AB Türkiye’nin fikri haklar yönetim ve takibat kapasitesinin yetersiz ve zayıf olduğunu bildirdi.
Avrupa Parlamentosu’nun Avusturya’dan seçilen Bağımsız Üyesi Franz Obermayr, AP Başkanlığı’na verdiği bir yazılı soru önergesinde Türkiye ile 1995 yılında başlatılan gümrük birliğinin ticari ilişkileri önemli ölçüde kolaylaştırdığını ve mal hareketlerini artırdığını bildirdi. AB ile Türkiye arasında yılda 100 milyar avroluk ticaret hacmi bulunduğunu yapıldığını belirten Obermayr, “Ancak, sahte mallar AB piyasasına sel gibi akarken birçok Türk işletmesi kurallara uymuyor. AB Türkiye’yi şu anda sahteciliğe karşı mücadelede öncelikli ülkeler listesinde kategori 1’deki Çin’den sonra kategori 2’ye yerleştirdi” dedi.
AB üye devletlerinin Türk sahte malları yüzünden her yıl milyonlar kaybettiğini öne süren Obermayr, “Komisyon sözleşmeli ortağı Türkiye’yi rekabet kurallarına uyması ve sahteciliğe karşı titiz ve uzun vadeli bir eyleme girişmesi konusunda zorlamıyor? Türkiye’de korsan üretime yönelik ne gibi önlemler düşünülüyor? Rekabetin açık ihlali ve Türkiye’nin katılım müzakerelerini etkileyecek olan sahte mallara karşı hoşgörünün boyutu ne” dedi.
-TÜRKİYE’DE FİKRİ MÜLKİYET UYGULAMASI YETERSİZ-
AB Komisyonu Üyesi Stefan Füle ise önergeye yanıtına, “Komisyon Türkiye’de Fikri Mülkiyet hakları uygulamasının yetersiz olduğundan haberdar” dedi. Füle şöyle devam etti:
“-Komisyon Türkiye’nin, diplomatik girişimler kadar, Gümrük Birliği Ortak Komitesi, AB Türkiye Ortaklık Anlaşması alt komiteleriyle ilgili olanlar dahil, AB-Türkiye Gümrük Birliği altındaki yükümlülüklerine tam saygı göstermesi gerektiğini her fırsatta gündeme getirmektedir.
-Gümrük Birliği’nin uygulanmasının son aşamasına ilişkin mevzuat uyarınca gümrük birliğinin işlev kazanması ‘fikri mülkiyet haklarının etkin korunmasında eşit düzeye gelinmesine’ bağlıdır. Ayrıca AB-Türkiye Ortaklık Konseyi, Avrupa topluluğunda varolana denk koruma düzeyini güvence altına almak ve bu haklara saygı gösterilmesini temin etmek için uygun ölmeleri almak üzere, Türkiye’nin fikri, sınai ve ticari mülkiyet haklarını etkin bir şekilde korumada iyileştirmelere devam etmesini şart koşmuştur.”
Stefan Füle, AB Komisyonu’nun Türkiye ile fikri mülkiyet hakları sorunları üzerinde bir çalışma grubu kurduğunu, bununla Türkiye’de fikri mülkiyet hakların uygulanma ve takibat yeterliliğini güçlendirmeye yardım amaçlandığını belirtti. İlk toplantının 18 Mayıs’ta Ankara’da yapıldığını anlatan Füle, ikinci toplantının yıl sonunda gerçekleşeceğini bildirdi. Stefan Füle, “Şu anda fikri hakların tartışılacağı bir süreç var. Ayrıca Komisyon Türkiye’ye fikri haklar alanında, finansal Katılım Öncesi Araç çerçevesinde teknik yardım sağlıyor. Türk gümrük yönetiminde fikri haklar takibat kapasitesinin güçlendirilmesine ilişkin özel bir yardım da planlanmaktadır” dedi.
Bir aday ülke olarak Türkiye’den AB müktesebatıyla uyum sağlamasının ve müktesebatı tam uygulamak için yeterli kapasiteye sahip olduğunu göstermesinin beklendiğini belirten Füle, “Bu konu, fFikri mülkiyet hukukuyla ilgili 7’nci Başlık altındaki müzakerelerin, daha geniş anlamda da Türkiye’nin AB’ye katılım müzakerelerinin temel bir unsurudur” dedi.
-“YÖNETİM KAPASİTESİ YETERSİZ”-
Füle fikri haklar alanıyla ilgili eleştirilerini sürdürdüğü yanıtına şöyle son verdi:
“Şu anda Türkiye’nin yönetim kapasitesi yetersizdir, takibat kayıtları tatmin edici değildir. Komisyon Türkiye’de Fikri Mülkiyet Hakları alanındaki gelişmeleri, ülkede fikri hakların korunması düzeyini Gümrük Birliği koşullarıyla uyum içinde olacak şekilde, AB’de var olana denk düzeyde güvence altına alacak bir bakışla, izlemekte ve teşvikte bulunmaktadır. Ek olarak Türkiye’nin fikri haklarla ilgili 7’nci başlık için kriter setini kapatması gerekecektir.”(ANKA)