WASHINGTON (ANKA)- Anayasa Mahkemesi tarafından kapatılan DPT’li milletvekillerinin istifa etmekten son anda vazgeçerek Barış ve Demokrasi Partisi grubu altında TBMM’de kalmaya karar vermesinin ardından, “demokratik açılım” paketinin bu aşamada tehlikeye girip girmeyeceği ABD’de tartışılıyor.
Transatlantik Akademisi uzmanı Joshua Walker konuyla ilgili Amerika’nın Sesi’ne yaptığı açıklamada DTP’nin PKK’ya yaklaşımını eleştirdi. “DTP’nin PKK’dan kendini uzaklaştırma fırsatını kaçırması talihsizlikti” dedi.
Walker, parti yetkililerinin son birkaç gündür kendilerini Abdullah Öcalan’a yakın gösteren açıklamalarda bulunduğunu ve “demokratik açılım” sürecinde Kürtleri temsil edemediğini savundu. DTP’nin seçmen kitlesinin nispeten milliyetçi Türk partilerinde olduğu gibi daha radikal çizgide olduğunun altını çizen Transatlantik Akademisi uzmanı, parti yetkililerinin bu durumdan dolayı kültürel ve medeni haklar konularını tartışamadığını kaydetti.
Amerika’nın Sesi Radyosu’nun konuyla ilgili Alparslan Esmer ve Barış Ornarlı imzalı haberi şöyle:
“ABD’li uzmanlar, Anayasa Mahkemesi’nin Demokratik Toplum Partisi’ni kapatma kararının zamanlamasının yanlış olduğuna dikkati çekiyor. Transatlantik Akademisi uzmanı Joshua Walker’a göre Demokratik Açılım projesinin ele alındığı bir aşamada, kapatma kararı son derece kötü bir zamanda alındı.
New York merkezli İnsan Hakları Gözlem örgütünün Türkiye raportörü Emma Sinclair-Webb’e göre de DTP’nin kapatılması, hükümetin Kürt sorununun çözümüne yönelik çabalarına engel oluşturabilir. Ancak Webb tüm bunlara rağmen hükümetin Demokratik Açılımı sürdürme kararından memnun olduğunu açıklıyor. Emma Sinclair-Webb ayrıca kapatma kararının, Türkiye’nin anayasal reforma gitme ve yasalarını uluslararası insan ‘hakları standartlarına uyarlaması gerekliliğini ortaya koyduğunu savunuyor. Sinclair-Webb, “İnsan hakları açısından bakarsak, toplanma, dernek kurma, siyasi temsil ve siyasi katılım hakları etkin biçimde engelleniyor, kısıtlanıyor” diyor. Uzman genel seçimlerde 2 milyon seçmenin bu milletvekillerine oy verdiğine işaret ediyor.
Bu duruma insan hakları perspektifinden bakan Emma Sinclair-Webb, DTP liderlerinin açıklamalarının, “ifade ve toplanma özgürlüğü çerçevesinden” değerlendirilmesi gerektiği görüşünde. İnsan Hakları Gözlem Örgütü raportörü, “İddianamede gösterilen deliller çoğunlukla şiddet içermeyen açıklamalara dayandırılıyor. Açıklamalar şiddet çağrısı yapmıyor, şiddeti teşvik etmiyor,” diye konuşuyor.
Emma Sinclair-Webb, Demokratik Toplum Partisi’nin İspanya’da yasaklanan Batasuna partisine benzetilmesiyle ilgili olarak da, Türkiye’de demokrasinin İspanya’dakinden farklı olduğunu, Türkiye’deki Kürtlerin durumunun da İspanya’daki Basklardan farklı olduğunu belirtiyor.” (ANKA)