Acılı aile hukuk mücadelesi başlattı

Bursa’dan, geçen yıl tatil yapmak için gittiği Balıkesir’in Marmara İlçesi’ne bağlı Avşa Adası’nda bisikletiyle gezerken, ehliyetsiz kadın sürücünün çarparak ölümüne neden olduğu 8 yaşındaki Tuğra Vanlıoğlu’nun ailesi hukuk mücadelesi başlattı. Acılı aile, Tuğra’nın ölümünden bir ay önce sünnet düğünü için bankadan çektikleri krediyi, çocuklarının yargılama sürecinde harcadıklarını belirtti. Marmara Adası’nda yapılan ilk duruşmaya gitmek için Bursa’dan otobüs tutup, Erdek’ten de motor kiralayan aile, adliye binası önüne trafik terörünü protesto eden pankartlarla yürüdü.

Bursa’da yaşayan Yüksek İhtisas Hastanesi’nde taşeron firmada işçi olarak çalışan Berna Vanlıoğlu, 9 yıl önce bir anaokulunda sürücü olarak çalışan ve kendisi gibi asgari ücret alan Murat Vanlıoğlu ile evlendi. Güçlükle geçinen çift, evliliklerinden bir yıl sonra dünyaya gelen erkek çocuklarına Tuğra adını koydu.

SÜNNET ÖNCESİ TATİL
Vanlıoğlu çifti, Nuri Erbak İlköğretim Okulu’nda okuyan ve 2’nci sınıfa geçen Tuğra’yı, geçen Temmuz ayında sünnet ettirmek için bankadan uzun vadeli 20 bin TL kredi aldı. Aile, düğün öncesi Tuğra’ya moral vermek için de Avşa Adası’na tatile gitti. Avşa’da bir akrabalarının kullanmadığı yazlığına 29 Ağustos günü giden aile, bir gün sonra Ramazan Bayramı’nın ilk günü birlikte kahvaltı yaptı. Vanlıoğlu çifti, bayramlaşmanın ardından ’hayır’ diyemedikleri Tuğra’nın isteğini kıramayıp evlerinin önünde bisikletle gezmesine izin verdi.

ÇARPAN KADIN SÜRÜCÜ VE ARKADAŞI KAÇTI
Tatil yaptıkları evin önünde bisikletiyle gezen Tuğra’ya, iddiaya göre ehliyeti olmayan kadın sürücü 29 yaşındaki Parinaz Bozkurt yönetimindeki 34 DR 9491 plakalı otomobil hızla çarptı. Kazanın ardından kadın sürücü ve yanındaki 30 yaşındaki Sinem Taşlı aracı olay yerine bırakarak kaçtı. Ağır yaralann ve uzun bir süre ambulans bekleyen Tuğra Vanlıoğlu, deniz ambulansı ile Erdek’e getirilirken yolda yaşamını yitirdi.

BELEDİYE HOPARLÖRÜNDEN YAPILAN ANONS
Yaşananlardan habersiz olan Berna ve Murat Vanlıoğlu, aradan 2.5 saat geçmesine rağmen eve gelmeyen çocuklarını merak edip kapı önüne çıkarak aramaya başladı. Tuğra’yı göremeyince komşularından yardım isteyen aile, bu sırada belediye hoparlöründen yapılan, "5-6 yaşlarında, elbisesinin üzerinde ’Tuğra’ yazılı olan bir çocuğunun jandarmada olduğu" anonsunu duyunca rahat bir nefes alıp, jandarma karakoluna gitti. Vanlıoğlu çiftine burada acı haber verildi. Duyduklarına inanamayan aile, gerçeği zor da olsa kabul ettikten sonra, Tuğra’nın cenazesini Bursa’ya getirerek toprağa verdi.

KREDİYİ HUHUK MÜCADELESİ İÇİN HARCIYORLAR
Jandarma, kazanın ardından sürücü Parinaz Bozkurt ve arkadaşı Sinem Taşlı’yı gözaltına aldı. Mahkemeye çıkartılan Parinaz Bozkurt, tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Ehliyeti olmayan sürücünün serbest bırakılmasını kabul edemeyen Vanlıoğlu çifti, Tuğra’nın sünnet düğünü için bankadan çektikleri 20 bin TL’yi hukuk mücadelesi için kullanmaya karar verdi. Bu para ile ilk etapta iki avukat tutan aile, Marmara İlçesi’ne giderek sanığın tutuksuz yargılanma kararına itiraz etti. Bunda başarılı olan Vanlıoğlu çifti, İstanbul’da yaşayan Parinaz Bozkurt’un 23 Kasım 2011 günü tutuklanıp Bakırköy Kadın ve Tutuklu Evi’ne konulmasını sağladı.

