Son zamanlarda Türkiye ile İsrail arasında, İsrail'in Kudüs'ü başkent ilan etmesiyle yaşanan büyük gerginlik tırmanıyor. Odatv yazarı Rafael Sadi İsrailli milletvekili Yehuda Glick'in Erdoğan açıklamasını köşesine taşıdı.
Sadi'nin 'Adnan Oktar'ın "dostu" milletvekili İsrail Parlamentosu'nda Erdoğan için ne söyledi?' başlıklı yazısı şöyle;
Basında çıkan haberlere göre, İsrail'in renkli Milletvekili Yehuda Glick, sözümona Türkiye Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın cezalandırılmasını talep eden bir meclis konuşması yapmış.
Bu türden bir konuşma, gerek İsrail basınında gerekse sosyal medyada dikkatimi çekmedi. Ancak Odatv haberinde Sayın Yehuda Glick'in Adnan Oktar'ın dostu olduğu haberi dikkatimi çekti ve Yehuda Glick'i arayarak doğruluğunu sordum.
Glick, “Kesinlikle böyle şeyler demedim. İsrail yasaları çerçevesinde deme hakkım da vardır, ama demedim. Bu yalanları Milletvekili Sayın Ahmet Tibi uydurdu ve karalamak için Türk Basınına iletti. Size Meclis'teki konuşmamın videosunu iletiyorum ne dediklerim ortadadır.” dedi.
Video'yu izledim ve kelimesi kelimesine tercüme ettim.
İşte Glick'in o konuşması ve Türkçe tercümesi:
“Ortadoğu'da demir gibi kesin bir kural vardır.
Şayet zafiyet gösteriyorsan ve sen buna iyi niyet diyorsan karşı taraf buna zafiyet demektedir.
Son yıllarda İsrail Devleti, Türklerin bize karşı Mavi Marmara ile yapmış olduğu cürümler için özür diledi. İsrail Devleti, Büyükelçiyi hata yaparak alçak bir iskemleye oturttular diye özür diledi. İsrail Devleti, Ermeni halkının uğradığı soykırımı tanımayı reddetmektedir.
Ve bütün bunlar dostumuz olan demokratik ve sosyal devlet olan Türkiye'ye zarar vermemek içindir. Ve karşılığında biz neler alıyoruz?
Günümüzde ufukta herhangi bir yağmur görünmemesine rağmen ve birazdan bu konuya da değineceğim. (Yağmur konusunda meclisten olumlu sataşmalar geliyor) Evet yağmur yok, ama yüzümüze tükürüyorlar ve biz yağmur yağdığını sanıyoruz.
Baylar biz saygın bir devletiz. Ve düşündüklerini söylemek zorunda olmalıyız. Ve Sayın Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Bay Erdoğan, şayet olmayan bir devletin olmayan başşehrini ilan etmek istiyorsa etsin ve bunu bizim başkentimizin içinde yapmak istiyorsa, bizim susmamız yasaktır. Saygıdeğer Milletvekili arkadaşlarım İsrail Devleti’nin kendi menfaatleri mevcuttur. Ve devletin kendi menfaatlerinin arkasında durması gerekmektedir.
Olamaz ki Sayın Erdoğan'ın bütün Emperyalist beklentileri ile bütün Ortadoğu'ya hükmetmesi ve Arap Dünyası’nın bütün bölgenin lideri olma amacının karşısında bizim eğilmemiz ve tapınmamız mı gerekiyor?
Kendisine açık ve seçik olarak söylememiz lazım. Bizim dostumuz mu olmak istiyorsun ve bizimle ticaret mi yapmak istiyorsun ve bölgemizde söylediğimiz gibi Ahlan ve Sahlan (Espri ile nasıl benim Yidiş'im). Ama şayet yaptığın gibi, her daim sırtımıza hançer saplamak istiyorsan, bizim başkentimizde kendi kafana göre bir başka tekel şehri kurmak istiyorsan veya ne bileyim mevcut olmayan bir ülke kurmak istiyorsan, tıpkı asla mevcut olmayan bir Filistin gibi… Hem de bizim başkentimizin içinde…
Bizim kendisine açıkça söylememiz lazım. Sayın Erdoğan sen dost değil düşmansın. Öyle isen biz de sana düşman gibi davranalım.
Sürekli suratımıza tükürmesine karşın, demokratik İsrail devleti susacaktır.
İki saniyem daha var ve her şeye rağmen memleketin önemli sorunlarından biri olan kuraklığa değinmek istiyorum. Ve o denli üzgünüm ki, Aralık ayında olup da kalktığımızda sıcak günleri ve yağmursuz geçen bu mevsimi dikkate alarak teklif etmek isterim ki, çiftçiler ile birlikte Yahudiler, Araplar, Hristyanlar hep birlikte bir dua organize edip yağdığında hepimize eşit miktarda yağacak olan yağmur bizler arasında ayrılık gözetmeyecektir. Bizim de bu kuraklıkta birlik olmamız gerekiyor. Ve sizleri ayırım gözetmeksizin bir arada dua etmeye davet ediyorum. Tabii bu vesile ile sona ermekte olan Hanuka bayramınızı da tebrik ederim.”