ANKARA (ANKA) – Alevi Bektaş Federasyonu Genel Başkanı Turan Eser, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinin ilköğretimde ve liselerde zorunlu olarak okutulmaya devam edilmesi gerektiğini söyleyen Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu'na tepki gösterdi. Eser, "Bardakoğlu kendisini ve kurumunu yargının ve hukukun üstünde bir güç ve danışılması gereken kişi ve kurum olarak gösteremez. İslam Cumhuriyeti uleması gibi beyan veremez" dedi.
Alevi Bektaşi Federasyonu Genel Başkanı Eser yaptığı yazılı açıklamada, Danıştay'ın din derslerinin zorunlu tutulamayacağı yönündeki kararını eleştirerek, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinin ilköğretimde ve liselerde zorunlu olarak okutulmaya devam edilmesi gerektiğini söyleyen Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu'na tepki gösterdi. Esre, Bardakoğlu'nun kendisini ve kurumunu yargının üstünde bir güç ve danışılması gereken kişi olarak gösteremeyeceğini ifade etti.
Eser, şunları kaydetti:
"Çünkü evrensel hukuk, ulemaların referansları ya da düşüncelerinden değil, çağdaş ve evrensel hukuk ilkelerinden ve insan haklarından almıştır. Diyanet İşleri Başkanlığı her konuda fetva veren bir kurum olarak, herkesin kendilerine uyması ve tabii olmasını isteyen bir beklenti içindedir. Eğer Türkiye Cumhuriyeti Anayasa'sının 2. Maddesinde yer alan, devletin niteliklerine saygı duyacaksa, o zaman, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletinde, İslam Cumhuriyeti uleması gibi beyan veremez. Herkes kendi dairesi içinde kalması önemli ve zorunludur. Din vicdanda kalmalıdır. Diyanet İşleri Başkanı'nın da vicdanı ile sınırlı kalması daha doğru olur."
Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinin zorunlu olmasının din, vicdan ve inanç özgürlüğüne aykırı olduğunu savunan Eser, "İslam dini dahil hiçbir din ve inanç zorla din öğretmeyi kabul etmez. İddia edildiğinin aksine bu ders mezhepler üstü niteliğe sahip değil, tamamen Sünnilik bakış açısıyla verilmektedir. Alevilik ve Bektaşilik öğretisini temsil etmek ve vermek gibi bir işlevi yoktur. Bu dersin sadece Sünni bakış açısıyla verilmesinin ve ayrımcı olduğunun resmi kanıtı ise, Gayri Müslimlere muafiyet hakkı vermesidir. Yani mezhepler üstü iddiası gerçek ise, Gayri Müslimler neden muaf tutulur?" dedi.
Bardakoğlu'nun Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin, Danıştay'ın kararlarına karşı çıkmasının art niyetli bir yaklaşım olduğunu kaydeden Eser, "Bardakoğlu'nun ‘AİHM ilahiyat uzmanı gibi bilgisizce karar vermeye kendini yetkili görmüştür. Bu konuda yetkili Diyanet'tir, İlahiyat Fakülteleridir' ifadesi tam anlamıyla skandal bir açıklama olup, Laik, demokratik ve Türkiye Cumhuriyeti memurunun yapacağı açıklama değildir" dedi.
Aleviliğin İmam Hatip Liselerinin müfredatına alınması konusuna da değinen Eser, şunları kaydetti:
"MEB yetkililerinin, ‘Öğrenciler, Alevilerin çoğunlukta olduğu köylerde görev alınca zorluk ve sıkıntı çekmesinler diye bu kültürler hakkında ayrıntılı bilgi vereceğiz' açıklaması, Alevi köylerinde ve Alevi yerleşim birimlerinde Sünnileştirme amaçlı asimilasyon uygulamalarının eğitimde düşünsel ve fikri alt yapısının hazırlandığını göstermiştir. Düne kadar Alevilerin yok edilmesini hedefleyenler, şimdi ise ‘varlıklarını bitiremedik, hiç olmasa Sünnileştirelim' stratejisini benimsemiştirler. Tek bir Alevi öğrencisi olmayan İHL'de, neden Aleviliği Sünnilik bakış açısıyla ele aldıkları ve projeden tek bir Alevi-Bektaşi kurumun haberdar olması manidar değil midir?" (ANKA)