AB'de tartışmalar sürüyor

BRÜKSEL (İHA) - 17 Aralık Zirvesi yaklaşırken, AB'ye üye ülkeler arasında Türkiye'nin AB üyeliğine dair fikir ayrılığı sürüyor. Türkiye'ye müzakere davetiyesi sayılan zirvenin kapanış bildirisinin hemen her gün yeni bir taslak haline getirilmesi, diplomatik trafiğin son güne kadar devam edeceğini gösteriyor.

Türkiye ile üyelik müzakerelerinine başlanıp başlanmayacağına 17 Aralık Zirvesi'nde karar verilecek. Türkiye'ye müzakere davetiyesi sayılan zirve kapanış bildirisinin hemen her gün yeni bir taslak haline getirilmesi, AB üyelerinin Türkiye'nin üyeliği konusunda hemfikir olmadıklarını gösteriyor.

Reklam
Reklam

AB'nin Dönem Başkanı Hollanda'nın hazırladığı bildiri taslağında en önemli hususların açık bırakılmış olması, birlik üyeleri arasında Türkiye konusundaki kararsızlığın bir göstergesi. Türkiye'ye ne önerilecek? Tam üyelik mi, imtiyazlı ortaklık ya da başka bir özel statü mü? AB üyelerinin büyük çoğunluğu Genişlemeden Sorumlu eski üye Günther Verheugen'in ekim ayında açıkladığı tavsiye kararını destekliyor. Günther Verheugen, nerede noktalanacağı kestirilemeyen açık bir süreçten söz ederek, üyelik müzakerelerinin başarıyla sonuçlandırma hedefiyle sürdürülmesi gerektiğini belirtmişti.

Ortaya bir formül atan muhafazakar kanadın temsilsilcisi Avusturya Başbakanı Schüssel, tam üyelik görüşmeleri başarısızlığa uğradığı ya da 10 yıllık görüşme sürecinde AB'nin Türkiye'nin üyeliğini kaldıramayacağı anlaşıldığı takdirde imtiyazlı üyelik önerilmesini istemişti. Bunun üzerine Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, Türkiye'nin böyle bir formülü benimsemesinin söz konusu olmadığını ifade ederek, hedefin tam üyelik olduğunu ve müzakerelerde tam üyeliğin görüşüleceğini belirmişti.

Reklam
Reklam

Müzakerelerin ne zaman başlatılacağı da tartışma konusu. Türkiye zirveyi izleyen 3 ay içinde görüşmelerin başlatılmasını isterken, Fransa gibi iç politik nabzı tutmak zorunda olan şüpheci ülkeler, 2005 yılının ikinci yarısına sarkıtılmasından yana. Bunun üzerine Konsey Dönem Başkanı Hollanda, Komisyon'un önerisi ya da üye ülkelerin talep etmesi durumunda müzakerelerin kesilmesi şeklinde bir uzlaşma formülünü üretti. AB hukukunun nasıl uygulanacağının uzun vadeli gözetime alınması gibi daha önce hiç bir adaya uygulanmayan kısıtlayıcı formül de Hollanda'dan geldi. 40 yıldır tam üyelik hasreti çeken Türkiye'nin en ateşli savunucusu Almanya Başbakanı Gerhard Schröder ise, "Şartlar yerine getirilir ve karşılıklı dürüst davranılırsa sözünden dönmek olmaz" ifadesini kullandı.

Bu tezi reddeden Avrupa Parlamentosu'nun muhafazakar kanadını temsil eden Alman Hans-Gert Pöttering de, son 40 yılda her şeyin değiştiğini ve Türkiye'nin üyeliğinin Avrupa'nın kaderini etkileyeceğini söyledi. "Avrupa bu durumda kimlik krizine sürüklenecek ve Avrupalılık bilinci tehlikeye girecek. İşkencenin devam ettiği ve Birlik üyesi Kıbrıs'ı kısmen işgal altında tutan bir ülkeyle üyelik müzakere edilemez ve Türkiye'nin artık Rum kesimini resmen tanıması gerekir" şeklinde konuşan Pöttering, bütün Birlik ülkelerini bu tutumu benimsemeye çağırmıştı.

Reklam
Reklam

Türkiye'nin tam üyelik arayışı sayesinde pozisyonu güçlenen Kıbrıs Rum Yönetimi'nin şartları kabul edilmediği takdirde müzakereleri veto edebileceği belirtiliyor. Devlet ve hükümet başkanlarının zıt görüşler arasında denge sağlayıp Türkiye'nin de kabul edebileceği uzlaşma formülü hazırlayabilmeleri için bir hafta kaldı. Ankara'nın üzerinde oynanmasına ve taviz istenmesine katiyetle yanaşmayacağı ilkeler, uzlaşmanın kolay olmayacağını gösteriyor. Bu durumu dün akşam Hollanda Başbakanı Balkenende'ye anlatan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Brüksel'deki temaslarını sürdürüyor.