Buna rağmen Türkiye'nin Irak'ta bir rejim değişikliğine isteksiz baktığına değinilen yazıda, Türkiye'nin Bağdat'ı kim yönetirse yönetsin birinci tercihinin bu ülkeyle ekonomik ilişkileri düzeltmek olduğu iddia edildi.
Ancak Türkiye'nin bu tutumunun ABD'nin Saddam'ı devirme konusundaki kararında ciddileştiği anda değişeğinin belirtildiği yazıda, "Ancak o zaman Türkiye kendi çıkarlarını korumanın yollarını arayacak" denildi.
Ankara'nın politik krizden kurtulmak için nakit paraya ihtiyaç duyduğunun belirtildiği yazıda, "ABD, Türkiye'ye ekonomik teşvik sağlayabilir. Bu Türkiye'nin 4 milyar dolarlık dış borcunu erteleme, 228 milyon dolarlık yardım paketini onaylama, tekstil tarifesini kaldırma şeklinde yapılabilir. Türkiye, Körfez Savaşı'ndan beri Irak'a uygulanan ekonomik ambargoların yol açtığı 40 milyar dolarlık zararı kapatmaya uğraşıyor. ABD, Irak'ta yeni hükümet kurulur kurulmaz Türkiye ve Irak arasındaki sınır ticareti ve enerji transportasyonunu hızlandıracak bir ticari anlaşma geliştirmeli" deniliyor.
Ankara'nın Kürt azınlık konusunda da endişeli olduğuna değinilen yazıda, Türkiye'nin Irak'taki Türkmen azınlığın hakları konusundaki endişesini öne sürmekten vazgeçmesi ve bunu Irak'ın iç meselesi olarak görmesi gerektiği belirtiliyor.