Arnavutluk açıklarında Ankara feribotuyla çarpışarak sulara gömülen ‘Reina 1’ adlı gemideki 6 denizcinin cenazelerine kazanın ardından 388 gün geçmesine rağmen hâlâ ulaşılamadı. Suriye’nin düşürdüğü F-4 savaş uçağı pilotlarının cenazelerinin 1300 metre derinlikten çıkarılmasına dikkat çeken denizcilerin aileleri, “Bizimkiler 93 metre derinde ama kimse girip onları aramadı. Sahipsiz bırakıldık. Dua edecek bir mezarımız dahi yok” diyor.
Arnavutluk’tan Bari’ye doğru yola çıkan ‘Ankara’ feribotu, 19 Ekim gecesi ‘Reina 1’ isimli kuru yük gemisiyle Durres (Arnavutluk) limanı açıklarında çarpışmıştı. Çarpmanın etkisiyle yük gemisi kısa sürede sulara gömülmüş, gemide bulunan 10 denizciden sadece 2’si kurtarılabilmişti. Kayıp 8 denizciyi arama çalışmalarından ise hava koşulları ve sert akıntı nedeniyle sonuç alınamadı.
Günlerce yakınlarından gelecek iyi haberi bekleyen kayıp denizcilerin aileleri, aradan geçen günlerin ardından umutlarını yitirdi. Geriye sadece bir mezar yerlerinin olması için cenazelerine ulaşılması umudu kaldı. Ancak, o da aradan geçen 1 yılı aşkın süreye rağmen mümkün olmadı.
Bir yıllık süreçte aileleri heyecanlandıran ilk gelişme Sırbistan ve Hırvatistan kıyılarına vuran 8 kimliği belirsiz ceset oldu. Bu cesetlerin kayıp denizcilere ait olup olmadığının tespiti için ailelerden DNA örnekleri alındı. Yapılan inceleme sonucu cesetlerden 2’sinin kazada yaşamını yitiren Recep Bulut ve Tahir Bütün’e ait olduğu anlaşıldı. Ailelerine teslim edilen cenazeler memleketlerinde toprağa verilirken 6 ailenin ise gözü kulağı hâlâ denizde.
Cumhurbaşkanlığı’ndan, Başbakanlık’a, Ulaştırma Bakanlığı’ndan, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’na kadar çalmadık kapı bırakmayan ailer sahipsiz bırakıldıkları düşüncesinde. Suriye’nin düşürdüğü F-4 pilotlarının kısa bir sürede 1300 metre derinlikten çıkarılmasını örnek gösteren aileler, “Bizim yakınlarımız herhalde Türk değil” diyor.
**‘Kimse bizle ilgilenmedi’**
Yük gemisinde çarkçı başı olarak görev yapan Ahmet Güneş’in kardeşi Faruk Güneş, ne devletin ne de şirketin cenazelerin çıkarılması için hiçbir şey yapmadığını belirterek, şunları söyledi:
“Kimse 93 metreye inip de cesetlerimizi aramadı. Kimse bizi bilgilendirmedi. Sahipsiz bırakıldık. Gittiğimiz her kurumdan ‘İlgileneceğiz, bakacağız’ yanıtıyla döndük. Pilotlarımız çıkarılınca bir umut Nautilus Araştırma Gemisi’ne mail attık. ‘Yerini biliyoruz, gösterelim’ dedik. Dönüş olmadı. Elimiz kolumuz fazla uzanamadı. Her yerde kitlendik kaldık. Oysa denizde sadece 6 kişi değil aileleriyle birlikte 50 yakın insan var.”
**‘Mezarımız bile yok’**
Kayıp denizcilerden İlyas Terzi’nin kardeşi Yaşar Terzi de, “Avrupa’da insana değer veriliyor. Uçak kazasında ölen sanatçının cenazesini 2,5 yıl sonra okyanustan çıkarıp ailesine teslim ettiler. Annem perişan, kalp krizi geçirdi. Hanımı her gün ölüp ölüp diriliyor. Kaç bayram geçti, bayramı anlamadık. Dua edecek bir mezardan başka istediğimiz yok. Bizim insanlarımız Türk değildi sanırım yoksa çoktan çıkarırlardı” diye konuştu.
Kaza anında gemiyi idare ettiği belirtilen 21 yaşındaki 3. kaptan İlyas Güney’in babası Nevzat Güney ise, “Her gün ölüp ölüp diriliyoruz. Oğlumun mevlidini yaptırıyoruz ama mezarımız bile yok. Sahipsiz kaldık. Arayıp soran da yok” diyor.