Adli Yıl açılış töreni Saray'da: Hâkim ve savcılar Erdoğan'ı ayakta alkışladı

Adli Yıl Açılış'ında Erdoğan'dan sitem: Yenikapı ruhuna uygun bir şekilde hareket etmeliydi

Adli Yıl açılış töreni ilk kez Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda yapıldı. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan salona girerken hâkim ve savcılar ayağa kalkarak alkışladı. 2016-2017 Adli Yıl Açılış Töreni Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde yapıldı. Törende ilk konuşan Yargıtay Başkanı İsmail Rüştü Cirit oldu. Ardından kürsüye Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan geldi. Erdoğan, "

Nitekim eğer adli yıl açılışımız burada yapılmasaydı bir otelin eksi 2. katında 600 kişilik bir salonda yapılacaktı. Millet adına görev yapan yargının milletin mekanında adli yıl açılış töreni yapması yargı bağımsızlığına gölge düşürmez, güçlendirir. Sayın Başbakana, MHP genel başkanına ve diğer davetlilere teşekkürlerimi sunuyorum" dedi.

Reklam
Reklam

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kılıçdaroğlu'na sitem ederek, "

Dostlarımızdan Yenikapı ruhuna uygun bir şekilde hareket etmelerini bekliyordum" ifadelerini kullandı.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve Türkiye Barolar Birliği Başkanı, yargı bağımsızlığına gölge düşürdüğü gerekçesiyle törene katılmama kararı almıştı, Cumhurbaşkanı Erdoğan da ilk kez törende konuştu.

Daha önceki törenlerde sadece Türkiye Barolar Birliği Başkanı (son iki yıl dışında) ve ev sahibi sıfatıyla Yargıtay Başkanı konuşuyordu.

Kılıçdaroğlu'nun 'öngörüsü' gerçekleşti: Yargı üyeleri, Erdoğan’ı ayakta alkışladı

Saray’da yapılması nedeniyle yargı bağımsızlığına zarar vereceği tartışmalarının odağındaki adli yıl açılış töreninde, salona aynı anda giren Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve Yargıtay Başkanı İsmail Cirit yargı üyelerince ayakta alkışlandı.

Reklam
Reklam

Kılıçdaroğlu, törene katılmama gerekçelerini açıkladığı Hürriyet yazarı Ahmet Hakan’a, “

Yargıçların cüppelerinde düğme yoktur, kimsenin karşısında düğme iliklemesinler diye. Yargıçlar alkışlamazlar, ayağa kalkmazlar. Yargı bağımsızlığını gösteren sembollerdir bunlar ve semboller çok önemlidir. Sembolik açıdan da orada olmamalı açılış… Çok merak ediyorum: Adli yıl açılışına katılacak olan yargıçlar, Cumhurbaşkanı Erdoğan içeri girdiğinde ayağa kalkacaklar mı, alkışlayacaklar mı? Bunu dikkatle izleyeceğim” diyerek yargı bağımsızlığına vurgu yapmıştı.

Erdoğan: Milletin mekanında adli yıl açılış töreni yapması yargı bağımsızlığına gölge düşürmez

Reklam
Reklam

Cirit'in ardından kürsüye gelen Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından satır başları şöyle:

Milletin evine, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’ne hoşgeldiniz. 2016 – 2017 adli yılının ülkemiz, milletimiz ve adalet teşkilatımız için hayırlı olmasını diliyorum. Sözlerimin hemen başında bir hususa açıklık getirmek istiyorum. İçinde bulunduğumuz bu mekan elbette Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nin bir parçasıdır ama bu mekan tıpkı külliyemiz içindeki camimiz, inşaatına başlanan, 24 saat insanınıza hizmet verecek cumhurbaşkanlığı kütüphanesi gibi herkese açık mekanlar. Cumhurbaşkanlığının kendi alanları üç bloktan ibarettir. Cumhurbaşkanlığı külliyesi milletin malıdır, devletin malıdır. Bizler görev süremizde bu mekanları kullanmaktayız, bizden sonra gelenler de bu mekanda hizmet verecekler. Ankara’da bu çapta salonları yapacak salonlarımız yoktu. Burası başkent. Başkentimizde böyle bir eksikliğin giderilmesi bizim için önemliydi. Ankara’da bir opera binası yoktu. İçinde bulunduğumuz bu bina aynı zamanda bir opera binası işlevi de görebilecek kapasitededir. Kongre ve kültür merkezimiz artık bugün olduğu gibi tüm kamu kurumlarının geniş katılımlı toplantılarına ev sahipliği yapacaktır. Nitekim eğer adli yıl açılışımız burada yapılmasaydı bir otelin eksi 2. katında 600 kişilik bir salonda yapılacaktı.

