Adrenalinde sınır yok

Yaş ortalamaları 40 ile 45 olan sekiz kişilik Türk ekibi, bir Afrika ülkesi olan Mozambik'ten onlarca fotoğraf ve video görüntüleriyle döndü. Birlikte oldukları 12 yıl boyunca turistlerin gitmeye cesaret edemedikleri dünyanın en bakir ülke ve bölgelerinde doğal hayatı görüntüleyen ekip, 2007 yılında Antartika'ya dalış için giden ilk Türk ekibi olarak biliniyor. Aralarında Antalyalı avukat ve rehber balık adam, eğitmen, sualtı fotoğrafçısı İlhan Nuri Ertaş'ın da bulunduğu ekip,
Mozambik'te dünyanın en büyük balığı olarak bilinen ama saldırgan olmayan balina köpek balıklarını görüntüledi.

Reklam
Reklam

13 METRE BOYUNDA 20 TON AĞIRLIĞINDA BİR DENİZ CANLISI Avukat Ertaş, yaklaşık 20 saatlik uçak yolculuğu sonunda ulaşabildikleri Mozambik Inbahane kıyılarında dalış yaptıklarını belirterek, "Tüm dünyada sayıları sınırlı olan ve sürekli hareket halinde oldukları için görüntülenmesi zor olan balina köpek balıklarını üç günlük dalış sonunda görüntüleyebildik" dedi. Boyları 18 metre, ağırlıkları ise 20 tona kadar ulaşan dünyanın en büyük ama saldırgan olmayan balina köpek balıklarıyla ilk karşılaştıklarında adrenalinin tavan yaptığını anlatan Ertaş, şunları
söyledi:

"Saldırgan olmadığını bildiğimiz halde karşımızda 12-13 metrelik, 18 tonluk bir köpek balığını görünce ilk önce kısa süreli bir heyecan, panik, korku duygusu yaşanıyor ancak bir süre sonunda bu duygular yerini büyük bir keyife bırakıyor. Deniz altında iki saat boyunca bu özel köpek balığıyla adeta eğlence yaşadık. Bol bol görüntülerini çektik."

Dünyanın bilinen en büyük balığı olarak tanımlanan balinanın koca cüsselerine karşın sadece planktonla beslendiğine dikkat çeken Ertaş, et obur olmayan bu türün koruma altına alınan bir köpek balığı türü olduğunu belirtti. Suda bulunan, hareket yeteneği akıntıya bağımlı olan ve genellikle mikroskobik boyutta ve tek hücreli olan canlılarla beslenen balina köpek balıklarının en zararsız deniz canlılarından biri olduğunu ifade eden Ertaş, "O kocaman balığın zararsız olması insanı çok şaşırtıyor" dedi.

Reklam
Reklam

HER TÜRLÜ ZORLUĞA DEĞİYOR
Balina köpek balıklarını görüntülemek için uzun ve zorlu bir yolculuk yaptıklarını anlatan İlhan Nuri Ertaş, Mozambik'in dünyanın en yoksul ülkelerinden biri olduğuna dikkat çekerek şöyle konuştu: "Yolculuk öncesi gerekli Hepatit B, C, sıtma aşılarını yaptırdık ve yanımıza pek çok ilaç aldık."
Mozambik Inbahane'ye ulaşmak için önce Güney Afrika- Johannesburg'a, oradan 20 kişilik pırpır uçakla Mozambik'e uçtuklarını belirten Ertaş, sözlerine şöyle devam etti: "Sıkıntılı bir yolculuktan sonra ulaştığımız Mozambik'te, çekim yapacağımız Inbahane'ye gitmek için araçlarla adeta bir safari yapmak zorunda kaldık."

Kasabada küçük bungalovlarda kaldıklarını, sadece meyve ve yoğurt yiyerek günü geçirdiklerini anlatan Avukat İlhan Nuri Ertaş, sözlerini şöyle sürdürdü: "Sualtı Dünyası dergisinin editörü ve sualtı fotoğrafçısı Ateş Evirgen'in rehberliğindeki ekibimiz, Mozambik'te balina köpek balıklarını görüntülemek için sabah erken saatlerde zodyak botla denize 20 kilometre açılmak durumundaydı. Üçüncü günün sonunda ise görmek için zorlu bir yolculuk yaptığımız balina köpek balıklarına ulaştık."
Mozambik'e dalış için çok fazla turist gelmediğini belirten Ertaş, bölgeye sadece İngiltere ve Güney Afrikalı sualtı tutkunlarının geldiğini söyledi. Yılda en fazla 500 doğa tutkununun buraya geldiğini belirten Ertaş, her türlü zorluğa karşın yolculuğun keyifli geçtiğini bildirdi.

Reklam
Reklam

ANTARTİKA'YA DALIŞ İÇİN GİDEN İLK TÜRK EKİBİ
Avukat İlhan Nuri Ertaş, sekiz kişilik ekibin dalış için Antartika'ya giden ilk Türk grubu olduğunu belirterek şunları söyledi: "2007 yılında Antartika'da Rus buzkıran gemileri eşliğinde gerçekleştirdiğimiz dalışta sadece burada yaşayan ve son derece tehlikeli olan Leopar köpekbalıklarını görüntüledik." 400 kiloluk saldırgan Leopar köpekbalıklarını görüntüleyen ilk Türk ekibi olmanın da çok keyifli olduğunu anlatan Ertaş, sözlerini şöyle tamamladı: "Dalış yapabilmek için Rus buzkıran gemileri eşlik etti bize. Onlar denizdeki buzu kırdıktan sonra biz dalış yaptık. Deniz suyu -1 derecedeydi. Özel donanımlı giysiler olmasına rağmen, ekipteki birkaç arkadaş donma tehlikesi geçirdi. Zaten dalış yapmadan önce yetkililer, her türlü tehlikeyi kabul ettiğimize dair imza alıyor. Yani dalışta neler olabileceğinin garantisi yok. Ama her şeye rağmen adrenalin tutkusu ve dünyanın en tehlikeli deniz canlısını görüntüleme fırsatı çok güzel."