Forsa Denizcilik Şirketi yetkililerinin, kendilerine ait yük gemisinde makinist ve yağcı olarak çalışan İbrahim Öztürk (26) ile Arif Işık'ın (25), Amerika'nın New Orleans kentinin açık sularında gemi yükünü boşalttığı esnada aynı ülkeye iltica etmek için suya atlamaları sonucu boğularak öldüklerini bildirmesi üzerine harekete geçen aileler, savcılığa suç duyurusunda bulundu. Ölen gençlerin aileleri bu raporu yalanlarken, yakınlarının çalıştıkları yük gemisinin başka işlerle uğraştığını, bu durumu gören her iki gencin de, elleri ve ayakları iple bağlandıktan sonra ırmağa atılarak kasten öldürüldüklerini iddia ettiler.
Acılı aile yakınları, yaşanan korkunç olaydan 18 gün sonra İbrahim Öztürk ve Arif Işık'ın cesetlerinin Mississippi Nehri'nde bulunarak karaya çıkartıldığını, cenazelerin ise olaydan ancak 3 ay sonra Türkiye'ye gönderilerek ailelerine teslim edilmesinin şüphelerini daha da artırdığını ifade ettiler.
"KAÇAMAYIZ, BİZİ SIKIŞTIRIYORLAR" Ölen gencin yakınları, gelişmeleri şöyle anlattılar:
"11 Haziran 2002 tarihinde Çanakkale'de demir yükleyen gemi ABD'ye hareket etti. Bir süre sonra gemi New Orleans limanı açıklarına yükünü boşaltmak için yanaştı. Bu arada 8 yıldır gemicilikle uğraşan kaptanlık ve yüzme sertifikası bulunan İbrahim Öztürk, Şanlıurfa'daki kardeşi İsmail Öztürk'ü (26) telefonla arayarak, 'Bu gemide sorun var. Ne olduğunu sormayın. Çok gizli olaylar oluyor. İmkanı yok buradan kaçamayız. Bizi sıkıştırıyorlar' diye dert yandı. Çok geçmeden Forsa Denizcilik Şirketi sahibi Şenol Nailoğlu, Öztürk ve Işık'ın ailelerini telefonla arayarak, 'Çocuklarınız gemiden kaçtı. Sizden 7-8 bin dolar tazminat alacağım' diye öfkeli konuştu. 9 gün aradan sonra ise şirket sahibi Nailoğlu tekrar aile büyüklerini arayarak her 2 gencins de öldükleri haberini verdi".
İKİNCİ KEZ OTOPSİ YAPILDI
Mississippi Irmağı'nda ölüsü bulunan iki arkadaşın cesetleri Amerikalı polislerce incelemeye alınarak otopsi yapıldı. Suda çürüyerek tanınmaz hale gelen cesetlerin Öztürk ve Işık ailelerine ait olduğunu belirlemek için Amerikalı yetkililer DNA istedi. Arif Işık'ın cenazesi ailesince gönderilen DNA testiyle tesbit edilirken İbrahim Öztürk'ün cesedi ise kolundaki döğme sayesinde belirlendi. Üç aydır Amerika'da bulunan cenazeler, 22 Ekim'de Delta Havayolları'nın 720-82 sefer sayılı uçakla Türkiye'ye gönderildi. Cenazeler daha sonra yine bir başka uçakla Adana Havalimanı'na gönderildi.
Cenazeler Adana'ya gelince aileleri tarafından karşılandı. Cenazeleri gören yakınları fenalık geçirdi. Ölümleri şüpheli görülen İbrahim Öztürk ve Arif Işık için bu kez Adana Cumhuriyet Savcılığı otopsi yapılmasına karar verdi. Adana Adli Tıp Kurumu'nda yapılan otopsinin ardından cenazeler yakınlarınca teşhis edildikten sonra teslim edildi.
AİLELERDEN ŞOK İDDİALAR
Adana Cumhuriyet Savcısı Tahsin Yavuz'a ifade veren acılı aile yakınları, oğullarının ölümlerinden sorumlu olanlar hakkında şikayetçi olduklarını söyledi. Kardeş İsmail Öztürk, "Bir sorumlu varsa oda Forsa şirketi yöneticisi Şenol Nailoğlu'dur. Bu şahıs sefere çıkmadan önce ağabeyime 7 bin dolarlık senet imzalatmış. Kardeşim beni telefonla aradığında gemide ilginç şeylerin olduğunu bunu telefonda anlatamayacağını söyledi. Sonrada şirket sahibi bizi aradı ve 'Senin kardeşin bizim gemiden kaçtı. Her şeyinizi alacağız' dedi. Ben de 'Kardeşimi bulur, hallederim' dedim. 9 gün sonra da ölüm haberini duyduk. Kardeşim çok iyi yüzme bilirdi. Kolay kolay denizde boğulacak kişi değildi" dedi.
Arif Işık'ın babası Sadık Işık ise, oğlunun ilk kez böyle bir iş için başvurduğunu, ilk gemi seferi olduğunu ifade ederken, "Oğlum Amerika'ya sığınmak isteseydi. Bize muhakkak söylerdi. Neden cenazeyi üç ay geciktirdiler. Ölüm raporlarını neden göndermezler. Şirket sahibi Şenol bey ise bizi telefonla arayarak ağır hakaretlerde bulundu. Bizi senetleri ödemekle tehdit etti" dedi.
FORSA DENİZCİLİK'TEN YALANLAMA Forsa denizcilik şirketi sahibi Şenol Nailoğlu, ailelerin iddialarını yalanlayarak şunları söyledi.
"Gemi Mississippi açıklarında yükünü tahliye ederken İbrahim ve Arif, Amerika'ya kaçmak için can yeleği giyerek suya atlamışlar. Ancak aradaki mesafe 5 mil olduğu için birlikte boğularak öldüler. Ben ticaret yapıyorum. Uyuşturucu eroin taşımıyorum. Daha önce bizim gemide üç kişi daha kaçmıştı. O şahıslar yüzünden Amerikalı yetkililere toplam 17 bin 500 dolar ceza ödedim. Bizler kaçmasınlar diye bu şahıslardan senet yapıyoruz. Cenazeler ise Amerika'da sistem çok değİşik olduğu için ve ailelerden DNA testi istedikleri için gecikmiştir. Bu olayın bizimle ilgisi yok."
Adana'nın Seyhan İlçesi Yeşilevler Mahallesi'ndeki evine götürülen 1 çocuk babası Arif ışık'ın cenazesiyle karşılaşan anne Hatice Işık, sinir krizleri geçirerek ağıtlar yaktı.
Işık'ın cenazesi, Asri Mezarlık'ta defnedilirken İbrahim Öztürk'ün cenazesi Şanlıurfa'nın Harran İlçesi'ne götürülerek toprağa verildi.