Acılı bir babanın isyanı

Kuşadası Belediyesi'ne ait halk plajlarındaki iskelelerden atlayıp sakat kalan çocuğu için acılı babaların sorumluları bulma mücadelesi sürüyor.

Kuşadası Belediyesi'nin derinliği gösteren uyarı levhası olmaması sebebiyle halk plajında yaptırdığı platformdan geçen yıl sığ suya atlayan 3 kişinin boynu kırılmıştı. Bahadır Uğur ile Muhammet Tecer sakat kalırken, Kemal Yıldız ise hayatını kaybetmişti. İhmalin kurbanı Kuşadalı iki genç şimdi yaşam mücadelesi veriyor. Sandalyeye mahkum olan 15 yaşındaki Bahadır Uğur'un babası, olaylardan Belediye'yi sorumlu tutuyor. Yasal girişimlerini sürdüren ve hukuk mücadelesi başlatan acılı baba son olarak Kuşadası Belediyesi önünde eylem yaptı.

Reklam
Reklam

"Vicdanınız rahat mı?", " Sorumlusunu arıyorum" yazılı ve üzerinde oğlunun yatalak halini gösteren fotoğrafının bulunduğu bir tişört giyerek, belediye önünde yaklaşık iki saat eylem yapan acılı baba Ali Rıza Uğur, sahildeki iskelede meydana gelen üç ayrı kazada bir kişinin öldüğünü, oğlu dahil iki kişinin de sakat kaldığını belirterek sorumluların bulunmasını istedi. Oğlunun sakat kalmasına neden olduğunu iddia eden platformdan sorumlu olan belediye yetkililer hakkında hukuk mücadelesini başlattığını açıklayan acılı baba Ali Rıza Uğur, ilgili mercilere başvurduğunu ve sorumluların tespit edilinceye kadar mücadelesini sürdüreceğini söyledi.

Aydın Valiliği, Aydın Bayındırlık ve İskan İl Müdürlüğü, Kuşadası Kaymakamlığı ve Devlet Limanlar ve Hava Meydanları (DLH) Genel Müdürlüğü'ne başvuran Ali Rıza Uğur, aynı yerde meydana gelen üç ayrı kazada bir kişinin öldüğünü, oğlu dahil iki kişinin de sakat kaldığına dikkati çekti. Belediyenin sahildeki halk plajında yaptırdığı güneşlenme platformundan denize atladığı için boynu kırılan ve yaşamını yatalak şekilde sürdürmeye çalışan 15 yaşındaki Bahadır Uğur'un babası Ali Rıza Uğur, olayın sorumlularının cezalandırılmasını istiyor.

Reklam
Reklam

3 iskele platformunun sadece birine uyarı levhası konulduğu, hiçbir önlem alınmadan yapılmış olması, geçen yaz aylarında buradan sığ suya atlayan 3 kişinin boynunun kırılması, birinin ölmesi ve ikisinin sakat kalmasının Belediyenin ihmalinden kaynaklandığını öne süren Ali Rıza Uğur, "19 Ağustos 2006 tarihinde 15 yaşındaki oğlum Bahadır Uğur Atatürk Bulvarı üzerinde bulunan halk plajındaki iskele ya da güneşlenme platformu diye anılan yerden sığ suya çakılarak boynunu kırdı. Ege Üniversitesi tıp fakültesi hastanesinde 76 gün yoğun bakımda kaldı. Üç defa öldü ve tekrar canlandırmayı başardılar. Bu genç ve hayat dolu beden mücadelesini bırakmadı. Bu arada ben ve eşim hastane bahçesinde 76 gün arabada yattık ve bekledik. Zor ama oğlumuzun yaşama umudunun olduğu günlerdi. Bu bize tüm sıkıntılara katlanma gücü ve sabrı verdi. 76 gün sonrasında yoğun bakımdan direkt eve taburcu edildik" dedi.

Oğlunun sakat kalmasına neden olan platformdan sorumlu tuttuğu Belediye yetkilileri hakkında hukuk mücadelesini başlattığını açıklayan acılı baba Ali Rıza Uğur, ilgili mercilere başvurduğunu, mücadelesini sonuna dek sürdüreceğini belirterek, belediyeye yaptığı başvuruda, bu iskele hakkında teknik bilgilerin yazılı olarak kendisine verilmesini istedi.

Reklam
Reklam

Baba Uğur, "Oğlum taburcu edildikten sonra daha da zor günler geçirdik. Yatalak hastası olan ya da geçmişte bunu yaşamış insanlar bunu gayet iyi anlayacaklardır. Bu arada 'kazadır olur, neler olmuyor ki?' diye kendimizi teselli etmeye çalışırken aslında yalnız olmadığımızı ve bunun bir kaza değil de ihmal olduğunu fark ettim. Benim çocuğumdan başkaları da aynı iskeleden çakılarak yaralanmıştı. Araştırmamı derinleştirdiğimde Mayıs 2006 tarihinde yine 15 yaşında Muhammet Tecer isimli bir delikanlı aynı yerde boynunu kırmış ve sakat kalmıştı. Eylül 2006 tarihinde Kemal Yıldız isimli 38 yaşlarında bir hafta sonu Kuşadası ziyaretçisi aynı iskelede boynunu kırmış ve Ege Üniversitesinde en iyi cerrahlarca ameliyat edilmesine karşın yaşama mücadelesini kaybetmişti. İşte bu bilgilere ulaştığımda bunun bir kaza olamayacağına bir tedbirsizliğin, bilgisizliğin, görevini iyi yapmamışlığın, umursamazlığı, ben yaptım oldu ve kimse hesap soramaz, kimse bunun doğruluğunu sorgulayamaz düşüncesinin olduğuna karar verdim. Bunun üzerine başkalarının, gencecik çocukların, oğlumun ve tüm ailemin çektiği acıları yaşamasına engel olabilmek amacı ile gerekli yerlere müracaatlarımı yaptım" diye konuştu.

Reklam
Reklam

İHA