Reklam
Reklam

Millet adına görev yapan yargının milletin mekanında adli yıl açılış töreni yapması yargı bağımsızlığına gölge düşürmez, güçlendirir. Sayın Başbakana, MHP genel başkanına ve diğer davetlilere teşekkürlerimi sunuyorum.

"15 TEMMUZ'DA EN İYİ SINAV VEREN KURUMLARDAN BİRİ DE ADALET TEŞKİLATIMIZ"

Artık milletimiz birliğe, beraberliğe, dayanışmaya her zamankinden çok daha fazla ihtiyacı var. Türkiye 15 Temmuz sırasında ve sonrasında dostunu, düşmanını, özellikle pusuda bekleyenleri büyük ölçüde görmüş ve tanımıştır. Şu gördüğünüz külliyenin çevresinde 29 şehidimiz var. Burası F16’larla bombalandı, helikopterlerle tarandı. Bu millet büyük bir millet ve sorumluluğumuzu çok daha fazla arttıran bir millet. 15 Temmuz’dan sonra çok daha ağır hale gelen sorumluluğumuzun gereğini yasama, yürütme ve yargı olarak hep birlikte yerine getireceğiz. 15 Temmuz gecesi en iyi sınavı veren kurumlarımızdan biri de adalet teşkilatımızdır. İlk andan itibaren tüm çalışmaları hukuka uygun şekilde yürüten ve anında açıklamalarını yapmak suretiyle harekete geçmek suretiyle ilk mesajlarını vermiş ve kapısının arkasına girip gizlenmemiştir. Hakim ve savcılarımıza teşekkür ediyorum. Milletimizin tüm fertleriyle birlikte verdiği o kutlu mücadele tarihe altın harflerle kazınmıştır. Türkiye bağımsızlığın, onurun, kanı ve canı pahasına mücadelenin ne olduğunu bilen, bunu bizzat yaşayan bir nesle daha kavuştu. Artık sadece tarih kitaplarından okuyan değil, hem okuyan hem bizzat yaşayan bir nesle kavuştu. Biz 79 milyonuyla tek milletiz. Bunun Türkü, Kürdü, Lazı, Çerkezi, Abazası yok.

Reklam
Reklam

"KENDİNİ SİYASİ HIRSA KAPTIRANLARA TAVSİYEM..."

Anlı şanlı bayrağımızın karşısına bazı paçavralar çıkarılıyor. Asla bunlara izin veremeyiz. Bu mücadeleler, bu operasyonlar bunun olamayacağının mücadelesidir. Sonuna kadar da devam edecektir. 30 Ağustos’ta da ifade ettim, bu millete, bu ülkeye karşı kötü niyet besleyenler çok iyi bilsinler ki Türkiye 79 milyonluk bir orduya sahiptir. Ve tek devlettir. Devletin içinde devlet olmaz. Birileri bu hevese kapıldı. 40 yıldır bunun hesabındaydılar. Ben 15 Temmuz’u bir musibet bin nasihatten evladır, öyle görüyorum. 241 şehidimiz var ama Allah’a hamd ediyorum ki böyle bir imkan, bir fırsat karşımıza çıktı ve buradan çıkarak geleceğe doğru yürüyeceğiz. 241 şehidimiz 173’ü sivillerden oluşuyor. İçlerinde Abdullah Tayyip gibi 17 yaşında olanı da var, Cemal amca gibi 67 yaşında olanı da. O gece bu milletin her kesimi özgürlüğüne, devletine sahip çıktı. Artık sıra bizde. Bu ülkenin siyasetinde bürokrasisinde görev alan hepimizde. 15 Temmuz’dan öncesi başkadır, sonrası bir başkadır. Şahsım dahil kendini siyasi veya bürokratik hırsa kaptıranlara tavsiyem böyle anlarda hemen açıp 15 Temmuz şehitlerinin isimlerine bakmalıdır. Orada gördüğümüz fedakarlık bizi kendimize getiremiyorsa da hepimize yazıklar olsun.

