Adet bir kadının üreme çağında olmasının doğal bir göstergesi olan her ay düzenli olarak gerçekleşen bir fizyolojik süreçtir. Kadın üreme sistemi adet döngüsü olarak bilinen bir süreç üzerinde çalışır. Bu döngü hormonlardaki değişikliklerle birlikte rahim iç tabakasının (endometrium) her ay dökülmesini içerir. Genellikle ergenlik döneminde başlayan adet dönemi menopoz dönemine kadar devam eder. Adet döngüsü ortalama olarak 28 gün sürer ancak her kadında farklılık gösterebilir. Adet dönemi boyunca kadınlar bir dizi fiziksel ve duygusal belirti deneyimleyebilir. Bu belirtiler her kadında farklılık gösterir ve bazı kadınlarda hafif olurken diğerlerinde yoğun bir şekilde hissedilebilir. Adet dönemi kadınların sağlığını anlamak ve yönetmek için önemli bir unsur olarak kabul edilir.
Premenstrüel Sendromu (PMS) bir kadının adet öncesi dönemde yaşadığı fiziksel ve duygusal belirtilerden oluşan bir sendromdur. PMS adet döngüsünün ikinci yarısında yumurtlamadan sonra ve adetin başlamasından önceki birkaç gün içinde ortaya çıkar. PMS'nin belirtileri kişiden kişiye farklılık gösterebilir ancak yaygın olarak görülen belirtiler arasında irritabilite (sinirlilik), huzursuzluk, depresif duygudurum, yorgunluk, gerginlik, baş ağrısı, meme hassasiyeti, şişkinlik, sıvı tutma, karın krampları ve iştah değişiklikleri yer alır.
PMS'nin kesin nedeni bilinmemekle birlikte hormonal değişiklikler, serotonin seviyelerindeki dalgalanmalar ve stres gibi faktörlerin etkili olduğu düşünülür. PMS semptomlarını hafifletmek için düzenli egzersiz yapmak, sağlıklı bir beslenme düzeni uygulamak, stresten kaçınmak, uyku düzenine dikkat etmek ve bazı durumlarda doktorun önerdiği ilaçlar kullanmak faydalı olabilir.
Adet dönemi boyunca birçok kadın belirli fiziksel ve duygusal değişikliklerden etkilenebilir. Bu belirtiler kişiden kişiye farklılık gösterebilir ancak bazıları yaygın olarak gözlemlenir. İşte adet yaklaştığının belirtileri:
Bu belirtiler her kadında aynı şekilde görülmeyebilir ve şiddetleri de değişebilir. Bazı kadınlar bu belirtileri hafif bir şekilde yaşarken diğerleri daha yoğun semptomlarla karşılaşabilir.
Adet belirtileri adet döngüsünün farklı aşamalarında ortaya çıkabilir. Bu belirtiler genellikle adet döneminden önce başlar ve dönemin başlamasıyla birlikte azalır veya tamamen ortadan kalkar. Adet dönemi öncesindeki belirtiler genellikle ovulasyon (yumurtlama) sonrası başlar ve adetin başlama tarihine kadar devam eder.
Her kadında belirtilerin şiddeti ve süresi farklı olabilir. Bazı kadınlarda bu belirtiler hafif ve kısa süreliyken diğerlerinde daha yoğun ve uzun süreli olabilir. Adet belirtilerinin başlama zamanı kişinin hormonal dengesi, stres düzeyi, yaşam tarzı ve genetik faktörler gibi birçok etkene bağlı olarak değişebilir. Bu nedenle adet belirtileri adetten kaç gün önce başlar sorusuna net bir yanıt verilemez ve her kadının adet belirtilerini kendi vücutlarına ve döngülerine özgü olarak değerlendirmesi önemlidir.
Adet belirtileri ve hamilelik belirtileri bazen benzerlik gösterebilir ancak genellikle birkaç önemli fark vardır. Adet belirtileri genellikle adet dönemi öncesinde ve dönem sırasında ortaya çıkar. Bu belirtiler arasında karın krampları, baş ağrısı, meme hassasiyeti, yorgunluk, ruh hali dalgalanmaları ve cilt değişiklikleri yer alır. Adet belirtileri döngüsel olarak tekrarlanır ve adetin başlamasıyla birlikte genellikle azalır veya tamamen ortadan kalkar.
