Araba yarışları, yediden yetmişe pek çok kişinin akıl almaz tutkusu haline geldi. Şu sıralar sokağa çıkıp sorsanız, hemen hemen herkes size en az bir araba yarışı filminin adını söyleyebilecek durumda. Niye mi? Çünkü araba yarışı filmlerinin popülerliği gittikçe artış gösteriyor. Elbette bunun da bir nedeni yok değil. Peki bu neden ne? Aslında bu sorunun cevabı çok basit. Araba yarışı filmleri, izleyen her kim olursa olsun, bir adrenalin artışı göstermesine sebep oluyor. Eğer siz de araba yarışlarına doyamayanlardansanız birazdan listeleyeceğimiz sinema filmleri tam size göre!
Üç defa araba yarışlarında dünya şampiyonluğu kazanmış olan Ayrton Senna'nın yaşamını konu alan bu belgesel, ilk kart yarışlarından tutun da en büyük kapışmaları ve ölümüne sebep olan kazası dahil her şeyi konu alıyor. Filmin yönetmenlik koltuğunda ise, Asif Kapadia oturuyor.
Ron Howard'ın yönettiği ve Chris Hemsworth'ün baş rolünde yer aldığı Rush, araba yarışı tarihinin en azılı çekişmesini konu alıyor. Yani James Hunt ve Niki Lauda arasındaki çekişmeyi. Hunt, kötü alışkanlıklarına yenik düşerken, Lauda'nın birincilik hırsının hayatını soktuğu şekil, bu filmi oldukça can alıcı kılıyor.
Adam McKay tarafından yönetilen bu film, Bobby Ricky adında bir Nascar yarışçısının pistlerdeki hayatını konu alıyor. Bu dram filmi, yarışçının hayatındaki bütün zorlukları beyaz perdeye taşıyor.
Gerçek bir hikaye olmasa da 90'lı yıllara damga vuran bu film, Cole Trickle adında bir araba yarışçısının yarış dünyasında karşılaştıklarını konu alıyor. Filmin yönetmeni ise Tony Scott
1960 yılının Formula 1 yarışlarından esinlenilen bu film, dört kurgu ürünü yarışçının 1966 Grand Prix sezonunda karşılaştığı güçlükleri ve yaşadıkları maceraları konu alıyor. James Garner ve Bruce McLaren gibi pek çok ünlü ismin yer aldığı bu film, yarış filmlerinin vazgeçilmezlerinden biri.
Paul Walker'ın unutulmaz çalışması olan Hızlı ve Öfkeli serisini bilmeyeniniz yoktur. Kısa bir süre içinde yarış filmlerinin demirbaşı olan bu seriyi izlemeden geçmeyin.