Mattis, yaptığı açıklamada operasyonun, “Suriye hükümetinin kimyasal silah kullanımına ölçülü bir yanıt olduğunu” belirtti.
Jim Mattis, “Başkan (Donald Trump) kimyasal silahların gelecekte kullanılmasını engellemek ve Esad uluslararası hukuk çerçevesinde yasaklanan ve yok edildiği daha önce ilan edilen kimyasal silahlarla masum insanları öldürürken ABD’nin buna sessiz kalmayacağını göstermek için eyleme geçilmesi talimatını verdi” ifadesini kullandı.
Mattis, Savunma Bakanlığı’nın (Pentagon) değerlendirmesi neticesinde, operasyonda yakıt ve mühimmat tesisleri, hava savunma kapasiteleri ve Suriye’nin aktif faaliyet halindeki uçaklarının yüzde 20’sinin hasara uğratıldığını ya da yok edildiğini kaydetti. Bakan, Suriye hükümetinin Şayrat üssündeki uçaklarının yeniden ikmal ve silahlandırma kabiliyetini kaybettiğini ve bu aşamada, pistin kullanılmasının askeri olarak çok önem taşımadığını da belirtti.
Mattis, “Suriye hükümeti bir daha kimyasal silah kullanırsa yanlış yapar” dedi.
ABD’nin Birleşmiş Daimi Temsilcisi Nikki Haley de, Başkan Donald Trump’ın gerekirse Suriye’ye yeni saldırılar düzenleyebileceğini söylemişti. (VOA)
ABD'nin yaptığı açıklamanın aksine, Suriye yönetimi sayının daha küçük olduğunu belirtmiş, füzelerin büyük çoğunluğunun üssü ıskaladığını belirtmişti.
Rusya ve İran ortak açıklama yapmıştı: Artık her türlü saldırıya karşılık vereceğiz
Kremlin Sarayı resmi sayfasından yapılan açıklamada iki liderin, ABD'nin Suriye konusundaki tutumu üzerine konuştuğu aktarıldı. Ayrıca, her iki liderin de kimyasal silahlar konusunda tarafsız bir inceleme yapılmasını istedikleri, terörle mücadele konusunda işbirliğini sağlamlaştırmaya hazır oldukları belirtildi. Kremlin, telefon görüşmesinin İran'ın isteği üzerine gerçekleştiğini bildirdi.
KABUL EDİLEMEZ
Kremlin basın dairesinin Putin-Ruhani görüşmesi ile ilgili yaptığı yazılı açıklamada, "İki lider Suriye’deki durumu ele aldı, ABD’nin uluslararası hukuk normlarını çiğneyerek egemen devlet olan Suriye’ye saldırmasının kabul edilemez olduğunu açıkladı. Putin ve Ruhani, Suriye’nin İdlib bölgesinde kimyasal saldırı iddiası ile ilgili objektif ve tarafsız bir soruşturmanın yapılması gerektiğini de ortaya koydu" ifadeleri yer aldı.
Rusya ve İran liderlerinin Suriye’deki çatışmanın siyasi ve diplomatik yollardan çözülmesi ile ilgili sıkı işbirliğinin devam ettirilmesinin önemini vurguladığı belirtilen açıklamada şöyle dendi: "Ruhani’nin 27-28 Mart tarihlerinde gerçekleştirdiği Moskova ziyareti kapsamında varılan anlaşmaları hayata geçirme süreci ele alındı. Taraflar, terörle mücadele alanındaki işbirliğinin kilit noktalarına vurgu yaparak, Ortadoğu bölgesinde istikrarın ve güvenliğin sağlanması amacıyla bu alandaki işbirliğinin ileride daha da derinleştirilmesi için hazır olduklarını kaydetti."
İdlib'e operasyon hazırlığı
ABC Gazetesi Moskova Temsilcisi Mahir Esen ve Ortadoğu Temsilcisi Ömer Ödemiş'in, askeri ve siyasi kaynaklardan aldıkları bilgilere göre; Rusya, İran ve Suriye kısa süre içinde İdlib'e yönelik ortak bir askeri operasyon yapacak. Bu amaçla Rusya ve İran savaş kapasitesi yüksek tugay düzeyindeki askeri birliklerini Suriye'ye gönderecek.
"Suriye, kimyasal silah depolandığı bilgisini paylaşmıştı"
ABD Gazetesi'nde yer alan haberde, Rusya ve Suriye'nin İdlib'teki kimyasal silah depolamasına dair istihbaratı yaklaşık bir ay boyunca Birleşmiş Milletler'e bildirdiğini belirten Ömer Ödemiş, ABD'nin söz konusu hava üssünü İran Ordusu ve Hizbullah savaşçılarının da kullandığı ve bundan rahatsız olduğu için vurduğunu söyledi. Rusya'nın 3 saat önceden saldırı yapılacağı konusunda bilgilendirildiğini belirten Ödemiş, "50'den fazla Tomahawk füzesi deniyor ama yanlış bu. Rusya, imha edilen ve isabet edenler de dahil olmak üzere 38 tane füze ateşledi" dedi.
HM