Adnan Oktar yapılanmasına yönelik operasyonda el konulan örgütle ilişkili 86 şirkete kayyum atandı. Yapılanmanın aylık kazancının 10 milyon dolar civarında olduğu ileri sürülüyor. Örgütün parayı hayali ihracat, usulsüz krediler ve el konulan gayrimenkullerden sağladığı iddialar arasında. İstanbul Emniyeti Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü’nce ‘Adnan Oktar Suç Örgütü’ne yönelik 30 ayrı suç isnadıyla düzenlenen operasyonda, haklarında yakalama kararı bulunan 106’sı kadın 235 şüpheliden 190’ı gözaltına alınırken, örgütün ekonomik yapılanmasına dair bilgilere de erişildi. Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK) raporu ile 2 yıl önce başlatılan soruşturmada örgütün 86 şirketi yönettiği tespit edildi. Bu şirketlerle örgüte ait olduğu öne sürülen Milli Değerleri Koruma Vakfı, Teknik Bilim ve Araştırma Vakfı ve bir derneğe kayyum atandı.
Milliyet gazetesinden Ferit Zengin'in haberine göre, örgüte bağlı şirketlerin uluslararası şirketlerle ticaret yaptığı ve önce düşük miktarda ürün alımları yaparak düzenli ödemeyle güven sağladığı, ardından yüklü miktarda ürün alımı yaptıktan sonra ödeme yapmadığı iddia edildi. Bir diğer iddia da şebekenin bankalardan şirketleri adına kredi çektiği, daha sonra da bu firmaların başka kişilere devredilerek ödeme yapılmadığı yönünde. Şebekenin ayrıca hayali ihracat yaptığı da öne sürülüyor. Soruşturmadan yansıyan diğer iddialar ise örgüt mensuplarının gayrimenkullerine bir süre sonra el konulduğu, örgüt üyelerine şantajla miras devir belgeleri imzalatıldığı. Polisin edindiği bilgilere ve yapılan ilk tespitlere göre, örgütün aylık kazancı yaklaşık 10 milyon dolar.
Tüm mal varlıklarına el konulan yapının milyonlarca dolarlık taşınmaza ve değerli eşyaya da sahip olduğu ortaya çıkarıldı. Operasyon kapsamında basılan yapıya ait depolardan çıkan 4 kamyon dolusu tablo, vazo, el yazması eserler ve altın varaklı el oyması eşyaların tarihi eser olup olmadığının incelendiği öğrenildi. Ayrıca baskınlarda 77 tabanca, 23 uzun namlulu silah
ve 17 bin 596 mermi ele geçirildi.
Dosyadaki beyanlarda yapının FETÖ için çalıştığı iddiası da var. Müşteki Ö.M., Adnan Oktar’ın 2010 yılından önce Fetullah Gülen hakkında olumsuz konuştuğunu, akabinde bir savcının Oktar hakkında tarihi eser kaçakçılığı soruşturması başlattığını, Oktar’ın bu soruşturma üzerinden tehdit edilerek Gülen’i öven yayınlar yapmasının sağlandığını anlattı. Buna ilişkin görüntüleri dosyaya sunacağını belirten M., bu olaydan sonra Oktar’ın FETÖ güdümüne girdiğini ileri sürdü.