Devlet Bakanı Ali Babacan, artık devlete olan borçların ciddiyetinin herkes tarafından kavranması gerektiğine işaret ederek, "Devlete olan borç, ciddi bir borçtur. Artık bu konularda müsamaha yok, af yok, ödeme kolaylığı yok" dedi.
Babacan, Uluslararası Para Fonu (IMF) ile sosyal güvenlik kuruluşlarına olan prim borçlarının yeniden yapılandırılması konusunda bireysel çözümde mutabakat sağladıklarını belirtti. IMF ile yürütülen stand-by düzenlemesinin birinci gözden geçirme çalışmalarının tamamlanması dolayısıyla Devlet Bakanı Ali Babacan ve IMF Türkiye Masası Şefi Lorenzo Giorgianni bir basın toplantısı düzenledi.
Hazine Müsteşarlığı'ndaki basın toplantısına Hazine Müsteşarı İbrahim Çanakçı, Merkez Bankası Başkanı Süreyya Serdengeçti ve IMF Türkiye Temsilcisi Hugh Bredenkamp da katıldı. Devlet Bakanı Babacan, yeni stand-by düzenlemesi kapsamında geçen hafta başlanan birinci gözden geçirme çalışmalarının dün akşam itibariyle tamamlandığı, görüşmeler sonucunda niyet mektubunun taslağı üzerinde genel hatlarıyla mutabakat sağlandığını bildirdi.
Gözden geçirme çalışmaları kapsamında son ekonomik gelişmeler ve yapısal reformlarda kaydedilen ilerlemelerin ele alındığını anlatan Babacan, bu bağlamda makro ekonomik çerçeve, kamu maliyesi ve para politikası uygulamalarının değerlendirilerek 2005 yılı hedefleri doğrultusunda mevcut performansın gözden geçirildiğini dile getirdi.
Babacan, yapısal reform programı kapsamında ise, yeni Bankacılık Kanunu Tasarısı, kamu bankaları stratejisi ve sosyal güvenlik reformu kapsamındaki gelişmelerin ele alındığını söyledi. Üretim, ihracat ve enflasyon verilerinin, Türk ekonomisinin 2004 yılındaki güçlü performansının 2005 yılında da devam ettiğini gösterdiğini kaydeden Babacan, büyüme, enflasyon ve faiz dışı fazla hedeflerine kolaylıkla ulaşılacağının görüldüğünü belirtti. Bakan Babacan, artık Türk ekonomisinin büyüme kaynağının kamu harcamaları, parasal genişleme olmadığını, Türk ekonomisinin büyüme kaynağında artık verimlilik ve özel sektör yatırımlarının bulunduğunu vurguladı.
Babacan, "Bütçede kaynağı olmayan harcamaların yapılmasına izin verilmeyecek ve tüm harcama programları bütçe çerçevesinde gerçekleştirilecek" şeklinde konuştu.
Önümüzdeki dönemde ekonomik programın temel önceliğinin yapısal reformların öngörülen plan çerçevesinde yerine getirilmesi olacağını kaydeden Babacan, bu kapsamda kamu maliyesine yönelik yapısal reformlar ve finansal sektöre ilişkin yapısal düzenlemelerin programın başlıca unsurları arasında yer alacağını bildirdi. Kamu maliyesine ilişkin yapısal reformların vergi ve vergi idaresiyle sosyal güvenlik konularında yoğunlaşacağını anlatan Babacan, yeni Gelir İdaresi'nin kurulmasının da bu alandaki önemli adımlardan biri olduğunu belirtti.
Vergi idaresi reformunun, vergi politikası alanında basit, şeffaf ve istikrarlı bir sistem oluşturmayı temel alan reform çalışmalarıyla desteklendiğini dile getiren Babacan, bu çalışmalarla gelir ve kurumlar vergisini basitleştirmeyi, tabana yaymayı ve AB uygulamalarıyla uyumlu hale getirmeyi hedeflediklerini anlattı.
Babacan, bu çalışmaların da Eylül ayı sonunda kadar tamamlanarak Meclis'e sunulacağını açıkladı. Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanun Tasarısı'nın Haziran ayı sonuna kadar TBMM'de kabul edilmesini beklediklerini söyleyen Babacan, tasarının kabul edilmesinin ardından sosyal güvenlik kurumlarını bir çatı altında toplayan idari reform yasanının da önümüzdeki aylarda TBMM'ye sunulacağını açıkladı.
"İMAR BANKASI'NIN HAZİNEYE GECEDE YÜKLEDİĞİ BORÇ, 6.5 MİLYAR DOLAR" Sosyal güvenlik kuruluşlarına olan prim borçlarına adil ve kalıcı çözüm getirmeye ve bu kuruluşların takip ve tahsilat kapasitelerini güçlendirmeye yönelik çalışmaların önümüzdeki aylarda yoğunlaşacağını kaydeden Babacan, bu konuyu çözüme kavuşturacak yasal çerçevenin yeni yasama yılında Meclis'e sunulacağını ve gerekli idari düzenlemelerin süratle hayata geçirileceğini bildirdi. IMF ile sosyal güvenlik kuruluşlarına olan prim borçları konusunda bireysel çözümde mutabakat sağlandığını ifade den Babacan, SSK ve Bağ-Kur'a prim ödemekle yükümlü kişi ve kuruluşlara da uyarıda bulundu. Babacan, 31 Mart 2005 tarihinden sonra tahakkuk edecek prim ödemeleriyle ilgili hiçbir müsamaha olmayacağını vurgulayarak, primlerin mutlaka gününde yatırılması gerektiğini söyledi. Bu düzenlemenin eski borçların son defa halledilmesiyle ilgili olduğunu dile getiren Babacan, herkesin ödeme gücüyle bağlantılı düzenleme yapılacağını kaydetti. Babacan, "Artık devlete olan borçların ciddiyetini hepimizin kavraması gerekir. Devlete olan borç ciddi bir borçtur. Artık bu konularda müsamaha yok, af yok, ödeme kolaylığı yok. Bu olayı ciddi bir şekilde oturtmamız lazım" şeklinde konuştu.
