WASHİNGTON (ANKA)- Türkiye ile ABD arasındaki önemli dostluğun hızlı bir erozyona uğramakta olduğu gerçeğinin algılanmadığı öne sürüldü.
Washington Post gazetesinde yayınlanan bir makalede "ABD-Türkiye ittifakı sonuna mı geldi?" sorusu sorulurken ciddi önlemlerin alınmaması halinde ittifakın sona ereceği savunuldu. Makalede hem Türkiye'ye, hem de Iraklı Kürtlere güvenceler verecek büyük bir anlaşmanın yapılması da istendi. Washington Post gazetesi'nde ortak bir makaleye yayınlanan ABD'li düşünce kuruluşu Hudson Enstitüsü'nden Rajan Menon ve S. Enders Wimbush, "ABD-Türkiye ittifakı sonuna ma geldi" sorusunu sorarken "Türkiye ile ABD, görünürdeki gelecekte ilişkilerinin şekli ve içeriğini belirleyecek stratejik kavşağa yaklaşıyor" diye yazdı.
Türkiye ile ABD arasındaki uzun yıllarda devam eden ittifakın değişmesini zorlayan baskıların güçlü olduğu belirtilen makalede "Ne Türk ne de Amerikan politika yapıcılarının, bu önemli dostluğun hızlı bir erozyona uğramakta olduğu gerçeği"ni kavrayamadıkları görüşü de dile getirildi. Irak savaşının iki ülke arasında en önemli anlaşmazlık konusu olduğunu ancak tek görüş ayrılığının olmadığı kaydedilen makalede tezkerenin reddedilmesinden bu yana Türklerin arasında Washington'un kendilerini cezalandırmak istediği algılamasının ağır bastığı, Washington'un da ihanet edilmiş hissettiğini belli ettiği yorumu yapıldı.
Washington Post'daki makalede Irak savaşının Kürt sorununu alevlendirdiği belirtilirken, Türk askerlerinin bir sınır ötesi operasyon üzerinde ciddi bir biçimde durduklarını kabul ettikleri, Türkiye'deki ABD karşıtlığının ise görülmemiş düzeylerde bulunduğu da belirtildi. Soğuk savaştan bu yana Türkiye'de "daha kapsamlı bir kimlik arayışı"nın bulunduğu, Türkiye'nin 1980 yılları başından beri stratejik kimliğini yeniden tanımlamakta olduğu ancak Washington'un bu gelişmelere sessiz kaldığı öne sürülen makalede, yeni bir Türk stratejistleri kuşağının, Türkiye'yi İslam dünyasında ve Avrasya'da büyük bir oyuncu olarak gördükleri de belirtildi.
Menon ve Wimbush, Amerikan politika yapıcılarının, Türkiye'yi "model demokratik laik İslam devleti" olarak tanımlamayı sürdürdüklerini, halbuki bunun çoğu Türk tarafından bir hakaret gibi algılandığını yazdılar. Bugün Türkiye'de "etkin Türkler, hükümet yetkilileri ve dış politika uzmanları, stratejik bir yeniden değerlendirmeyı başlatıkları" belirtildiği makalede bunun sonucunda Rusya ve Çin gibi yeni ortaklar ile derin bağların inşa edebileceği, ABD'nin vazgeçilmez bir müttefik olduğu tezinden vazgeçebileceği öne sürüldü.
Yeni bir vizyon geliştirilmeli
Türkiye'nin AB tarafından reddedilmesi halinde bunun stratejik yeniden değerlendirme dinamiklerini hızlandıracağı savunulan makalede böyle olmaması gerektiği vurgulanarak Türkiye ile ABD'nin "stratejik gelecek için yeni bir vizyon geliştirmesi" gerektiği belirtildi. Bu amaçla ittifakı korumak amacıyla somut önlemleri ortaya koyacak üst düzey grupların oluşturulması önerildiği makalede, bu çerçevede "ABD petrol zengini Kerkük konusunda bir çatışma olmasını engellemek için hem Kuzey Irak'taki Kürdistan bölgesel hükümeti hem de Türk liderliği ile birlikte çalışmalı" denildi. Bir Türk müdahalesinin ABD'nin Türkiye ile ittifakı daha da zedeleyeceği öne sürüldüğü makalede önerilen diğer önlemlere ilişkin olarak şöyle denildi:
"Son olarak da KBH'ye (Kürt bölgesel hükümeti) Türkiye'nin bağımsız bir Kürt devletini engellemek amacıyla Iraklı Kürdistan'ı işgal etmeyeceği, Türkiye'ye ise KBH'nin Kürt radikalleri ve ayrılıkçılarının Kuzey Irak'ı Türkiye'ye karşı bir üs olarak kullanmayacağı yönünde güvence verecek spesifik ve uygulanması zorunlu olan hükümleri içeren ‘büyük bir anlaşma'ya şekil vermeli ikili ve nihayet, çok taraflı adımlar atılmalıdır."
Washington Post'daki makaleye son verilirken de "Ne Türkiye'yi kaybetmek Amerika'nın çıkarı, ne de ABD'yi kaybetmek Türkiye'nin çıkarıdır. Ancak tarihi ilişkiye halen egemen olan dinamikler bu istikamete götürüyor" uyarısı yapıldı.