ortaya koyduğunu söyledi.

Türkiye’nin S-400 kararlılığını devam ettirdiğini aktaran Prof. Dr. Yılmaz, "Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın S400 konusunda anlaşmaya sadık olacakları ve dışarıdan gelen tehditlere boyun eğmeyeceklerine dair açıklaması Rusya açısından oldukça memnuniyet verici bir gelişmedir. Çünkü Rusya, S-400 anlaşması imzalandığından beridir Türkiye’nin ABD’nin baskıları sonucu tıpkı daha önce Çin ile yaşanılan durumda olduğu gibi Türkiye’nin bu anlaşmadan vazgeçebileceği şüphesini taşımıştır. Rusya, Türkiye bu anlaşmadan vazgeçse bile kendisini kazançlı olarak görüyor. Çünkü sonuçta S-400 meselesini NATO içerisinde anlaşmazlık haline getirerek güven sorunu oluşturabilmiştir." değerlendirmesinde bulundu.

Reklam
Reklam

- "Washington'un geri adım atması işe yaramaz"

Prof. Dr. Yılmaz, ABD'nin, NATO’nun 70. yıl kutlamalarında Türkiye’ye yönelik sert mesajlarını hatırlatarak, ABD'nin bu uzlaşmaz tutum ve yanlış politikalarının işleri içinden çıkılmaz bir hale getirdiğini söyledi.

"Washington, bundan sonra S-400'ler konusunda taviz verse bile geri dönüş söz konusu değil" diyen Prof. Dr. Yılmaz, şu değerlendirmede bulundu:

"Türkiye-Rusya arasındaki görüşmelerde S-400'ler dışında birçok askeri sanayi ürününde ortak üretim yapılmasına dair komisyonların çalışması kararı da alınmıştır. Rusya-Türkiye arasında tank, helikopter, denizaltı, savaş uçağı, kısa ve orta menzilli füzeler, uçak gemisi ve benzeri askeri araçlarda ortak üretim yapılmasına dair bir görüş alışverişi var. ABD tehdidi Ankara ile Moskova'yı hızla yakınlaştırıyor. Eğer ABD’nin tavrı sertleşirse bu süreç çok kısa bir dönemde bile gerçekleşebilir."

Prof. Dr. Yılmaz, Putin-Erdoğan görüşmesinde iki liderin, Suriye’nin toprak bütünlüğüne saygı, tüm terör örgütlerine karşı birlikte mücadele, siyasi barış sürecinin hızlandırılması için Astana Görüşmelerine katılımın artırılması konularına ortak vurgu yapıldığını kaydetti.

Reklam
Reklam

Prof. Dr. Yılmaz şöyle konuştu:

"Bu görüşmelerde Suriye'de siyasi çözüm yolunda Anayasa Komitesinin kurulmasının hızlandırılması için ortak bir yol üzerinde anlaşılmıştır. Türkiye-Rusya’nın daha önce İdlib ve Tel Rifat’ta başlattığı ortak devriye uzlaşması ile elde edilen sonuca bağlı olarak bu iş birliğinin daha da geliştirilerek Suriye’nin birçok yerinde uygulanması konusunda çalışmalar yapılması kararı var. Türkiye’nin ABD ile Güvenli Bölge konusunda anlaşamaması halinde Rusya ile yeni bir plan üzerinde anlaşarak ortak operasyonu gündeme geliyor. Kaldı ki yakın zamanda Tel Rifat’ta PKK-PYD varlığının sona ermesine dair bir kararlılığın da olduğunu biliyoruz.

Astana Görüşmeleri formatının daha da güçlendirilerek Ürdün dışında bazı Körfez ülkelerinin de sürece dahil edilerek yeni bir iş birliği alanı oluşturulması konusunda fikir birliği oluştuğunu söylemeliyiz. Türkiye’nin önerisiyle Ürdün’ün sürece daha çok dahil edilmesi, bunun dışında başta Katar olmak üzere bazı ülkelerin de görüşmelere aktif katılması konusunda uzlaşı olduğu anlaşılıyor."

Reklam
Reklam

- "Rusya, mültecilerin geri dönüşü konusunda ortak çalışma istiyor"

Prof. Dr. Yılmaz, Rusya’nın başka ülkelerde bulunan Suriyeli sığınmacıların geri dönmesi için gerekli koşulların oluşturulmasına dair ortak çalışma yapmak istediğini ve bu konudan Ürdün ile yaptığı görüşmeleri Türkiye ile de paylaşmak istediğini söyledi.

