İstanbul 15.Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen “Adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs” davasında Eski Adalet bakanı Seyfi Oktay ilk kez savunma yaptı. Hakkındaki suçlamaları kabul etmeyen Oktay Ergenekon davasında bir dönem mahkeme başkanı olan Köksal Şengün ile tanışmanın kendisi için tarihsel bir anı olduğunu ifade etti.
Yazılı olarak hazırladığı savunmasını oturarak okuyan Oktay, kendisinin iddianamede rejimi yıkmaya çalışan silahlı terör örgütünün üyesi olmak ile suçlandığını hatırlattı. İnsanlarla olan ilişkilerim ustaca buraya monte edilerek sanık olmam için uğraşıldığını ifade eden Oktay “Benim mensubu olduğum terör örgütünün adı da Ergenekon. Başka davaların gerekçeleri bir şablon şeklinde bu davaya monte edilmiş. Bu iddianame zorlama ürünüdür. Bu davanın özel yetkili mahkemede görülmesi için silahlı terör örgütü denilmiştir. Bu iddianame objektif değildir” dedi.
Herhangi bir örgütle bağlantısının olamayacağını ifade eden Oktay, iddianamede yer alan kanıtların telefon dinlemelerinden elde edildiğini ifade etti.
Emniyet tarafından herhangi bir mahkeme kararı olmadan telefonlarının dinlendiğini iddia eden Oktay “Özel yaşamımı ilişkin telefon kayıtları çarşaf çarşaf yayınlandı. Bu uygulama faşist devletlerde olur. Doğu Perinçek’i basından tanıyorum. Onun defterinde telefon numaramın olduğu belirtiliyor ve örgüt bağlantısı kuruluyor. Bu husus bile yapaylığı gösteriyor. Mehmet Haberal’ı da basından tanıyorum. Tanışmama rağmen saygı duyuyorum. Böyle bir insanın tutuklu kalmasını binlerce insan eleştiriyor. Bunu eleştiren herkes adil yargılamayı etkilemekle suçlanabilir mi” şeklinde konuştu.
Haberal’in kardeşi Ali Haberal’ın adını ise soruşturma esnasında duyduğunu belirten sanık Oktay, “Sanıklardan Tülay Bekar ile anladığım kadarıyla telefon dinlemeleri başlamadan bir süre önce tanıştım. Bekar’ı tanıdıktan sonra birkaç kez bürosunda da ziyaret ettim. Bürosuna gittiğimde birçok tanıdık insan gördüm. Tülay Hanım ile mahkeme başkanının (Köksal Şengün) ilişkisi yakın hemşerilikten kaynaklı. Beni başkan ile tanıştırması nasıl bir çete faaliyeti olabilir?”dedi.
Köksal Şengün ile bir akşam yemekte buluştuklarını belirten Oktay, “Onunla tanışmak mutluluk ve tarihi bir hatıradır. Yanımızda Mehmet Emin Sungur da vardı. Bu mahkemeler çok önemlidir. Belli sorunlara el atmış ve rejimle doğrudan ilişkili mahkemelerdir. Köksal Bey ile ilk defa orada tanıştık. ‘Burada hakim var’ der gibi moral gücünün yerinde olduğu kanaatini vardım. Yemek ücretini bile Köksal Bey ödedi. Bu konuda hassasiyet gösterdi. Başkan bana ‘çok sıkıntıları olduğunu, tansiyonun inip-çıktığını’ söyledi. Bu durumu HSYK’ya anlatmak istediğini belirtti. Ben de o zamanki HSYK Başkan vekili Kadir Özbek’i tanıdığımı ve randevu alabileceğimi söyledim. Özbek’i arayıp randevu aldım. Köksal Bey gelip Özbek ve kurul üyeleri ile görüştü, sorunlarını anlattı. Görüşmenin akşamında Köksal Bey, ben ve Tülay Bekar yemek yedik. Kurul üyeleri herhangi bir tayinin mümkün olmadığını belirtmiş. Ancak kendisi görevde kalıp kalmaması konusunda kararsızdı. Siz de biliyorsunuz ki, Ağır Ceza Mahkemelerinde üç hakim ile karar alınır. Tek hakimin kararı ile olmaz. En az iki hakimin kararı gerekir. Diğer üyeleri doğrudan ve dolaylı olarak tanımıyorum. Nasıl tek oy ile tahliye sağlanacak” ifadelerini kullandı.
Duruşma şu sıralar Seyfi Oktay’ın savunması ile devam ediliyor.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz