Abdullah Öcalan'ı 40 yıl önce böyle uyarmışlar: Git oku vali ol, kaymakam ol!

Kuzey Irak'ta Barzani'ye yakınlığıyla bilinen Rûdaw Radyo’ya konuşan Şivan Perwer'in eski eşi Gülistan Perwer, Abdullah Öcalan'la 40 yıl önce yaşadıklarını anlattı.

Kuzey Irak'ta Barzani'ye yakınlığıyla bilinen Rûdaw Radyo’ya konuşan Şivan Perwer'in eski eşi Gülistan Perwer, Terör örgütü PKK'nın lideri Abdullah Öcalan'la 40 yıl önce yaşadıklarını da yazdı. Kendisi de şarkıcı olan Perwer, 40 yıl önce PKK'nın kuruluş sürecinde örgütle yakınlaştığını anlattığı konuşmasında, o dönem ağa olan ve daha sonra Şivan Perwer'in kayınpederi olacak babasının bu duruma karşı çıktığını söyledi.

1977'de Kürtçülük nedeniyle gözaltına alındığını ve ailesinin bu nedenle kendisini köye göndererek olaylardan uzak tuttuğunu anlatan Perwer, babasının Abdullah Öcalan'la diyaloğunu da anlattı. Babasının henüz öğrenci olan Öcalan'a “Git oku vali ol, kaymakam ol. Neden Kürtlerin peşine düşmüşsün" nasihatı verdiğini söyleyen Perwer, Öcalan'ın babasına da karşı çıktığını anlattı.

Reklam
Reklam

Rudaw, röportajın ilgili bölümünü ise şöyle aktardı:

"- Bu durum ne kadar sürdü?
- Yaklaşık 2 veya 3 ay sürdü. Bir gün köyümüze beyaz bir otomobil geldi. Arkadaşlarım Ayşe ve Kezban gelmişlerdi. Onlar 2 ay tutuklu kalmış sonra serbest bırakılmışlardı. Öcalan ve Mustafa Gezgör de onlarla birlikte geldiler. Arkadaşlarım hapisten çıktıktan sonra Saime Aşkın’a benim durumumu anlatmış, 'Babası Gülistan’ı köyde tutuklamış' demişlerdi. Bunun üzerine arkadaşlarım, Öcalan, Gezgör ve yanlarına bizim köyden birini de alıp gelmişlerdi.

"HER BİRİMİZİN BİR KOD ADI VARDI"

Abdullah Öcalan o dönem Viranşehir’de miydi?
- Öcalan 1977’nin sonunda Urfa’ya gelmişti. Fakat o zaman çok tanınmıyordu. Kendi aramızda ondan bahsetmiştik, 'Abdullah yoldaş' diyorduk ama ben daha önce onu hiç görmemiştim. Misafirler gelip bizim 'eyvan' dediğimiz avlu bölümüne oturdular. Babam evdeydi. Ona, 'Arkadaşımız Dilovan nerede? Onu almaya gelmişiz' diyorlar. Babam da, 'Dilovan da kim? Bizim evde Dilovan diye biri yok' diyor. O zaman her birimizin bir kod adı vardı. Bana da Dilovan ismini vermişlerdi.

Reklam
Reklam

- İsimleriniz değiştirilmişti yani?
- Evet, bana Dilovan diyorlardı ama ben bundan aileme bahsetmemiştim. Zaten babam da öyle biri yok diyor.

"AKLINIZI BAŞINIZA DEVŞİRİN"

- Gelenlerle görüşebildin mi?
- Babam sadece kızların beni görmesine müsaade etti. Ayşe ve Kezban geldiler görüştük. Onlarla hasret giderdim, dertleştim. Erkekler avluda oturdu. Babam ve Öcalan kuyu bir tartışmaya başlıyorlar. Babam ona, 'Aklınızı başınıza devşirin. Okuyun adam olun ama yine de Kürtçülüğünüzü yapın' diyor. Sonra nasihat verip, 'Bakın Mele Mustafa Barzani, Şeyh Said Kürdistan’ı kuramadı. Siz kim oluyorsunuz ki Kürdistan’ı kurtaracaksınız? Gücünüz var mı ki devlete karşı duracaksınız? Kürdistan için başkaldıranların hepsini ezdiler. Size de ezecekler. Siz daha yolun başındasınız, gelin bu sevdadan vazgeçin' diyor.

Babam Abdullah Öcalan’a ne okuduğunu soruyor, o da siyasal bilgiler okuduğunu anlatıyor. Babam da, 'Git oku vali ol, kaymakam ol. Neden Kürtlerin peşine düşmüşsün' diye soruyor. O da babama, 'Sen ağasın, tüm köylüleri kendi hizmetin için çalıştırıyorsun, onların emeklerini sömürüyorsun' diyor.

Reklam
Reklam

Babam misafirleri yemeğe davet ediyor ama Öcalan, 'Biz Dilovan’ı görmeden yemeğinizi yemeyeceğiz' diyor. Ama babam bu isteği geri çeviriyor. Böylece köyden ayrıldılar. Ama ben köyde de mücadeleme devam ettim, bu defa köylüleri ağalık düzenine karşı örgütlemeye başladım."