Abdullah Gül'den Suriye açıklaması: Hiçbir zaman iktidarın devrilmesinden yana olmadık

11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'den Suriye'ye ilişkin çarpıcı bir açıklama geldi. Gül, Türkiye'nin hiçbir zaman Beşar Esad'ın devrilmesinden yana olmadığını söyledi: "Bazı Batılı dostlarımızın fazla baskısına rağmen biz Suriye rejimiyle karşılıklı işbirliğini tercih ettik. Biz Suriye'yi değişiklik yapmasına davet ettik, çünkü ayakta duramazdı, bu bariz şekilde belliydi. Biz çok samimiyiz ve hiçbir zaman iktidarın devrilmesinden yana olmadık."

Rus RT televizyonuna konuşan 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Ankara’nın Kürtlere değil, PKK ile bağlantılı gruplarına karşı olduklarını söyledi. Suriye ve Türkiye arasında uzun bir sınırın olduğunu ve sorunun Türkiye'de de hissedildiğini belirten Gül şöyle dedi: "Bu sorunun çözümünde bizim de yer almamız lazım, çünkü bu sorun bizim için de tehlike oluşturmakta. Bu ihtilaf sonucunda Türkiye'de 3 milyondan fazla Suriyeli mülteci bulunuyor. Biz Suriye'de istikrar ve çözümden yanayız. Suriye halkının kendi evlerinde mutlu ve güven için yaşayabilmesini istiyoruz. Bizim Suriye veya diğer komşu ülkelere yönelik başka bir niyetimiz yok. Bizim onlarla herhangi bir arazi tartışmalarımız veya çıkar itilaflarımız da yok."

Reklam
Reklam

'SURİYE KRİZİNİ BİZ DOĞURMADIK'

Sputnik'in aktardığına göre, Gül sözlerine şöyle devam etti: "Şunu unutmamak lazım: Bu soruna Türkiye neden olmadı. Daha önce Suriyeli mercilerle güzel ilişkilerimiz vardı, onlara destek veriyorduk ve düşman hislerimiz yoktu. Bazı Batılı dostlarımızın fazla baskısına rağmen biz Suriye rejimiyle karşılıklı işbirliğini tercih ettik. Biz Suriye'yi değişiklik yapmasına davet ettik, çünkü ayakta duramazdı, bu bariz şekilde belliydi. Biz çok samimiyiz ve hiçbir zaman iktidar devrilmesinden yana olmadık. Fakat sorun süreklilik niteliği kazanınca ve ülkeden milyonlarca Suriyeli kaçmaya başlarken, biz bu durumda müdahale etmek zorunda kaldık. Bu krizi biz doğurmadık. Bunu anlamak lazım. Bugün diğer ülkelerle ihtilafın siyasi çözümü için çalışıyoruz. Sonuçta Suriye sorunu kronik haline girdi ve milyonlarca insan bundan zarar görüyor."

'TÜRKİYE SURİYELİ KÜRTLERE MUTLULUK VE REFAH ARZULUYOR'

Suriye'nin kuzeyinde durumun gerginleşmesine dikkat çeken Gül şunları dile getirdi: "Şunun altını çizerek belirtmemiz lazım: Biz Kürtlere karşı değiliz. Bizi bağlayan çok şey var ve biz defalarca onları koruduk. Suriye'de de Irak'ta da. Türkiye'de çok sayıda Suriyeli Kürt mülteci var. İşte bizim karşı çıktığımız konular şunlar: PKK ile bağlantılı bazı Kürt gruplar kontrol ettiği arazileri genişletiyor ve bölgenin nüfus oluşumunu zorla değiştiriyor. Bu tabii ki kabul edilemez ve intikam eğilimlerinin körüklenmesine neden olur. Türkiye Suriyeli Kürtlere mutluluk ve refah arzuluyor. Biz onları tehdit olarak görmüyoruz. Bize göre, kendi arazisini genişleten ve Suriye içinde özel devlet kuran somut Kürt grupları tehdit oluşturmakta. Onlar ülkenin arazi ve siyasi bütünlüğünü tehdit ediyor ve bu da bizi endişelendiriyor."

Reklam
Reklam

ERDOĞAN: ESED'İN HÜKÜMRANLIĞINA SON VERMEK İÇİN BİZ ORAYA GİRDİK

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, geçen yıl Kasım ayında yaptığı açıklamada, Fırat Kalkanı'na ilişkin, "Devlet terörü estiren zalim Esed'in hükümranlığına son vermek için biz oraya girdik, başka bir şey için değil" demişti.

İstanbul'daki Parlamentolararası Kudüs Platformu Sempozyumu'nda konuşan Erdoğan, şunları söylemişti: "Şu anda 600'lü rakamlar konuşuluyor ama hayır. Bana göre Suriye'de 1 milyona yakın insan öldü. Bu ölüm hâlâ devam ediyor. Çocuk, kadın, erkek ayrım yapmaksızın devam ediyor. Nerede BM, ne yapıyor? Irak'ta var mı yine yok. Biz sabır, sabır, sabır dedik en sonunda dayanamadık ve Suriye'ye Özgür Suriye Ordusu ile beraber girmek zorunda kaldık. Niçin girdik? Bizim Suriye'nin topraklarında gözümüz yok. Mesele toprağın gerçek sahipleri topraklarına sahip olsunlar, bunu sağlamak için. Yani orada bir adaletin tesisi için varız. Devlet terörü estiren zalim (Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad) Esed'in hükümranlığına son vermek için biz oraya girdik, başka bir şey için değil."

Reklam
Reklam