Adnan Oktar'dan mahkemede dikkat çeken sözler! "Devletimin emrindeyim" dedi ve ekledi: Eğer mehdilik iddiam olursa...

'Adnan Oktar' suç örgütüne yönelik hükmün İstinaf Mahkemesi tarafından usulen bozulmasının ardından yeniden görülen davada, tutuklu sanık Adnan Oktar savunmasını yaptı. Oktar savunmasında, "Lise yıllarından beri devlet beni tanır. Ben de devletimi çok iyi tanırım. Halen de devletimin emrindeyim." ifadelerini kullandı.

Adnan Oktar silahlı suç örgütüne yönelik hükmün istinaf tarafından usulden bozulmasının ardından 72'si tutuklu 215 sanığın yeniden yargılandığı davada, tutuklu sanık Adnan Oktar savunma yaptı.

İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesince, Marmara Cezaevi karşısındaki salonda görülen davanın 26. duruşmasına, Oktar'ın da aralarında bulunduğu bazı tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile avukatları katıldı.

Duruşmada, tutuklu sanık Adnan Oktar, esas hakkındaki mütalaaya karşı son savunmasını yaptı.

Reklam
Reklam

"LİSE YILLARINDAN BERİ DEVLET BENİ TANIR"

Devlete son derece sadık olduğunu belirten Oktar, "Lise yıllarından beri devlet beni tanır. Ben de devletimi çok iyi tanırım. Halen de devletimin emrindeyim. Mahkemenin huzurunda yemin ediyorum, hiçbir şekilde hayatım boyunca mehdilik iddiam olmayacak vallahi, billahi ve tallahi. Eğer mehdilik iddiam olursa Allah'ın bütün meleklerinin laneti üzerimde olsun. Allah'ın mümin bir kuluyum, ben normal bir insanım, olağanüstü bir varlık değilim." dedi.

Oktar, "Sabır en az 5 yıl olur, hatta gerekirse 21 yıl olur. Bana Allah bir görev verdiyse bunu yaparım. Hiçbir şekilde durduramazlar. Yedi sülaleleri gelse de durduramazlar. Güya beni çocuk korkutur gibi korkutacaklar. 10 bin yıl, 30 bin yıl 100 bin yıl, istersen asmaya kalk şehit olurum umurumda bile değil." ifadelerini kullandı.

"TALİBAN VE EL-KAİDE İNGİLİZ DERİN DEVLETİNİN KURDUĞU BİR SİSTEMDİR"

Dünyaya devlet olmayı Türkiye'nin öğrettiğini belirten Oktar, savunmasında şunları söyledi:

"Gerçek devlet Türk devletidir. Gelenekçi, ahlaksız normları tabii ki reddediyoruz. Gerçek ahlakı savunuyoruz biz. Resim yasak, müzik yasak, eğlenemezsin, gülmek yasak, namaz kılmayan, oruç tutmayan öldürülür. Taliban, El-Kaide falan İngiliz derin devletinin kurduğu bir sistemdir. Türkiye'yi de bu sisteme dahil etmek istiyorlardı, başlarına bomba gibi indirdik. Kadınları döven, aşağılayan normları tabii ki reddediyoruz. Kadın nefretini, kadınları dövmeyi teşvik eden sistemi hiçe sayacağız."

Reklam
Reklam

Oktar'ın savunmasını tamamlanmasının ardından söz alan sanık avukatları, dosyanın kapsamlı olduğunu ve bu sürede savunmalarını hazırlayamadıklarını belirterek süre talebinde bulundu.

Mahkeme başkanı, savunma için verilen sürenin yeterli olduğunu kaydederek talebi reddetti ve hazır olan avukatların savunmalarının alınacağını söyledi.

Duruşmada savunma yapan bazı sanık avukatları, beraata ve tahliyeye ilişkin taleplerini dile getirdi.

Mahkeme, avukatların savunmasının alınmasına devam etmek üzere duruşmayı yarına erteledi.

MÜTALAADAN

Duruşma savcısı tarafından 19 Eylül'de hazırlanan 445 sayfalık mütalaada, FETÖ ile Adnan Oktar Silahlı Suç Örgütü'nün oldukça benzer saiklerle hareket ederek, insanların dini hassasiyetlerini manipüle ettikleri bilgisine yer verilerek, dönemin siyasi ve sosyal koşullarına göre söylem geliştirdikleri ve faaliyetlerini buna göre tanzim ettikleri vurgulanıyor.

Mütalaada, sanıkların, Akkuyu Nükleer Santral Projesi, Suriye politikaları ve Türkiye-Rusya'yı ilgilendiren istihbari konularda bilgi toplama, ayrılan örgüt üyelerinin zor durumda bırakılmaları için FETÖ'cü olduklarına ilişkin yabancı istihbarat birimlerine bilgi verilmesi şeklindeki eylemlerde bulundukları anlatılıyor.

Reklam
Reklam

Mütalaada, Oktar'ın sistematik şekilde örgüt mensuplarına cinsel istismarda bulunduğu, örgüt üyelerinin bir kısım bürokrat, siyasetçi, gazeteci, kamu görevlisi ve sivil vatandaşlara yönelik kişisel bilgileri kaydedip Oktar'a sundukları, bu verilerin arşivlenmiş şekilde muhafaza edildiği kaydediliyor.

Esas hakkındaki mütalaada, örgüt elebaşı Oktar'ın, "örgüt yöneticiliği", "FETÖ silahlı terör örgütüne yardım", "siyasal veya askeri casusluğa teşebbüs", "eziyet", "kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma", "birden fazla kişiyle birlikte birden fazla kez çocuğa karşı cinsel istismar", "cinsel saldırı", "cinsel saldırıya teşebbüs", "kişisel verilerin kaydedilmesi", "tehdide azmettirme" suçlarından 232 yıl 9 aydan 1198 yıla kadar hapsi isteniyor.

Örgüt yöneticisi konumundaki diğer sanıklar Tarkan Yavaş, Alev Babuna, Aylin Atmaca, Bora Yıldız, Halil Hilmi Müftüoğlu, İbrahim Tuncer, Mehmet Noyan Orcan, Merve Büyükbayrak, Sinem Hacer Tezyapar, Yeliz Sucu, Ayşegül Hüma Babuna ve Fatma Ceyda Ertüzün'ün de benzer suçlardan cezalandırılması istenen mütalaada, 71 tutuklu sanığın mevcut hallerinin devamı talep ediliyor.

Reklam
Reklam

DAVANIN GEÇMİŞİ

İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi, 11 Ocak 2021'de açıkladığı kararında, "örgüt yöneticisi olmak" suçundan yargılanan sanıklar Adnan Oktar, Tarkan Yavaş, Mehmet Noyan Orcan, Bora Yıldız, Halil Hilmi Müftüoğlu, İbrahim Tuncer, Ulviye Didem Ürer, Alev Babuna, Aylin Atmaca, Merve Büyükbayrak, Yeliz Sucu, Sinem Hacer Tezyapar, Fatma Ceyda Ertüzün, Ayşegül Hüma Babuna'ya ayrı ayrı 9 bin 803 yıl 6 ay hapis cezası verilmesine hükmetmişti.

Mahkeme, 107 sanığa "örgüt üyeliği" suçundan 4 yıl 6'şar ay, 20 sanığa da "örgüte üye olmak", "gerçeğe aykırı mal bildirme", "örgüte yardım etme", "suçluyu kayırma", "ruhsatsız silah taşıma" ve "tehdit" suçlarından 1 yıl 8 aydan 11 yıl 3 aya kadar değişen sürelerde hapis cezası vermişti.

Etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanan 12 sanığa "örgüte üye olmak" suçundan 11'er ay hapis cezası veren mahkeme, bu sanıklarla ilgili hükmün açıklanmasının geriye bırakılmasını karara bağlamıştı.

Sanık Mustafa Kuşçu, Ozan Süer ve Turgut Aksu'nun tahliyesine karar veren mahkeme, Bahadır Köseoğlu hakkında tutuklamaya yönelik yakalama kararı çıkarılmasını kararlaştırmıştı.

Reklam
Reklam

Sanıklardan 3'ünün tüm suçlardan beraatine hükmeden mahkeme, tutuksuz sanıklar Ahmet Bürke, Dolunay Tezin, Hüseyin Alpar Sayın, Sibel Yılmaztürk, Şecaaddin Çelikler, Eşref Nuri Yakışan, Mehmet Murat Atmaca ve Deniz Tanık'ın tutuklanmalarına karar vermişti.

Bir kısım sanıkların bazı suçlardan beraatini kararlaştıran heyet, 80 sanığı ise çeşitli suçlardan 3 yıl ile 36 yıl arasında değişen hapis cezalarına çarptırmıştı.

İSTİNAF MAHKEMESİ KARARI BOZMUŞTU

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesi ise Adnan Oktar organize suç örgütüne yönelik, aralarında Oktar ve örgüt yöneticilerinin de bulunduğu 84'ü tutuklu 215 sanık hakkında yerel mahkemece verilen hükmü usulden bozmuştu.

İstinafın bozma kararıyla 68 sanığın, tutuklulukta geçirdikleri süre ve haklarındaki hükümlerle ilgili bozma nedenleri dikkate alınıp tahliyelerine karar verilmişti.

Alınan kararda, suç örgütü lideri Oktar, Alev Babuna, Aylin Atmaca, Ayşegül Hüma Babuna, Bora Yıldız, Hakan Kurtul, Halil Hilmi Müftüoğlu, İbrahim Tuncer, Mehmet Noyan Orcan, Mert Sucu, Merve Büyükbayrak, Oğuzhan Sevinç, Sinem Hacer Tezyapar, Tarkan Yavaş, Ulviye Didem Ürer ve Yeliz Aksoy'un ise tutukluluk hallerinin devamına hükmedilmişti.

Reklam
Reklam

SAVCILIK TAHLİYE KARARINA İTİRAZ ETMİŞTİ

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet Başsavcılığı da tahliyelerin "usul ve yasaya aykırı" olduğunu belirterek, sanıklar hakkında tutuklamaya yönelik yakalama kararı çıkarılmasını istemişti.

İtirazın reddedilmesinin ardından Başsavcılık, bir üst mahkeme olan 2. Ceza Dairesine yeniden itirazda bulunmuştu.

İtirazı değerlendiren İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesi, tahliye edilen 68 sanıktan 61'i hakkında "cinsel saldırı" suçundan tutuklamaya yönelik yakalama kararı çıkarılmasına hükmetmişti.

Haklarında yakalama kararı çıkarılan 61 sanıktan 50'si tutuklanmış, dava dosyası ilk derece mahkemesine gönderilmişti. (AA)

Anahtar Kelimeler: