Açlık grevleri planlanmış ölüm stratejisi mi?

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, cezaevlerindeki açlık grevleri sırasında AK Parti hükümeti ile İmralı'nın üç defa temas kurduğunu belirtti.

ANKARA (ANKA)-MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Barzani, Talabani, PKK, İmralı ve AK Parti arasında olduğunu savunduğu "rol paylaşımının" finale yaklaştığını öne sürerek, "Arabulucu Talabani, PKK koruyucusu Barzani ve bunların yoldaşı Başbakan Erdoğan Türkiye'ye İmralı terziliğiyle Kandil kefeni biçmektedir" dedi. Bahçeli, "AKP cezaevlerindeki ölüm diline, mezar siyasetine teslim olmuş, böylelikle PKK zorbalığına meşruluk kazandırmıştır. Bu kapsamda İmralı canisi cezaevlerindeki açlık grevlerinin amacına ulaştığı mesajını kardeşi aracılığıyla yollayarak bu eylemin sonlanmasını istemiştir. Ağlamadan sorumlu Başbakan Yardımcısı ise bundan dolayı memnuniyetini dile getirmiş ve telaşla teşekkürlerini sunmuştur. İşin başından beridir kuru bir tehdit olan ve aslında hiçbir inandırıcılığı olmayan açlık grevi AKP'nin tavizleri için de payanda işlevi görmüştür" dedi.

Reklam
Reklam

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, grup konuşmasına "Kahramanlarımız birer birer Rahmeti Rahmana yürürken hükümetin basiretsizliğini, yılana ağu veren politikalarını kızgınlıkla izledik" diyen Bahçeli, "Türk devleti dağları mesken tutmuş eşkiyalar tarafından durmadan eritiliyor" diye başladı.

-"CELLÂDA ŞİRİNLİK YAPAN İKTİDAR PARTİSİ"-

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı sert sözlerle eleştiren Bahçeli, konuşmasına şöyle devam etti:

"Kandil'de tezgâhını açan, ülkemizin değişik yerlerinde fütursuzca şubeler kuran insan kasapları artık dayanma ve mukavemet noktasını çoktan aşmış durumdadır. Kendisini Kaf Dağı'nda gören, dev aynasında seyreden Başbakan Erdoğan ve hükümeti kesinkes duvara toslamış haldedir. Cellâda şirinlik yapan iktidar partisi vahametin derecesini görmekten son derece uzaktır. Bölücü teröre karşı dut yemiş bülbül gibi duran Başbakan ve arkadaşları, Türkiye'nin 10 yılda içini boşaltmış, Türk milletinin teslim senedini pervasızca hazırlamıştır. İktidar zihniyeti için şehidin, şühedanın bir anlamı kalmamıştır."

Reklam
Reklam

-"TAVİZ ÜSTÜNE TAVİZ KOPARILMAKTADIR"-

Bu süreçte şehitlerin kanlarının yerde kaldığını "haklarından geleceğiz" diklenmelerinin kısa zaman içinde unutulmuşluğa terk edildiğini, AK Parti'nin terör duvarına başını çarptığını iddia eden Başbakan Erdoğan'ın "Habur'da umut verici gelişme olarak yorumladığı terörist kafilenin karşılama törenleri, bugün onlarca vatan evladının albayrağa sarılı tabutlarıyla yer değiştirmiştir. 10 Kasım tarihinde düşen helikopterde kaybettiğimiz evlatlarımızla birlikte son bir hafta içinde 22 askerimiz terörle mücadele uğruna şehit olmuşlardır" diye konuştu.

-"AKP HÜKÜMETİ İSE TAKSİT TAKSİT DAYATILAN HAİN PROJELERİ CEVAPLAMAKTA VE BİR BAHANEYLE HAYATA GEÇİRMEKTEDİR"-

Örgüt elebaşları ve militanlarının her vasıtayı kullanarak propaganda zeminini yaygınlaştırmaya, seslerini duyurmaya çalışmakta olduğuna işaret eden MHP Genel Başkanı, şöyle devam etti:

"Amaç PKK tezlerini ve zorlamalarını kabul ettirmek ve istenilen noktaya taşımaktır. Bunun için her çirkeflikten medet umulmakta ve her çirkinliğe kapı aralanmaktadır. AKP hükümeti ise taksit taksit dayatılan hain projeleri cevaplamakta ve bir bahaneyle hayata geçirmektedir. AKP-BDP-PKK-İmralı işbirliği hayalleri gerçekleştirmenin, dün imkânsız olarak görülen konuları elbirliğiyle savunmanın arayış ve çabası içinde var gücüyle devrededir."