Reklam
Reklam

"BUNLARIN HEPSİNİ VURUN DİYE EMİR VERMEDİK"

FETÖ denilen hain yapıyı kahroperişan eden nedir biliyor musunuz? Söz sahibi oldukları her yerde sergiledikleri adaletsizliklerdir. Sadece kendi mensuplarını gözeten anlayışları sebebiyle zaten milletimizin gözünde mahkum olmuştu. Adalet teşkilatımızın yaptığı bu manevi mahkumiyeti şimdi ricaiye çevirmektir. Madem ki dünya adalet üzere dönmektedir o zaman hakim, savcı ve avukatlarımıza düşen görev adaletin yerine gelmesi için çalışmaktır. O gece 30 küsür kişi darbecilerden öldü. Fakat 241 kişi darbe karşısında direnenlerden öldü, şehit oldu. Demek ki bizler darbecilere kalkıp da güvenlik güçlerimize bunların hepsini vurun diye bir emir vermedik. Bunları yakalayın adalete teslim edin dedik. Ey dünya, sen bize neyi soruyorsunuz. Şahsımı almaya ya da vurmaya gelenler günlerce Marmaris’in ormanlarında gizlendiler. Bizim jandarmamız onları vurmadı. Vurabilirdi. Yakaladı, savcıya götürdü. Biz çalışmalarınzı hukuk içinde sürdürüyoruz ama diyorum ki geciken adalet adalet değildir. Bir an önce gereken yapılmalıdır.

Reklam
Reklam

YARGITAY BAŞKANI CİRİT: ADALET ARAYANIN DA ELLERİ TEMİZ OLMALIDIR

Yargıtay Başkanı İsmail Rüştü Cirit' ise şöyle konuştu:

Adli yılın açılışında yapılan bu tören Yargıtay’a özgü olmayıp, ülkemizde adli yılın açılışını temsil etmektedir. Yargının sorunlarının dile getirildiği bir platform olmaktadır.

15 Temmuz darbe girişimi devletin tüm kurumlarında olduğu gibi yargıda da önemli sarsıntılar meydana getirmiştir. Bütün bunlara rağmen her türlü fedakarlığa hazır olduğumuzu, daha çok çalışacağımızı Türk Milleti’nin huzurunda dile getirmek istiyorum. Yargıtay’da görev yapan, emeği geçen herkese şükranlarımı sunuyorum.

Bu coğrafyada yaşayan insanlar arasında kültürel çeşitlilik bir dezavantaj değil bir zenginliktir. Teröre karşı duran bölge halkının duruşunu takdirle karşılıyoruz. 15 Temmuz 2016 tarihinde milli birlik ve demokrasimize, insanı insan yapan tüm ortak değerlere yönelik FETÖ terör örgütü tarafından yapılan hain saldırıyı kınıyorum. Bu sadece ülke yönetimini ele geçirmeye yönelik değildir. Polisin polisle, askerin askerle çatışmasını ve sonu gelmeyecek bir çatışmayı amaçlayan bir saldırıdır. Türkiye’nin 40 yıl dahi geçse bitmeyecek ve cumhuriyetin bütün kazanımlarının yok olmasını sağlayacak bir eylemdir. Türkiye’nin bazı Afrika ülkelerinde görüldüğü gibi her gün onlarca kişinin öldüğü bir can pazarına dönüşmesine yol açabilecektir. Kamu düzeninin belki bir daha geri dönmeyecek şekilde bozulmasına neden olabilecek bir saldırıdır. Bu hain örgütün tüm destekçilerini etkisiz hale getiremezsek gelecekte de benzer saldırılara maruz kalabiliriz.

Reklam
Reklam

15 Temmuz’daki hain saldırı Batılı dostlarımız tarafından zamanında ve doğru bir şekilde kınanmamış, bu durum hayal kırıklığı yaratmıştır. Hakkında suç isnadı olan herkes gibi FETÖ terör örgütü üyeleri de adil ve bağımsızlık mahkemelerce adil ve bağımsız bir şekilde yargılanacaklardır. Suçları sabit görülenlerin en ağır cezaları alacakları da muhakkaktır.

Adalet arayanın da elleri temiz olmalıdır. Hakimin tarafsızlığı, hakimin bağımsızlığı kadar önemlidir.

Son günlerde kamuoyuna yansıdığı üzere yargı alanında yapılması planlanan anayasal ve yasal değişikler konusunda bu değişikliklerden en çok etkilenecek kurum olan Yargıtay’ın da görüşünün alınması gerekmektedir.