ABD'nin Kudüs kararının birinci yılı

Türkiye-Filistin Parlamentolararası Dostluk Grubu Başkanı ve AK Parti İstanbul Milletvekili Hasan Turan: - "Trump'ın 6 Aralık kararı ABD'nin tarihine yeni bir kara leke olarak eklenmiştir" - "Bağımsız ve özgür Filistin Devleti kurulana kadar, Kudüs, Gazze ve Mescid-i Aksa bizim kırmızı çizgimiz olmaya devam edecektir"

TBMM İdare Amiri, Türkiye-Filistin Parlamentolararası Dostluk Grubu Başkanı ve AK Parti İstanbul Milletvekili Hasan Turan, ABD Başkanı Donald Trump'ın Tel Aviv Büyükelçiliğinin Kudüs'e taşınması yönünde geçen yıl aldığı kararın ABD tarihine yeni bir kara leke olarak eklendiğini söyledi.

Turan, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında, Trump'ın Tel Aviv Büyükelçiliğini Kudüs'e taşıma kararını 6 Aralık 2017'de aldığını anımsattı. Bu haksız ve mesnetsiz karara karşı her zaman mazlum Filistin halkının yanında olduklarını dile getiren Turan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, Trump'ı, insanlık vicdanında yer bulmayan bu karardan dönmesi için uyardığını ve BM'nin harekete geçmesi için çalışmalarda bulunduğunu ifade etti.

Reklam
Reklam

Uyarılara rağmen kararın imzalandığını anlatan Turan, "Her zaman Kudüs ve Mescid-i Aksa konusunda duyarlı olan, 'kırmızı çizgimizdir' diyerek Kudüs'e ve Filistin'e sahip çıkan Sayın Genel Başkanımız ve Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde İslam İşbirliği Teşkilatı acilen toplanmış ve güçlü bir şekilde bu karar kınanmış, ardından da BM Genel Kuruluna taşınması sağlanmıştır." dedi.

BM Genel Kurulunda da Trump'ın bu kararının yok sayıldığını vurgulayan Turan, "Bu karar ile ABD ve İsrail'in terör ve vahşet birlikteliği açığa çıkmıştır. İsrail Hükümeti organı olan Knesset, Kudüs'ün tamamını İsrail'in 'bölünmez ezeli başkenti' ilan eden Kudüs yasasını 1980'de onaylamıştı. Ancak bu karar Birleşmiş Milletler tarafından tanınmadığından, hiçbir devlet Kudüs'te geçen yıla kadar büyükelçilik açmamıştı." diye konuştu.

- "BM Genel Kurulu kararı ile siyonizm büyük bir darbe yemiştir"

ABD'nin Kudüs'ün tarihi statüsüne aykırı olan kararını tanımadıklarını tekrarlayan Turan, şöyle devam etti:

Reklam
Reklam

"Trump'ın 6 Aralık kararı ABD tarihine yeni bir kara leke olarak eklenmiştir.
Bu kararın 100 yıl önce 1917'de yayımlanan ve Filistin topraklarının işgaliyle sonuçlanan Balfour Deklerasyonu'ndan hiçbir farkı yoktur.
1995'te ABD Kongresi tarafından siyonist lobilerin etkisiyle alınan Kudüs kararının, 2017 yılına kadar rafta kalması,
ancak Trump döneminde konunun gündeme getirilerek oldubitti ile imzalanmasının altında,
İsrail'in bölgedeki yayılmacı ve şiddet yanlısı politikalarının meşrulaştırılması planları yatmaktadır.

Bölgedeki istikrarsızlık, Yemen, Irak ve Suriye'de süren savaşlar, Lübnan'daki iç karışıklıklar varken ABD'nin bu kararı, İsrail'e Ortadoğu'daki ABD çıkarlarını koruduğu için verilmiş bir ödül anlamına gelmektedir.
BM Genel Kurulunda, adını ve yerini birçok kimsenin dahi bilmediği Mikronezya, Palau, Marshal Adaları gibi 'devlet' bile olmayan 9 ülkenin ret oyuna karşın 128 ülkenin onayı ile ABD'nin kararı reddedilmiş ve yok sayılmıştır. İnsanlığın vicdanına yapılan saldırı Kudüs'ün, Mescid-i Aksa'nın duvarından geri dönmüştür.
21 Aralık 2017 tarihinde BM Genel Kurulunda alınan karar ile siyonizm büyük bir darbe yemiştir. Bu kararın arkasında duranların haksızlıkları en güçlü şekilde tescil edilmiştir. Bu karar ile siyonizm büyük bir tokat yemiş, yıllardır Filistinliler'e kan kusturan ve hala zalimliklerine devam eden ABD'nin şımarık çocuğu İsrail, BM Genel Kurulunda yine yenilgiye uğramıştır.
Şantaj, tehdit ve doların her yerde geçmediği görülmüştür. Emperyalizmin doları 100 yıl öncesinde olduğu gibi yine Kudüs'ü ve vicdanları satın almaya yetmemiştir."

Reklam
Reklam

Hasan Turan, BM Genel Kurulu kararı ile Filistin halkının yalnız olmadığının, güçlü olmanın haklı olmak anlamına gelmediğinin bir kez daha ispatlandığına işaret etti ve kararın, İslam ülkelerinin bir araya gelmesi ve birlikte hareket etmenin ne kadar etkili olduğunu ortaya koyduğunu belirtti.

İslam İşbirliği Teşkilatı başta olmak üzere birçok kuruluşun ortak çalışmalara hız verdiğinin altını çizen Turan, "Ümmetin özgürlüğü Kudüs'ten, Kudüs'ün özgürlüğü de ümmetin birliğinden geçmektedir. Çok iyi bilinmelidir ki ABD'li yetkililerin İsrail'e yaptığı her ziyarette dile getirdikleri 'yeni bir Ortadoğu için zaman geldi' sözleri Türkiye var oldukça asla hayat bulamayacaktır." ifadelerini kullandı.

ABD ile yandaşlarının unuttukları, hesaba katmadıkları bir şeyin olduğunu, onun da bölgedeki Müslüman ve mazlum hakların direnişi olduğuna dikkati çeken Turan, şunları kaydetti:

"Daha önce Vietnam'da, Bosna'da, Afganistan'da, Keşmir'de, Filipinler'de ve son olarak Irak ve Suriye'de büyük bir hayal kırıklığı yaşayan bu güçler, Filistin'de de hak ettikleri dersi alacaklardır. Kudüs ve Mescid-i Aksa asla mahkum olmayacaktır.
Biz biliyoruz ki İstanbul'un güvenliği Kudüs'ten, Ankara'nın emniyeti Şam'dan geçmektedir. İsrail'in bölgede izlediği yayılmacı politika, ABD'nin Irak ve Suriye'de teröre olan açık desteği, İsrail'in terör örgütlerine lojistik ve finansal yardımları Türkiye'nin yükselişini önlemeye yetmeyecektir.
Bağımsız ve özgür Filistin Devleti kurulana kadar, Kudüs, Gazze ve Mescid-i Aksa bizim kırmızı çizgimiz olmaya devam edecektir."

Reklam
Reklam

Toplantıya, AK Parti Mardin Milletvekili Şeyhmus Dinçel ile AK Parti İstanbul Milletvekili Abdullah Güler de katıldı.

Anahtar Kelimeler: