AB'nin koşulları normal

ANKARA (İHA) - Başmüzakereci ve Devlet Bakanı Ali Babacan, Avrupa Birliği'nin (AB) "kamu alımları" ve "rekabet politikaları" fasıllarında yeni koşullar getirmesinin sürpriz olmadığını belirterek, "Bunlar müzakere sürecinin doğal bir parçası olacak" dedi.

Babacan, AB Dönem Başkanı Avusturya'nın eğitim ve kültür faslıyla ilgili mektubunun Ankara'ya ulaştığını da açıklayarak, mektupta siyasi kriterlere atıfta bulunulmadığını söyledi. Bakan Babacan, AB'ye katılım sürecinde "Malların Serbest Dolaşımı" ve "Gümrük Birliği" fasılları tarama sürecine ilişkin Hazine Müsteşarlığı Konferans Salonu'nda gerçekleştirilen bilgilendirme ve değerlendirme toplantısına katıldı. Toplantının açılışında bir konuşma yapan Bakan Babacan, Türkiye'nin 3 Ekim'de farklı bir döneme girdiğini, siyasi kriterler konusunda kritik seviyeyi geçtiğini söyledi. Siyasi reformların henüz bitmediğini daha derinleştirilmesi ve rafine edilmesi gerektiğinin altını çizen Babacan, Türkiye'nin bu alanda katedeceği mesafe olduğunu kaydetti.

Reklam
Reklam

10 fasılda bilgilendirme ve değerlendirme toplantılarının tamamlandığını, 18 fasılda tanıtıcı tarama toplantısının yapıldığını belirten Babacan, yolun yarılandığını bildirdi. İlk fasıllarla ilgili müzakere davet mektubunu aldıklarını ifade eden Babacan, Türkiye'nin müzakere pozisyon belgesini oluşturduğunu ve alt komisyona gönderdiğini açıkladı. AB'nin de ortak pozisyon belgesi hazırlayacağını, belge hazırlandıktan sonra müzakerelerin açılmasının resmiyet kazanacağını belirten Bakan Babacan, ikinci fasıl olan eğitim ve kültür faslıyla ilgili Avusturya'dan bu hafta müzakere davet mektubunun geldiğini söyledi. Mektupla ilgili oldukça tartışma yaşandığını, tartışmanın herhangi bir siyasi kriterin metinde yer alıp almamasıyla ilgili olduğunu dile getiren Babacan, birkaç ülke dışındaki diğer tüm ülkelerin bu mektupta hiçbir siyasi kriterlerin yer almaması yönünde görüş bildirdiğini söyledi. Türkiye'ye gönderilen mektupta hiçbir siyasi kritere atıfta bulunulmadığını açıklayan Babacan, müzakere pozisyon belgesi için tüm kamu kurum ve kuruluşları ile sivil toplum örgütlerine görüşlerini bildirmeleri için yazı yazıldığını kaydetti. Babacan, ikinci fasılda müzakere pozisyon belgesinin, görüşlerin tamamlanmasının ardından AB'ye sunulacağını hatırlatarak, Türkiye'nin müzakere çerçeve belgesinde Kopenhag kriterleri ile müzakerelerin teknik yönünün birbirini tamamladığını belirten Babacan, özellikle yargı ve temel haklar konusunda siyasi kriterlerin önümüzdeki dönemde gündeme geleceğini söyledi.

Reklam
Reklam

"KAMU ALIMLARIYLA İLGİLİ ŞART SÜRPRİZ DEĞİL" Bakan Babacan, AB'nin kamu alımları ve rekabet politikaları fasıllarında yeni koşullar getirmesinin sürpriz olmadığını da belirterek, "Bazı fasıllarda faslın açışıyla ilgili kriterlerin söz konusu olabileceğini söylemiştik. Bu kriterler, her bir fasıl için farklı nitelik taşıyabilir. Kamu alımları ve rekabet politikaları faslının açış kriterleri olabileceğini de belirtmiştik. Bu bir sürpriz değil. Bundan sonra bu, müzakere sürecinin doğal bir parçası haline gelecek. İlk 2 fasılda olmadığına bakmayın. O fasıllarda detaylı konular yoktu, ama kamu alımlarında detaylı konular var. Ancak Türkiye'nin üstesinden gelemeyeceği konular değil. Türkiye olarak 'yapılamaz' denilen pek çok konuyu yaptık" açıklamasında bulundu.

Müzakere sürecindeki işlerin kabarıklığının kimseyi korkutmaması gerektiğini ifade eden Babacan, Türkiye'nin pek çok konuda AB'nin kurumlarına ve kurallarına yaklaştığını söyledi. Müzakerelerin Türkiye için zaman alacağını, ancak teknik sürecin siyasi problemler olmadığı sürece 8-10 yıl sürecini zannetmediğini belirten Babacan, Türkiye'nin çok kısa sürede de müzakereleri tamamlayabileceğini vurguladı. AB'nin kendi içinde de birçok sorun yaşadığına işaret eden Babacan, AB'nin içinden geçmekte olduğu zor döneme rağmen Türkiye'nin bu süreci kararlılıkla sürdüreceğini kaydetti. AB'nin Türkiye'nin üyeliğiyle ilgili vereceği kararla bölgenin geleceğini etkileyeceğini ve medeniyetlerin bundan sonraki ilişkisini düzenleyeceğini dile getiren Bakan Babacan, "Bu işin stratejik boyutu bölge istikrarı açısından çok önemli" diye konuştu.

Reklam
Reklam

Bakan Babacan, İstanbul Tuzla'daki zehirli atık varilleriyle ilgili değerlendirmelerde de bulunarak, bugüne kadar bununla ilgili yasal çerçeve olmadığını, Çevre Yasası'nın yeni Meclis'ten geçtiğini hatırlattı. Çevre Yasası'nın Türkiye'yi AB kriterlerine daha da yaklaştırdığına dikkati çeken Babacan, önümüzdeki süreçte Gıda Güvenliği Yasası'nın da gündeme geleceğini açıkladı. Bu süreçte artık gıdanın hammaddesinden, nasıl üretildiğine, ambalajından pazarlama aşamasına kadar belli bir standart getirileceğini ifade ederek, "Halkımızın boğazından geçen her gram gıda mutlaka kontrolden geçmiş olacak" dedi.

Babacan konuşmasında AB ülkelerindeki her olumsuz yaklaşımın ve açıklamanın büyütülmemesini de istedi. Her olumsuz söylemin manşetlere taşınmaması gerektiğini belirten Babacan, bu durumun Türkiye'nin süreçten elde edeceği çıkarı bozacağını söyledi. Babacan, Türkiye'nin demokrasi hayatında temiz bir geçmişinin olmadığından da yakınarak, zaman zaman kesintiye uğrayan demokratik hayatın ekonomiyi de olumsuz etkilediğini vurguladı.

Reklam
Reklam