AB'den 'tuhaf' PKK raporu

AB, PKK'nın K.Irak'taki rolüne ilişkin raporunda şaşırtıcı tespitlere yer verdi.

Avrupa Güvenlik Çalışmaları Merkezi'nin (ISS) raporunda, PKK ile ilgili, Irak'taki Kürt yönetiminin görüşleri yansıtılıyor.

Zaman Gazetesi'nde bugün yeralan habere göre, Avrupa Birliği (AB), terör örgütü PKK'nın Kuzey Irak'taki rolünü anlamak için hazırladığı raporda şaşırtıcı tespitlere yer verdi. AB'nin ortak çalışma ve dış politikasına katkıda bulunması için kurulan Avrupa Güvenlik Çalışmaları Merkezi'nin (ISS) raporunda, PKK ile ilgili, Irak'taki Kürt yönetiminin görüşleri yansıtılıyor. PKK'nın bölgede 'sempati kaybettiğini' ortaya koyan çalışmada, Kürdistan Bölgesel Yönetimi'nin (KBY), terör örgütünü 'rahatsız edici' gördüğüne dikkat çekiliyor. Ancak, KBY'nin PKK ile savaşmayı göze alamayacağı değerlendirmesi yapılıyor. Rapora göre Erbil'deki yetkililer, KBY ile PKK arasında hiçbir ilişki olmadığını savunuyor. Fakat bölgesel yönetim, PKK'nın üslerini biliyor ve örgütün stratejilerinden haberdar. KBY, bahar aylarından bu yana, PKK'ya verdiği desteği kesmiş olsa da, örgüte karşı bölgede "açık bir tolerans" var. Kuzey Irak'ta beş bin civarında PKK'lı olduğu belirtilen raporda, İstanbul ve Ankara'da iki bine yakın terörist bulunduğu bilgisine yer veriliyor. Yine Kürt yetkililere dayanılarak Murat Karayılan'ın en az iki kez Milli İstihbarat Teşkilatı yetkilileriyle görüştüğü ileri sürülüyor.

Reklam
Reklam

ÖCALAN KEMALİST PROPAGANDA YAPIYOR

'Enstitü notu' formatında hazırlanan çalışmada, ISS heyetinin görüştüğü Bölgesel Yönetim'in Başkanı Mesud Barzani'nin oğlu İstihbarat Başkanı Mesrur Barzani'nin PKK hakkındaki görüşleri de yer alıyor. PKK'nın, eylemleriyle Kürtlerin düşmanlarına yardım ettiğini vurgulayan Barzani, "İmralı'da tutulan Öcalan'ın da Türkiye tarafından kontrol edildiğini ve Kemalist propaganda yaptığını" iddia ediyor. Raporun sonuç kısmında ise çözüme yönelik çok tartışılacak öneriler sunuluyor.

Geçtiğimiz günlerde Avrupa ve Amerika'da güvenlik çevrelerinin katıldığı toplantılarda sunulan rapor, görüşülen yetkililere göre Kuzey Irak'ta beş bin civarında PKK mensubu olduğunu fakat hemen herkesin PKK'lıların çoğunun Türkiye'de Diyarbakır, Tunceli ve Bingöl çevrelerinde bulunduğunu bildirdiklerini aktarıyor. KBY'nin içişleri bakanlığına göre sadece İstanbul ve Ankara'da iki bin civarında terörist bulunuyor. Örgütün para kaynakları, Avrupa ve sınır ticaretinden alınan paydan geliyor. PKK'nın üsleri, kablosuz internet bağlantıları ve cep telefonlarıyla donatılmış durumda. Lojistik İran'dan geliyor. İran isterse, kolayca PKK'ya çok ciddi sorunlar çıkarabilir. Fakat İran, çıkarları doğrultusunda hareket ederek PKK'yı hem destekliyor hem de savaşıyor. Raporda, yine Kürt yetkililere dayanılarak örgütün şu andaki en kilit isminin Murat Karayılan olduğu ve Karayılan'ın en az iki kez Milli İstihbarat Teşkilatı yetkilileriyle görüştüğü iddia ediliyor.