İLK DURUŞMA İÇİN OTOBÜS VE TEKNE KİRALADILAR
Vanlıoğlu çifti Marmara Adliyesi’nde dün yapılan ilk duruşmaya akrabaları, arkadaşları ve dostlarından oluşan 35 kişi ile katıldı. 600 T’L’ye otobüs kiralayıp, Erdek’e gelen acılı aile ve kendisine destek veren yakınları, buradan 2 bin TL’ye tekne kiralayıp 2.5 saatlik deniz yolculuğundan sonra Marmara’ya vardı. Yanlarında getirdikleri, Tuğra’nın fotoğraflarının ve hazırladıkları ’Tuğra için adalet istiyoruz’, ’Tuğra’nın gülen yüzünü solduranlar cezalarını çeksin’, ’Hayalleri vardı, adalet istiyoruz’ yazılı pankartlar açan kalabalık, trafik terörünü protesto etti.

İRAN’DA SÜRÜCÜLÜK EĞİTİMİ ALMIŞ
Marmara Asliye Ceza Mahkemesi’nde açılan davanın ilk duruşmasına, İstanbul’da tutuklu bulunan kadın sürücü Parinaz Bozkurt ile Tuğra Vanlıoğlu’nun ailesi katıldı. Mahkemede söz alan sanık avukatı Hüseyin Avni Durmuşoğlu, olayın hemen ardından jandarma ve polis tarafından tutulan raporların gerçeği yansıtmadığını belirterek şöyle dedi:

"Müvekkilim İran Uyrukludur. 17 yıldır da Türk vatandaşıdır. Ayrıca İran’da 15 saatlik serbest sürücülük eğitiminin ardından aldığı öğretim belgesi de bulunmaktadır. Türk yasalarına göre ehliyet sahibi değil ancak araç kullanmayı çok iyi biliyor. Küçük çocuk, kapalı bir sokaktan müvekkilimin şeridine tecavüz ederek aracın arka tarafından vurup, tekerleğin altında kalmış. Parinaz Bozkurt çocuğu fark ettikten sonra hızla direksiyonu kırarak duvara çarpmış. Müvekkilim olaydan dolayı çok üzgün. Ayrıca delilerin karartılması gibi bir durum da söz konusu olmadığı için tahliye edilmesini istiyorum. Hem bu şekilde de aileden özür dileme fırsatı da bulabilir."

OĞLUNUN KAZADAKİ KIYAFETİNİ ELİNDEN BIRAKMADI
Baba Murat Vanlıoğlu, duruşmayı ölen oğlunun olay günü giydiği kıyafetlerini elinde tutarak, anne Berna Vanlıoğlu ise sürekli ağlayarak izledi. Mahkemede söz alan Vanlıoğlu çiftinin iki avukatı, iddianameyi hazırlayan kadın savcı ile hakiminin evli olduklarını gerekçe göstererek ’Reddi hakim’ talebinde bulundu. Mahkeme hakimi, duruşmayı ertelerken, sanığın tutukluluk halinin devamına, ’Reddi hakim’ talebinin ise değerlendirilmeye alınmasına karar verdi.

DURUŞMA ÇIKIŞI GERGİNLİK
Duruşmanın ardından adliyenin dışına çıkan grup, jandarmalar eşliğinde cezaevi aracına götürülen sanık Parinaz Bozkurt’u görünce tepki gösterdi. Cezaevi aracına vuran grup daha sonra aracın içerisine Tuğra’nın fotoğrafını attılar. Jandarma tarafından güçlükle araca bindirilen Bozkurt adliyeden uzaklaştırılırken, sinir krizi geçiren Berna Vanlıoğlu’nu yakınları sakinleştirdi.

"BU PARAYI BU ŞEKİLDE Mİ KULLANACAKTIK"
Çocukları Tuğra’ya sünnet düğünü yapmayı düşünürken, çektikleri krediyi yavrularının ölümünden sonra başlattıkları hukuk mücadelesi için kullanmak zorunda kaldıklarını söyleyen Berna ve Murat Vanlıoğlu, "Bu işin peşini bırakmayacağız. Sonunda kadar takip edeceğiz. Biz sünnet düğünü parasını yavrumuzun ölümünden sonra kullanacağımızı hiç düşünmemiştik. Ama gerekirse bir evimiz var. Bu dava için harcayıp sanığın en ağır şekilde cezalandırılmasını sağlayacağız" dedi.