Reklam
Reklam

-"GÜNDEMİ TERÖRDEN MAHKUM OLANLAR BELİRLİYOR"-

Bir süre önce sona eren cezaevindeki açlık grevlerine de dikkat çeken Bahçeli, "Şu feleğin işine bakınız ki, terör suçundan mahkûm ya da tutuklu bulunanlar Türkiye'de gündem belirleyen, süreç tayin eden bir pozisyona kavuşmuşlardır. İmralı talimatıyla bitirilen cezaevlerindeki açlık grevlerinde bu hazin gerçek ve manzara tümüyle görülmüş ve ortaya çıkmıştır. 8 Kasım 2009 günü İstanbul'da bir belediye otobüsüne molotof kokteyli atarak 17 yaşındaki lise öğrencisi Serap Eser isimli kızımızı şehit eden PKK'lı katiller açlık greviyle insanlık ve merhamet dilencisi olmuşlardır. 20 Eylül 2011 günü, Ankara Kumrular Sokak'ta 5 kardeşimize kıyan PKK'lı canavar, girdiği açlık greviyle sözüm ona öldürerek yapamadığına kendisini aç bırakarak ulaşacağını sanmıştır" dedi.

-ÖLÜM TİYATROSU-

"60 günü geçen bir zaman diliminde, bedenlerini ölüme yatıran PKK'lılar, ölümü göstererek taleplerinin karşılanmasını AKP'ye dayatmışlardır" diyen MHP Genel Başkanı, şunları söyledi:

Reklam
Reklam

"Bazı BDP'li milletvekilleri de kamuoyuna yansıyan kebap partisi görüntülerinden dolayı zora düşünce açlık grevine iştirak etmek durumunda kalmışlar ve ittifak halinde ölüm tiyatrosunda rol almışlardır. İnsan canına saygı duymayan, insan hayatına değer vermeyen bölücülerin, kendi bedenlerinden yaptıkları tasarrufla sözde hak arayışında bulunmaları asla masum görülemeyecektir. Ne var ki, eli ve vicdanı kanlı terör mensuplarının ölüm üzerinden pazarlık yürüterek AKP'yle köşe kapmaca oynamaları sonuç vermiş, talep listesindeki konu başlıkları iki ay içinde maalesef büyük oranda karşılık bulmuştur. Tabutlarına çivi çaktıkları sanılan militanlar, bir bakıma Türkiye'nin varlığına makber kazmış ve AKP'de buna dünden boyun eğmiştir. Cezaevlerindeki açlık kampanyası anadilde savunmanın önünü açmış, İmralı canisinin tecrit şartlarının hafifletilmesine neden olmuş ve anadilde eğitim isteklerinin yeni anayasa yoluyla karşılanacağını teminat altına almıştır."

-"AĞLAMADAN SORUMLU BAŞBAKAN YARDIMCISI"-

Reklam
Reklam

Bahçeli, "AKP cezaevlerindeki ölüm diline, mezar siyasetine teslim olmuş, böylelikle PKK zorbalığına meşruluk kazandırmıştır. Bu kapsamda İmralı canisi cezaevlerindeki açlık grevlerinin amacına ulaştığı mesajını kardeşi aracılığıyla yollayarak bu eylemin sonlanmasını istemiştir. Ağlamadan sorumlu Başbakan Yardımcısı ise bundan dolayı memnuniyetini dile getirmiş ve telaşla teşekkürlerini sunmuştur. İşin başından beridir kuru bir tehdit olan ve aslında hiçbir inandırıcılığı olmayan açlık grevi AKP'nin tavizleri için de payanda işlevi görmüştür" dedi.

-"HARAMZADELER"-

"Mehmetçiğin albayrağa sarılı tabutlarını bir türlü görmeyen haysiyetsizlerin, vatan evlatlarının ardı ardına katledilmesini ağzına bile almayan haramzadelerin mevzu bahis açlık grevi olunca insanlık hatırlatması yapmaları bize göre kabul edilemez vicdansızlık örneğidir" diyen MHP lideri, şöyle devam etti:

"Ömrü hayatlarında bir tek şehidimize Fatiha okumaktan uzak kalmış kalpsizlerin, PKK'lıların eylemine sıra sıra destek açıklaması yapmaları da satılmış zihinlerinin ve rehin bırakılmış ruhlarının eseri olsa gerektir. Biz bunların cibilliyetini iyi biliriz. Bunlar lafta özgürlük ve demokrasi konusunda mangalda kül bırakmayan; Kandil'de PKK'lı, Ermenistan'da Asalacı, Kuzey Irak'ta Barzani yanlısı, Avrupa'da Brüksel aşığı, ABD'de Washington sevdalısı, Türkiye'de ise yönü ve kıblesi belli olmayan bedbahtlardır. Medyadan siyasete, ticaretten sivil toplum kuruluşlarına, sanattan değişik meslek guruplarına kadar bunların sayıları oldukça fazladır. Ve bunlar sözde Türk milletinden görünüp düşman lehine komisyonculuk yapan ve aracılık faaliyetinde bulunan içimizdeki hain kontenjanıdırlar. Cehaletlerini örtmek, art niyetlerini kapatmak ve asıl yüzlerini gizlemek için kalıptan kalıba giren köşesiz karakterler nerede ihanet varsa orada saf tutmaktadır."

