"AB'yi halkımıza yanlış anlattık"

ANKARA (İHA) - Dışişleri Bakanı İsmail Cem, AB'nin topluma yanlış anlatıldığını öne sürerek, AB'nin baskı ile çözümlenecek bir mesele olmadığını söyledi. TESEV tarafından 'Türk Halkının AB'ye Bakışı' konulu araştırmanın sonuçlarının açıklandığı toplantıda bir konuşma yapan Dışişleri Bakanı İsmail Cem, demokrasi ve çağdaşlığın bilgiden geçtiğine dikkat çekerek, "Bilginin kullanıldığı toplumlar kendilerini iyi yönetebiliyor. Bilgi, verimlilik için çok önemli. Bu çalışma toplumumuza bilgi getiriyor" dedi.

Reklam
Reklam

Siyasetçi, yazar veya işadamlarının AB'yi yanlış tanıttığını vurgulayan Cem, "Bununla bir takım münakaşalara yol açmaktayız. Neden halkımızın önemli bir kesimi AB konusunda kuşkulu. Biz AB'yi, Türkiyemizin katlanmak zorunda olduğu kötülükler gibi anlatmaktayız. Mesela, demokrasinin ve özgürlüğün genişlemesi çok tartışıldı. Sanki Türkiye için değil de, AB'ye katılmak uğruna katlanacağımız yanlış ve kötü işler olarak değerlendirmekteyiz. Maalesef topluma bu izlenimi vermekteyiz" diye konuştu.
AB'de siyah beyaz olan konunun yalnızca idam cezasının kaldırılması olduğunu ifade eden Cem, "Onun dışındaki konular siyah beyaz konular değildir. Oysa biz toplumumuza öyle bir fotoğraf verdik ki, hep aşırı örneklerini yarattık. 'Eğer sen bir öğrenim meselesi yaratıyorsan karşına çıkacak budur' dedik. Bunlar her ülkenin kendi ışığında gerçekleştireceği koşullardır. Öğrenim ve yayın konusu Yunanistan'da ayrı, İspanya'da ayrı, Kuzey İskandinav ülkelerinde bir yaklaşım içeriyor. Tek bir koşulla 'Benim ülkem değişik' deyip özü ortadan kaldırmamak gerek" ifadelerini kullandı.

Reklam
Reklam

"Elbette ilke, elbette özgürlük ama bunun uygulamasında elbette Türkiye'nin ihtiyacı önemli" diyen Cem, şunları söyledi:
"AB parlamentosundan bazı sesler yükselir diye kimsenin kaygısı olmasın. Bir başka konu, AB meselesinin zorla birbirimize kabul ettirebileceğimiz bir konu olduğunu varsaymaktayız. AB meselesini bir kavga konusu gibi ele aldık. Oysa AB meselesi bütün ilgili ülkelerde bir uzlaşma ortamı olmuştur. Bu uzlaşma sağlanamazsa, kavga yoluyla, birbirimize baskı yoluyla söz söyleyerek hiçbir yere varamayız. AB demek, uzlaşma demektir. Efendim koalisyon uzlaşsın, meclis uzlaşsın, bu kadar kolay değildir. AB, baskı ile çözülecek bir mesele değildir"

AB konusunda öncelikle iyi niyetli olmak gerektiğini savunan Cem, hiç kimsenin kendine pay çıkarmaması gerektiğini belirtti. Cem, AB'nin herkesin ortak hedefi olduğunu hatırlatarak, "AB'yi doğru tanıtmamız lazım. Bir örnek vereceğim: Biz AB'yi halkımıza kötü bir olgu olarak tanıtmaktayız. AB'ye, bizi birbirimizle kavgalaştırmaya çalışacak, bizim üzerimize bir sömürge valisi gibi yaklaşacak şeklinde anlattık. Zaman zaman da 'AB gelsin bizi kurtarsın' diye yaklaştık. Bir başka şekilde ise 'AB bizi bölmek istiyor' diye anlattık. Biz bu yanlışları siyasetçisi, basını hep birlikte yaptık" dedi.

Reklam
Reklam

Bu hedeflerin demokrasi ve özgürlüğün hedefleri olduğunun altını çizen Cem, konuşmasını, "Türkiye'de şehitler verdik. Bu hedefler Atatürk'ün hedefidir. Biz buna zaten ulaşacağız. AB ekonomik ve siyasi ilişkilerde daha gelişmiş bir mantığa sahiptir. Biz her zaman var olduk, var olmaya da devam edeceğiz. Ama hedeflerimize AB sayesinde daha kısa bir zamanda ulaşacağız. AB dayatma değil, uzlaşma ortamıdır. Biz kendi irademizi ve kişisel ideolojimizi başkasına kabul ettiremeyiz. AB uzlaşma demektir. AB ülkelerin uzlaşmasıdır. AB kendi içinde ülkelerin uzlaşmasındır. Türkiye elbette AB'ye üye olacaktır. Çünkü bir menfaat ilişkisi var. Bizim AB'ye katılmamızda büyük menfaatimiz söz konusudur" sözleriyle tamamladı.