Adalet Bakanlığı, Şırnak'ın Cizre ve Diyarbakır'ın Sur ilçelerindeki sokağa çıkma yasağının kaldırılması ve operasyonların durdurulması istemiyle yapılan başvurular nedeniyle, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) Türkiye'den istediği bilgileri gönderdi.
Diyarbakır Barosu avukatlarından Muhammed Neşet Girasun ile Batman Barosu'ndan avukat Erkan Şenses, Cizre'de yaşayan Ömer Elçi adına, ilçedeki sokağa çıkma yasağının kaldırılması ve operasyonların durdurulması için AİHM'e doğrudan başvuru yapmıştı.
Ankara Barosu avukatlarından Oya Aydın da Sur ve Cizre'de yaşayan 6 kişi adına AİHM'e ayrı başvuruda bulunmuştu.
Başvurularda, Şırnak Valiliğinin 14 Aralık'ta ilan ettiği sokağa çıkma yasağının kaldırılması, güvenlik operasyonlarının durdurulması veya uluslararası standartlara uygun yürütülmesi için geçici tedbir talebinde bulunuldu.
Başvuruyu incelemeye alan AİHM, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'nden konuyla ilgili bilgi istedi.
AİHM tarafından Adalet Bakanlığı Uluslararası Hukuk ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğüne gönderilen yazıda, Türkiye'ye 8 Ocak gününe (bugün) kadar süre verildi. Mahkeme, başvurucunun yasal temsilcilerine de 21 Ocak tarihine kadar esas başvuruyu yapmaları için çağrıda bulundu.
Adalet Bakanlığı, AİHM'in yazısı üzerine, Türkiye'den istenen bilgilerle ilgili hazırlığını tamamladı.
Bakanlığın AİHM'e gönderdiği yazıda, PKK terör örgütü ile yürütülen mücadele kapsamında Diyarbakır'ın Sur ve Şırnak'ın Cizre ilçelerinde uygulanan sokağa çıkma yasağının yasal dayanaklarına yer verildiği öğrenildi.
Yazıda, sokağa çıkma yasağı uygulanan bölgelerde yaşayan vatandaşların sağlık hizmeti ve temel ihtiyaçlarının karşılanmasına yönelik alınan tedbirlerin tek tek anlatılarak ihtiyati tedbir talebinin reddedilmesi gerektiğinin vurgulandığı belirtildi.
Anayasa Mahkemesi tedbir istemlerini reddetmişti
Cizre'de yaşayan İrfan Uysal, Evin Çağlı, Osman Kültür, Maşallah Özdemir, Halise Kulja, Nevroz Yılmaz, Abdulkerim Pusat ve Sedat Aydın, Şırnak Valiliği ve Sur Kaymakamlığınca uygulanan sokağa çıkma yasağına karşı Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunmuştu.
Yüksek Mahkeme, başvurucuların sağlık hizmetlerine ve temel ihtiyaçlarına ilişkin taleplerinin karşılanmadığına dair derhal tedbir kararı verilmesini gerektirecek bir durum bulunmadığı sonucuna vararak, başvuruları reddetmişti.