Rusya'nın mültecilerin Suriye’ye geri dönmesi planına Türkiye'nin de destek vermesini istediği bilgisini paylaşan Prof. Dr. Yılmaz, "Rusya’ya göre başka ülkelerdeki mülteciler Suriye’de BM gözetiminde yapılacak seçimler öncesi ülkeye dönmeli ve Suriye’de oy kullanmalıdırlar." dedi.

Prof. Dr. Yılmaz, enerji alanında iki ülke arasında fikir ayrılığı olmasına rağmen bunun zamanla çözülebileceğine dair pozitif bir duruş sergilediğini belirterek, şöyle devam etti:

"Bilindiği gibi Akkuyu Nükleer santralinin ilk devresinin 2023’te hizmete açılmasına dair bir anlaşma var. Fakat Akku’yu ile ilgili çalışan Rus şirketin Türkiye’den ortak bulamamasına bağlı olarak finansal açıdan bir sıkıntı yaşadığı gözlemleniyor. Rusya tarafı bu nedenle yapılan sözleşmede tadilat istiyor. Türkiye’nin gelinen süreçte Rus şirketin anlaşmadaki yükümlülüklerini bir an önce yerine getirmesi konusunda ısrarcı olduğu görüşmelerden anlaşılıyor. Akkuyu’da var olan yavaşlatılmış sürecin Türkiye’yi rahatsız ettiğini söyleyebiliriz.

Reklam
Reklam

Rusya-Türkiye arasında görüşmelerdeki önemli konulardan birisi de doğalgaz fiyatında var olan anlaşmazlıklardır. Rus Gazprom ile bazı Türk şirketleri arasında fiyat anlaşmazlığı sebebiyle tahkim süreci başlatılmış ve bu davaların bir kısmını da Gazprom kazanmıştı. Türk şirketlerin fiyat indirim taleplerinin komisyonlar vasıtasıyla görüşülmesi kararı alınmışsa da hukuki sürece dair ilgili şirketlerin taleplerinin detaylı incelenmesine devam edilecek. Ancak Rusya’nın gaz fiyat indirimi konusunda isteksiz olduğu anlaşılıyor."

- "Ekonomik, askeri iş birliğine kültürel iş birliği de eklendi"

Prof. Dr. Yılmaz, iki ülkenin uzun yıllardır 100 milyar dolar hedefi doğrultusunda ekonomik iş birliklerini çeşitlendirmeye çalıştığını ve 2019 Rusya-Türkiye kültür ve turizm yılının iki ülkede de hareketli geçeceğini vurguladı.

Ekonomik iş birliklerinde Rusya lehine farkın gün geçtikçe büyüdüğünü kaydeden Prof. Dr. Yılmaz, sözlerini şöyle tamamladı:

"Türkiye bu dengeyi sağlayabilmek için özelikle milli paralarla ticareti yaygınlaştırmak için farklı önerilerde bulundu. Böylece Rus turistler bu kredi kartıyla Türkiye’de tüm ödemeleri Rus rublesi üzerinden yapabilecekler. Ayrıca Rusya’daki birçok özel şirket ve resmi kurumların kripto para ile ödeme sistemine geçmesine bağlı olarak Türkiye’de de kripto para ile değişimin sağlanmasına dair bir öneri olduğunu da söylemeliyiz. Rusya ve Türkiye kültür bakanlarının önceden yapmış olduğu hazırlıklara bağlı olarak yaptıkları görüşmelerde sanat, kültür, turizm, edebiyat, müzik vb. alanlarda karşılıklı birçok etkinlik yapılması kararlaştırıldı. Yeşil pasaport ve tır şoförleri Türk vatandaşlarına vizelerin yakında uygulanmayacak olması da Türkiye açısından bir başlangıç olabilir.

Reklam
Reklam

Rusya’nın Suriye krizi bitmeden vizeleri tümden kaldırmayacağını beyan ettiğini biliyoruz. Sonuç olarak Türkiye-Rusya ilişkileri birçok alanda yeni bir seviyeye doğru ilerliyor. Bu yeni dönem sadece ekonomi üzerinden değil askeri ve kültürel iş birliğine doğru evriliyor. Bu işbirliğinde ABD’nin iki ülkeyi tehdit ediyor olması süreci daha da hızlandırıyor denebilir."