Reklam
Reklam

-"İMRALI CANİSİYLE AKP HÜKÜMETİ ÜÇ DEFA TEMAS KURMUŞTUR"-

Açlık grevleri sırasında İmralı canisiyle AKP hükümetinin üç defa temas kurduğunu kaydeden Bahçeli, şöyle devam etti:

"İmralı canisi hücresinde keyif sürerken yandaşlarını ölüme sürüklemiş, bunu da hükümetle pazarlık için malzeme olarak kullanmıştır. AKP'de bile bile lades demiş ve açlık grevlerinin bahanesi olan üç istekten ikisini, anadilde savunma ve İmralı canisinin tecrit şartlarının iyileştirilmesini vicdanı sızlamadan karşılamıştır. Öyle ki, İmralı adasıyla ulaşımı sağlayan eski tip koster gitmiş, yeni koster hemen yolcularını taşımak için limana yanaşmıştır.Artık bozuk koster mazeretlerine sığınılmayacak ve müzakereler şeffaf ve aleni olarak yürütülecektir. Dilek ve tavsiyemiz; şeref konusunda iddialı çıkışlar, hamasi sözler ileri süren Başbakan'ın, cari durumunu yeniden gözden geçirmesidir. Başbakan Erdoğan'ın açlık grevi konusunda yüksek perdeden dile getirdiği sözlerinin ne denli boş ve anlamsız olduğu bir kez daha görülmüştür. İşin ilginç yanı bu zihniyet bir taraftan idamdan bahsedip BDP'ye ve ölüm ayini yapan teröristlere saydırırken, diğer taraftan sütre gerisinde İmralı canisiyle görüşmekten vicdanen tedirginlik duymamıştır. Başbakan Erdoğan her defasında ters köşe yapmakta, sahnede kavga ederken, arkada elini bölücü mihraklara hevesle uzatmaktadır."

Reklam
Reklam

-"SIRA PKK'NIN AFFI, İMRALI CANİSİNİN ÖZGÜRLÜĞÜ VE TÜRKİYE'NİN FEDERASYONA AYRILMASINA MI GELECEK?"-

"Acaba açlık grevleri, AKP ile İmralı canisi arasındaki müzakere ve mutabakat arayışlarını canlandırmak ve belirli bir seviyeye getirmek maksadıyla küresel ayağı da olan planlanmış bir ölüm stratejisi midir?" sorusunu yönelten Bahçeli, "Çok yönlü, çok aşamalı ve çok aktörlü bu sürecin hedefinde yarım yamalak işleyen yıkım projesine tekrar nefes vermek mi vardır? Silahlanarak siyasallaşma mücadelesinde olan bölücü terör örgütü, açlık grevleri aracılığıyla kamuoyunu manipüle etmeye ve inceldiği yerden kopsun psikolojisini hükümetin sunduğu fırsatlarla yerleştirmeye mi çalışmıştır? Başbakan Erdoğan acilen cevap vermelidir ki, bu açlık grevinin teorisyenleri, mimarları arasında bilinenlerden başka kimler vardır?" diye sordu.

"Bundan sonra sırayı PKK'nın affı, İmralı canisinin özgürlüğü ve Türkiye'nin federasyona ayrılması mı alacaktır?" sorusunu da yönelten Bahçeli, "Bizim açımızdan şehitleri pazarlık konusu yapmaktan çekinmeyen bir edepsizliğin, açlık grevi düğmesine basarak Türkiye'yi talep-taviz-teslimiyet döngüsüne hapsetmesi hiç de imkânsız sayılmamalıdır" diye konuştu.

