Bu, ABD yasalarında siyah beyaz ayrımı kadar açık bir şekilde belirtilmiş: "Seçimle başa gelmiş devlet başkanının askeri darbe ya da kararname ile devrildiği ülkelere tahsis edilen veya verilmesi uygun görülen fonların ödenmesi veya doğrudan mali destek sağlanması yönünde bir yükümlülük yoktur.”
ABD'nin Mısır'a yardımı az buz değil. ABD Devlet Başkanı Barack Obama, Mısır'a gelecek yıl 1.5 milyar dolar ödemeyi planlıyor.
Para yardımının kesilmesi durumunda, ABD'de silah üreticilerinin de zarar göreceği söyleniyor.
Dolayısıyla Beyaz Saray sözcüsü Carney, ‘darbe' yerine Muhammed Mursi'nin ‘görevden uzaklaştırılması' ifadesini kullanıyor ve yardımların kesilmesinin ABD'nin çıkarına olmayacağını söylüyor: "Bu, çok önemli sonuçları olabilecek karmaşık ve zor bir sorundur.”
Tekrar gözden geçirilecek olan nakit yardımı çekilebilir. Ama, ABD Devlet Başkanı, kendi fikrini dile getirmeye yanaşmıyor.
Beyaz Saray 'güçsüz' görünüyor
Fakat Cumhuriyetçi Senatör John McCain, Mursi ile ilgili kaygıları olsa dahi yardımın durdurulması çağrısında bulundu: "Ordunun çok kararlı bir rol oynadığı bu yaşananlara, darbe dışında başka bir ifadeyle açıklık getirmek benim için çok güç.”
"Mısır'a kritik desteği askıya almak istemiyorum ama bu durumda doğru olanın bu olduğuna inanıyorum.”
Başkan Obama, Mısır ordusu üzerindeki nüfuzunu arttıracak seçeneğin hangisi olduğunu tartıyor olabilir. Ama Obama'yı dinleyip dinlemedikleri açık değil.
Beyaz Saray'dan yapılan en tutarlı çağrı şiddetin sona erdirilmesi yönündeydi.
Asıl sorun, Beyaz Saray'ın, büyük bir güce sahip olmasına ve Mısır'a yatırım yapmasına rağmen güçsüz görünmesi.
Sonunda Obama'nın pasifliği dengeli bir diplomasi olabilir. Ama, Obama'yı ‘lafı dolandırmakla' suçlayanlar için durum pek iyi değil.
Bu, ‘liderlik' gibi görünmüyor ve Obama'nın dış politikasına yönelik eleştiriler de giderek artıyor.