Reklam
Reklam

AB Ortak Savunma ve Dış Politikası'nın oluşumuna katkıda bulunmak için araştırmalar yapan ISS, AB'nin "güvenlik ajansı"olarak çalışıyor. ,

Kürtler, DTP'ye antipati ile bakıyor

Türkiye'nin Kuzey Irak'a düzenlediği askerî operasyonlara da değinen rapor, operasyonların PKK'ya pek zarar vermediğini, daha ziyade bölgedeki dağlarda hayvancılık yapanları etkilediğini öne sürüyor. PKK'nın mart ayında bir helikopter düşürdüğü iddiasının da yer aldığı raporda, PKK-PJAK bağlantısı da irdeleniyor. PJAK'ın PKK'nın karbon kopyası olduğu da vurgulanırken, Batı'nın PKK'yı terör örgütü kabul ederken PJAK'a aynı muameleyi yapmamasının oluşturduğu ironiye de dikkat çekiliyor. Raporda, bölgesel Kürt yönetimi ile İran'ın PJAK-radikal akımlar kartlarını karşılıklı oynadıkları dile getiriliyor.

Barzani'nin Kürdistan Demokratik Partisi kaynaklarının, PKK'ya fazla yüklenmeleri halinde El Kaide ile işbirliği yaparak Erbil'i ve tüm dünyayı tehdit edecekleri tezini de irdeleyen rapor, iki örgüt arasındaki kan uyuşmazlığına vurgu yaparak bu tezin hem Avrupalı diplomatlar, hem Kürdistan Yurtseverler Birliği hem de bölgedeki İslami kökenli partiler tarafından şüpheyle karşılandığı da kaydediliyor. Irak'ın kuzeyinde 12 bin Türkiye Kürt'ünün 1998'den beri barındığı Mahmur kampı meselesine de değinilen raporda, Kürt yetkililerin, bu kişilerin PKK ile yakınlığı nedeniyle bölgelerindeki başka yerlere yerleştirilmesine sıcak bakmadıklarına dair ifadelerine yer verildi.

Reklam
Reklam

Avrupa Güvenlik Çalışmaları Merkezi'nin raporunda Irak'taki bölgesel Kürt yönetiminde, Türkiye'de Kürtlere dayalı siyaset yapan ve genellikle PKK'nın kontrolünde olarak bilinen Demokratik Toplum Partisi konusundaki antipatinin büyüklüğünü de ilgi çekici buluyor. Bölgedeki Türk üssü Bamerini'nin ise Kürt yönetimi tarafından Ankara ile pazarlık stratejisi çerçevesinde gündeme getirme niyetinde olduğu vurgulanıyor. Fakat bölgede görüşülen tüm Kürt yetkililerin Türkiye'nin askerî gücünün farkında oldukları belirtilerek, hepsinin "Eğer isterlerse, Türkler iki saatte Erbil'de olabilir ve hiçbir şey onları çıkaramaz." dedikleri aktarılıyor.

Merkezi Paris'te bulunan Avrupa Güvenlik Çalışmaları Merkezi, Kuzey Irak'ta geçen temmuz ayında düzenlediği bu gezi öncesinde Türkiye'ye gelerek temaslarda bulunmak için talepte bulunmuş. ISS'nin Türkiye ve Ortadoğu uzmanı Walter Posch imzalı raporun girişinde, mayıs ayında TBMM ve Güneydoğu'ya yapmak istedikleri ziyarete Türk yetkililerin karşı çıktığı ifade ediliyor. ISS'nin Kuzey Irak "misyonunda" araştırmacı Posch'a, İngiliz parlamenter Robert Walter ve Avrupa Güvenlik ve Savunma Assamblesi siyasi danışmanı Michael Hilger eşlik etti. ISS, 20 Temmuz 2001 tarihindeki Avrupa Birliği zirvesinde, AB anlaşmaları çerçevesinde kuruldu.

Reklam
Reklam

Kuzey Irak'ta DTP'ye antipatiyle bakılıyor

Avrupa Güvenlik Çalışmaları Merkezi'nin raporunda, DTP'ye karşı Kuzey Irak'ta büyük bir antipati olduğuna dikkat çekiliyor. Bölgesel yönetimin, PKK ile arasının iyi olmadığı vurgulanıyor. KBY'nin, aldığı güvenlik önlemleriyle bölgeyi kontrol altında tutmaya çalıştığına işaret ediliyor.

Rapor, görüşülen Kürtlerin PKK sorununun çözümü konusundaki önerilerini beş maddede topluyor:

Sorun, askerî çözümlerle değil ancak müzakere yoluyla çözülebilir,

PKK, bölünme hedefini terk ederek ideolojisinde radikal bir değişim yaptı,

Örgüt, barış istiyor ve silah bırakmaya hazır,

Bunun için, Türkiye kapsamlı bir af çıkarmalı ve Kürt kimliğini tanımalı,

Eğer PKK bunu reddederse, Kürt kamuoyundaki kredibilitesini kaybeder,

ve KBY, PKK'dan kurtulması için Türkiye'ye yardım etmeyi düşünebilir.