Hamilelik belirtileri ise gebelik gerçekleştiğinde ortaya çıkar. Bu belirtiler bir kadının hamile olduğunu gösteren fiziksel ve hormonal değişikliklerdir. Hamilelik belirtileri arasında göğüslerde hassasiyet, sabah bulantısı, kusma, idrara çıkma sıklığında artış, yorgunluk, duygusal dalgalanmalar ve meme uçlarında koyulaşma yer alabilir. Bu belirtiler genellikle adet döneminden önce başlar ve gebeliğin ilerlemesiyle birlikte artabilir.
En önemli fark adet belirtilerinin döngüsel olarak tekrarlanması ve adetin başlamasıyla birlikte ortadan kalkmasıdır oysa hamilelik belirtileri hamilelik devam ettikçe artabilir. Kesin bir tanı için adet gecikmesi ve pozitif bir gebelik testi sonucu da göz önüne alınmalıdır. Her iki durumda da şüpheleriniz varsa bir sağlık uzmanına başvurmanız önemlidir.
Bir kız ergenlik dönemine girdiği zaman genellikle ilk adet belirtileri ortaya çıkar. İlk adet belirtileri vücutta hormonal değişikliklerin başlamasıyla birlikte görülür. Ergenlik dönemi genellikle 8 ila 14 yaşları arasında başlar. İlk adet belirtileri genellikle birkaç yıl süren bir dizi fiziksel ve duygusal değişiklikleri içerir. Bunlar arasında meme gelişimi, vücut şeklinde değişiklikler, vajinal akıntı, pubik tüylerin çıkması, akne, duygusal dalgalanmalar ve vücut ağırlığındaki artış yer alabilir. Her kızda adet öncesi belirtiler farklılık gösterebilir ancak bu belirtiler genellikle bir kızın vücudunun üreme sisteminin olgunlaşmaya başladığının işaretleridir.
Bazı durumlarda bir kadının adet belirtileri ortaya çıkar ancak beklenen kanama gerçekleşmez. Bu durum adet öncesi sendromu (PMS) veya anovulasyon adı verilen bir durumla ilişkili olabilir. Adet öncesi sendromunda vücut hormonal değişikliklere tepki verir ve tipik adet belirtileri ortaya çıkar ancak rahim iç tabakasının (endometrium) dökülmesi gerçekleşmez. Anovulasyon ise yumurtlamanın gerçekleşmediği bir durumdur ve adet kanaması olmadan adet belirtilerini yaşamaya neden olabilir. Bu durumlar hormonal dengesizlikler, stres, yaşam tarzı faktörleri veya altta yatan sağlık sorunlarından kaynaklanabilir. Eğer adet belirtileri var ancak kanama olmuyorsa bir sağlık uzmanına başvurmak ve durumu değerlendirmek önemlidir.
Doğumdan sonra bir kadının vücudu doğal olarak iyileşmeye başlar ve hormonlarında değişiklikler meydana gelir. Bu değişiklikler ilk adet döneminin yaklaştığını işaret eden bazı belirtilerle birlikte ortaya çıkabilir. İlk adet belirtileri her kadında farklılık gösterebilir ancak genellikle adet öncesi döneme benzer belirtiler içerir.
Bunlar arasında karın krampları, meme hassasiyeti, baş ağrısı, ruh hali dalgalanmaları, vajinal akıntı ve cilt değişiklikleri yer alabilir. Doğum sonrası adetlerin düzenlenmesi bir süre alabilir ve kişinin emzirme durumu ve hormonal denge gibi faktörler buna etki edebilir. Eğer doğum sonrası adet belirtileriyle birlikte düzensiz veya aşırı kanama, şiddetli ağrı veya diğer endişe verici belirtiler yaşıyorsanız bir sağlık uzmanına danışmanız önemlidir.
Birçok kadın adet öncesinde sırt ağrısı yaşayabilir. Adet öncesi dönemde hormonal değişiklikler ve rahim kasılmaları, sırt ağrısının ortaya çıkmasına neden olabilir. Sırt ağrısı genellikle alt sırt bölgesinde hissedilir ve keskin veya sıkıcı bir ağrı şeklinde ortaya çıkabilir. Sırt ağrısını hafifletmek için sıcak kompresler, düzenli egzersiz, doğru duruş ve uygun destekli bir yatak veya yastık kullanımı faydalı olabilir. Ancak ağrı şiddetli ise veya diğer belirtilerle birlikte görülüyorsa bir sağlık uzmanına danışmak önemlidir.