Adnan Oktar Suç Örgütüne yönelik hükmün İstinaf Mahkemesi tarafından usulen bozulmasının ardından yeniden görülen davada, Adnan Oktar savunma yaptı. İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi'nde, Marmara Ceza ve İnfaz Kurumu karşısındaki salonda yapılan duruşmaya Adnan Oktar'ın da aralarında bulunduğu tutuklu sanıklar getirildi. Salonda bazı tutuksuz sanıklar ve sanık avukatları da hazır bulundu. Duruşmayı izleyiciler de takip etti.
Adnan Oktar savunmasında, "Kutsal devletime son derece sadığım. Lise yıllarından beri devlet beni tanır. Benim devletim beni çok iyi tanır. Ben de devletimi çok iyi tanırım. Halen de devletimin emrindeyim. Devletime sadığım. Devletim ne emrederse onu anında yerine getiririm. Mahkemenin huzurunda yemin ediyorum; hiçbir şekilde hayatım boyunca mehdilik iddiam olmayacak vallahi, billahi ve tallahi. Eğer mehdilik iddiam olursa Allah'ın bütün meleklerinin laneti üzerimde olsun. Allah'ın mümin bir kuluyum, ben normal bir insanım olağanüstü bir varlık değilim. Devletin ideolojisi tespit edilmeye çalışıyor. Biz modern ideolojiyi savunduğumuz için Ortaçağ ideolojisini savunanlar bizi kumpasla tutuklattı, konu bu. Modern İslam'ı savunmam, sahabe İslam'ını savunmam, ehlibeyt inancında olmam, mehdiyi sevmem bu adamları delirtti. Ehlibeytten, mehdiden nefret eder bunlar eskiden beri. Mehdi gelecektir, mehdiyi yenemezler. Ben de mehdinin naçiz bir talebesiyim. Biz de mehdinin hizmetkarıyız. Ben haddimi bilirim, öyle büyük iddialarım yok" dedi.
Oktar savunmasının devamında, "Bu olaylar neden oldu neden tutuklandık bu Allah'ın kararıdır, sünnetullahıdır. Bana Allah bir görev verdiyse bunu yaparım. Hiçbir şekilde durduramazlar. Yedi sülaleleri gelse de durduramazlar. Güya beni çocuk korkutur gibi korkutacaklar. 10 bin yıl, 30 bin yıl 100 bin yıl, isterseler asmaya kalksınlar şehit olurum umurumda bile değil. Kumpasın en adisi, en rezilidir. Artık ben utanıyorum onların yerine. Günlerden beri şaşkınlıkla izliyoruz. Dünyanın en rezil komplosunu yapmışlar. Bütün ülke bağırıyor hukuk yok adalet yok diye. Hükümet benimle ilgili tek kelime konuşmadı. Ahlaksızca bir kumpas yapıldığını biliyor. Evet hapis yatacağız 5, 7, 9 sene de olur. Hepsi şereftir. Çocukların ellerinden yüzlerinden nur akıyor hepsi üniversite mezunu, iyi aile çocukları. Kur'an baştan sona mehdiyeti anlatır. Mehdiyeti savunmaktan dolayı iftihar ediyorum. Ehlibeyt hayranıyım. Benim arkadaşlarım hepsi Kur'an'a milimi milimine uyarlar. Asla da harama girmezler. Müslümanları mahvettiler cübbeli kafasıyla, Nurettin Yıldız kafasıyla" ifadelerini kullandı.
Adnan Oktar, "Bütün dünyaya devlet olmayı öğreten Türkiye'dir. Gerçek devlet Türk devletidir. Mehdi çıktığında İsrail'de İslam aleminin bir parçası olacaktır. Gelenekçi, ahlaksız normları tabii ki reddediyoruz. Gerçek ahlakı savunuyoruz biz. El Kaide, Taliban falan İngilizlerin kurduğu bir sistem. Türkiye'ye de bunu kurmak istediler başlarına indirdik. Kadın nefretini, kadınları dövmeyi teşvik eden sistemi hiçe sayacağız. Ben bu insanlara acıyorum, nefret etmiyorum nerde görsem şefkat gösteririm. İşte biz bu iğrenç sisteme karşı mücadele ediyoruz. Özelliğimiz bu. Bu yüzden yobaz takımı karşımıza dikildi. Yedi sülaleleri gelsin vız gelir tırıs gider. Mutlaka yenilecekler. Benim kadınları sevmem bunları delirtti. Kadın geleneksel sistemde yarım mahluk olarak kabul edilir. Halbuki kadın kutsaldır. Dünyada ve cennette en büyük nimet kadındır. Gelenekçi müslümanlara karşı öfkem yok. Çok seviyorum onları. Açık açık faaliyet de yapsınlar. Özgür olsun insanlar. Türkiye'nin neşesini kaçırdılar. Ben tutuklandığımdan beri Tayyip hocamın yüzü hiç gülmedi. Bir kere güldüğünü görmedim. Bahçeli, bir kere bile benim hakkımda konuşmadı. Kılıçdaroğlu da konuşmadı, istihbaratı sağlamdır onların" şeklinde konuştu.
İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi, 11 Ocak 2021'de açıkladığı kararında, örgüt yöneticisi olmak suçundan yargılanan sanıklar Adnan Oktar, Tarkan Yavaş, Mehmet Noyan Orcan, Bora Yıldız, Halil Hilmi Müftoğlu, İbrahim Tuncer, Ulviye Didem Ürer, Alev Babuna, Aylin Atmaca, Merve Büyükbayrak, Yeliz Sucu, Sinem Hacer Tezyapar, Fatma Ceyda Ertüzün, Ayşegül Hüma Babuna'ya ayrı ayrı 9 bin 803 yıl 6 ay hapis cezası verilmesine hükmetmişti. Mahkeme 107 sanığa "örgüt üyeliği" suçundan 4 yıl 6'şar ay, 20 sanığa da "örgüte üye olmak", "gerçeğe aykırı mal bildirme", "örgüte yardım etme", "suçluyu kayırma", "ruhsatsız silah taşıma" ve "tehdit" suçlarından 1 yıl 8 aydan 11 yıl 3 aya kadar değişen miktarlarda hapis cezası vermişti. Etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanan 12 sanığa "örgüte üye olmak" suçundan 11 ay 7'şer gün hapis cezası veren mahkeme, bu sanıklarla ilgili hükmün açıklanmasının geriye bırakılmasını karara bağlamıştı. Sanık Mustafa Kuşçu, Ozan Süer ve Turgut Aksu'nun tahliyesine karar veren mahkeme, Bahadır Köseoğlu hakkında tutuklamaya yönelik yakalama kararı çıkarılmasını kararlaştırmıştı. Sanıklardan 3'ünün tüm suçlardan beraatına hükmeden mahkeme, sanıklar Ahmet Bürke, Dolunay Tezin, Hüseyin Alpar Sayın, Sibel Yılmaztürk, Şecaaddin Çelikler, Eşref Nuri Yakışan, Mehmet Murat Atmaca ve Deniz Tanık'ın tutuklanmalarına karar vermişti. Bir kısım sanıkların bazı suçlardan beraatını kararlaştıran heyet, 80 sanığı ise çeşitli suçlardan 3 yıl ile 36 yıl arasında değişen hapis cezalarına çarptırmıştı.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesi ise Adnan Oktar organize suç örgütüne yönelik, aralarında Oktar ve örgüt yöneticilerinin de bulunduğu 84'ü tutuklu 215 sanık hakkında yerel mahkemece verilen hükmü usulden bozmuştu. İstinafın bozma kararıyla 68 sanığın, tutuklulukta geçirdikleri süre ve haklarındaki hükümlerle ilgili bozma nedenleri dikkate alınarak tahliyelerine karar verilmişti.
Alınan kararda, suç örgütü lideri Oktar, Alev Babuna, Aylin Atmaca, Ayşegül Hüma Babuna, Bora Yıldız, Hakan Kurtul, Halil Hilmi Müftüoğlu, İbrahim Tuncer, Mehmet Noyan Orcan, Mert Sucu, Merve Büyükbayrak, Oğuzhan Sevinç, Sinem Hacer Tezyapar, Tarkan Yavaş, Ulviye Didem Ürer ve Yeliz Aksoy'un ise tutukluluk hallerinin devamına hükmedilmişti.
Kararda, suç örgütü elebaşı Oktar, Alev Babuna, Aylin Atmaca, Ayşegül Hüma Babuna, Bora Yıldız, Hakan Kurtul, Halil Hilmi Müftüoğlu, İbrahim Tuncer, Mehmet Noyan Orcan, Mert Sucu, Merve Büyükbayrak, Oğuzhan Sevinç, Sinem Hacer Tezyapar, Tarkan Yavaş, Ulviye Didem Ürer ve Yeliz Aksoy'un ise tutukluluk halinin devamına hükmedilmişti.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet Başsavcılığı da tahliyelerin "usul ve yasaya aykırı" olduğunu belirterek, sanıklar hakkında tutuklamaya yönelik yakalama kararı çıkarılmasını istemişti. İtirazın reddedilmesinin ardından Başsavcılık, bir üst mahkeme olan 2. Ceza Dairesine yeniden itirazda bulunmuştu. Söz konusu itirazı değerlendiren İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesi, tahliye edilen 68 sanıktan 61'i hakkında "cinsel saldırı" suçundan tutuklamaya yönelik yakalama kararı çıkartılmasına hükmetmişti. Haklarında yakalama kararı çıkartılan 61 sanıktan 50'si gözaltına alınmalarının ardından tutuklanmış, dava dosyası ilk derece mahkemesine gönderilmişti.
DHA