Reklam
Reklam

-TALABANİ VE BARZANİ-

Konuşmasında Talabani ve Barzani'yi de sert sözlerle eleştiren MHP Genel Başkanı, "Türkiye'nin bu vahim ortamı içinde Irak Cumhurbaşkanı Talabani ve bu ülkenin kuzeyinde yer tutmuş Barzani maksat ve sicilini çok iyi bildiğimiz bir gazeteciyle peşpeşe mülakatlar yapmışlardır. Hayret vericidir ki, bu iki peşmerge ağız birliği etmişçesine PKK'nın taleplerini sıralamış ve AKP'ye medya üzerinden mesaj yollamışlardır. Başbakan Erdoğan'ın kardeşi ve dostu olarak gördüğü Ortadoğu'nun bu iki bezirgânı, ülkemize nasihat ederek içişlerimize burunlarını sokacak cüreti kendilerinde bulmuşlardır.Ancak bu kepazeliğe karşı AKP'den hala çıt yoktur.Herkese laf yetiştiren Başbakan Erdoğan, konu Barzani olunca dili durmakta ve suspus olmaktadır.İmralı canisinin önce hapishane şartlarının iyileştirilmesi, arkasından ev hapsine alınması, sonunda da af edilmesi Talabani'nin buyurdukları arasında yer almıştır" dedi.

"Bir el işaretiyle anında Irak'a PKK paraşütüyle inecek hazır kıta bekleyen kalem sahipleri yedekte bulunmaktadır" ifadesini kullanan Bahçeli, şöyle devam etti:

"Talabani PKK'yı bu kadar düşünüyor ve bu kadar yakın markaj ve ilgi sahasında tutuyorsa, temennimiz kendisine Kandil'den bir mağara kiralayarak kalan yıllarını burada geçirmesidir. Geçen Eylül ayında bu PKK talepleri Başbakan Erdoğan'a Talabani tarafından iletildiğinde çok manidar bir sonuç ortaya çıkmıştır. Başbakan, Talabani'ye sen kimsin diyeceğine, genel affın kolay olmadığını, kamuoyunun buna hazır bulunmadığını, kendisinin milliyetçi değil Müslüman olduğunu belirterek 'herkes benim kardeşimdir' açıklamasını yapmıştır. Bu diyaloglar doğru ise buradan iki sonuç çıkacaktır:İlk olarak Başbakan Erdoğan PKK'nın genel affına hazırdır.İkinci olarak da milliyetçililikle ilgili görüşleri tamamen yalan ve asılsızdır."

-"ERDOĞAN TÜRKİYE'YE İMRALI TERZİLİĞİYLE KANDİL KEFENİ BİÇMEKTEDİR"-

"Görüyoruz ki, Barzani, Talabani, PKK, İmralı ve AKP arasındaki rol paylaşımı gittikçe finale yaklaşmaktadır" diyen Bahçeli, "Arabulucu Talabani, PKK koruyucusu Barzani ve bunların yoldaşı Başbakan Erdoğan Türkiye'ye İmralı terziliğiyle Kandil kefeni biçmektedir" dedi.

-İSRAİL-

Bahçeli İsrail'in Filistin'e saldırısını kınayarak, "Filistin davasını bastırmak, Gazze'yi füze kuşağına alarak cinayetleri sıradanlaştırmak İsrail'in klasik ve bildik taktikleridir. Genellikle İsrail saldırılarının katalizörü olarak Ocak ayında yapılacak seçimler gösterilmektedir. İsrail devleti vicdansızca etnik temizliğe girişmiş, arkası arkasına ölüm yağdırmaktadır. İsrail tarafından atılan füzeleri savunma hakkı olarak gören Başkan Obama, adaletsizliğin ve insafsızlığın içine gömülmüştür. Bu kovboy mantığının, vahşi Batı mirasının anlaşılır ve kabul edilebilir hiçbir yanı yoktur. Gelişmeler karşısında Başbakan Erdoğan'ın temelsiz tehditleri, nafile beyanları dün olduğu gibi bugün de hiçbir şeye hizmet etmeyecektir. "One minute' efelenmesinin ve mizanseninin kredisi artık çoktan bitmiş ve tükenmiştir. Mısır ziyaretinde İsrail'i hedef alan değerlendirmeleri, hiçbir şekilde Filistinli kardeşlerimize bir şey kazandırmayacak, olsa olsa Başbakan'ın kişisel tatmininden ibaret kalacaktır. 2012 şartlarının 2008'in ki gibi olmadığını iddia ederek üst perdeden İsrail'e gözdağı veren Başbakan Erdoğan, daha Mavi Marmara'nın hesabını dahi soramamıştır. Beklentimiz Birleşmiş Milletler'in İsrail'in acımasızlığına acilen engel olması ve bu ay sonunda görüşeceği Filistin Devleti'nin üyeliğini kabul etmesidir."

Bahçeli konuşmasının sonunda, "Geçtiğimiz hafta karşıladığımız ve 12 gün boyunca ibadetle geçireceğimiz Muharrem ayının hayırlara vesile olmasını diliyorum. Bu matem ayında, geçmişin acı verici olaylarından ders alınmasını temenni ediyor, Yezitliğin dünya durdukça bedduayla hatırlanacağını canı gönülden ifade etmek istiyorum" dedi.

Anahtar Kelimeler: