ABD'de Ermeni Soykırımı Araştırma Merkezi'nin (Armenian Genocide Recource Center) internet sitesinin manşetinde bir yazı: 'To be Armenian In Turkey' (Türkiye'de Ermeni Olmak), 1915 Ermenileri adlı blog'unda aynı yazı. Ve birçok Türkiye karşıtı Ermeni sitesinde... Yazının sahibi Klara Yeteroğlu Erdil Koleji 8. sınıf öğrencisi.
Gazeteci, yazar, tarihçi, bestekar Ahmet Rasim'i genç kuşaklara tanıtmak, Ahmet Rasim ismini yaşatabilmek amacıyla Darüşşafaka Lisesi, bu yıl beşinci kez yarışma düzenledi. Yarışmada birincilik elde eden Klara Yeteroğlu'nun 'Benim adım Klara, soyadım Yeteroğlu. Sanırım bu her şeyi özetliyor' dediği bu yazısı oldu.
İşte o satırlar:
"Kendimi bildim bileli bir tarafım Türk ve Müslüman, bir diğer tarafım da Ermeni ve Hıristiyan. Son yıllarda ülkemizde meydana konmak istenen bazı kavgaları ve anlaşmazlıkları görünce aklıma sorular geliyor. Neden yüzyıllarca bir arada yaşayan bu iki dost topluluk birbirine düşürülmek isteniyor? Acaba ben hangi tarafta olmalıyım? Ya da bir tarafta olmak zorunda mıyım?
...Ben annesi Türk, babası Ermeni olan biriyim. Ben bu ülkede Ermeni okulunda okuyup, kilisede ibadetimi yapabiliyorum. Ermenice çıkan gazete ve dergileri rahatlıkla satın alıp Ermeni gündemini takip edebiliyorum. Ulusal bayramlarımızı rahatlıkla kutlayıp cemaatimizle her türlü faaliyeti gerçekleştirebiliyorum. İşin ilginç yanı bütün bu faaliyetlerimizde devletimizin bize sürekli maddi manevi destek vermesini de büyük bir gururla ifade etmek istiyorum. Peki, o zaman sorun nedir? Bence sorun yine dış kaynaklı güçler. Bizim bu ülkede rahat olmamızı istemiyorlar. Ben hem Türk'üm hem de Ermeni. Ben aslında Türkiyeliyim. Benim gibi düşünen insanların da çok olduğunu düşünüyorum. Yeri geldiğinde Kurban Bayramı'nı, yeri geldiğinde Noel'i kutluyoruz. Biz herkese saygı duyuyoruz ve herkes de bize saygı duyuyor.
Ben şu an bir Türk okulunda okuyorum. Arkadaşlarım, öğretmenlerim bana karşı en küçük bir ayrımcılık göstermiyorlar. Kendi inancımı rahatlıkla yaşayabilirken arkadaşlarımla her türlü konuda rahatlıkla konuşabiliyor, dertleşebiliyorum. Benim en iyi arkadaşlarım Türk ve sanırım ben de birkaç Türk arkadaşımın en iyi arkadaşıyım. Yıllar önce ne yaşandığını düşünmek ya da o günlerde yaşanan kötü olayların sonuçlarını bize çektirmek isteyenlerden bıktım artık. Bizi kendi halimize bırakmalarını ve dostça yaşamlarımıza müdahale etmemelerini istiyorum."