Finansal sektörün sağlıklı bir yapıya kavuşturulması yolundaki çalışmaların da hız kazandığına işaret eden Babacan, bankacılık sektörünün denetim ve gözetim çerçevesini AB standartlarına çıkartacak yeni Bankalar Kanunu Tasarısı'nın Meclis'te görüşüldüğünü hatırlattı. Babacan, bu tasarının da Haziran ayı sonuna kadar kanunlaşmasını beklediklerini bildirdi. Yeni kanunun uygulamaya konmasıyla birlikte finansal sektörün gözetim ve denetiminin kalitesinin daha da artırılacağını ve sektörün sağlıklı işleyişine katkıda bulunulacağını kaydeden Babacan, bankacılık sektörünün Türk ekonomisine yıllarca büyük yükler getirdiğine dikkat çekti. Şu andaki iç ve dış borçların içinde yüksek bir miktarın, bankacılık sektöründeki olumsuzluklar nedeniyle üstlenilen borçlardan oluştuğunu vurgulayan Babacan, İmar Bankası'nın Hazine'ye bir gecede yüklediği borcun 6.5 milyar dolar olduğunu hatırlattı. İmar bankası örneğinden de ders alarak bunların tekrarlanmaması için her türlü tedbiri gözlerini kırpmadan alacaklarını ifade eden Babacan, şu anda kamu bankalarının mali bünyesinin çok güçlü olduğuna da değindi. Babacan, Ziraat Bankası ve Halk Bankası'nın çok yüksek kar ettiğini ve iki bankanın geçen yılki karlarından Hazine'ye 1 milyar 400 milyon YTL temettü dağıttığını anlattı. Babacan, Ziraat ve Halkbanması'na yönelik stratejik planların birkaç hafta içinde açıklanacağını dile getirdi.
Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) tarafından devralınan varlıkların çözüme kavuşturulması konusunda hızla ilerleme kaydedildiğini belirten Babacan, TMSF'nin ilk defa düzenli olarak Hazine'ye kaynak aktarır duruma geldiğini bildirdi. Babacan, IMF İcra Direktörleri Kurulu'nun Temmuz ayı içinde toplanarak birinci gözden geçirmeyi tamamlamasını ve yaklaşık 812 milyon dolarlık kaynağı serbest bırakmasını beklediklerini ifade etti. Birinci gözden geçirmenin son 2.5 yıl içinde en hızlı yürüyen gözden geçirme çalışması olduğuna ve 11 günde tamamlandığına işaret eden Babacan, üzerine mutabakat sağlanan taslağın altı sayfadan oluştuğunu kaydetti.
"HÜKÜMETİN UYGULADIĞI PROGRAM BAŞARI GETİRDİ" Son 2.5 yıldır Türkiye'de oluşan güven ortamı sayesinde toplumun tüm kesimlerinin, tüm kurumlarının, tüm sivil toplum örgütlerinin tam bir uyum ve koordinasyon içinde hareket ettiğine dikkat çeken Babacan, bu uyumu, bu koordinasyonu ve bu moral havasını gölgeleyecek her türlü girişimden sabırla ve hassasiyetle uzak durduklarını ve uzak durmaya devam edeceklerini belirtti. Babacan şunları söyledi:
"Ekonomisi atılıma geçmiş, tüm göstergelerde tarihi başarılar elde etmiş, demokrasi ve insan hakları konusunda çok önemli mesafeler almış, AB'ye tam üyelik konusunda yeni bir sürece girmiş Türkiye'yi bu rotasından çıkarmaya çalışanlara asla prim vermeyeceğiz. Asla gerginlik çıkaran taraf olmadık ve olmayacağız. Çünkü her türlü gerginlik, Türkiye ekonomisine, Türkiye'nin güçlü bir ülke, bir AB ülkesi olma sürecine zarar verecektir. Toplumun tüm kesimleri bu hassasiyet içindedir. Aynı hassasiyeti, sorumluluk sahibi herkesten bekliyoruz ve yeni sürece uyum sağlamalarını, anlayış biçimlerini, vizyonlarını, bakış açılarını, bu günün zamanına uyarlamalarını istiyoruz. Türkiye'nin hem ekonomide, hem de AB'ye üyelik yönünde yakaladığı fırsatı heba etmeye, baltalamaya ve toplumu oyalamaya hiç kimsenin hakkı yoktur."
Babacan'ın ardından IMF Türkiye Masası Şefi Giorgianni de bir açıklama yaptı. Birinci gözden geçirmenin tamamlanması için gerekli politik adımlar konusunda mutabakata varıldığını anlatan Giorgianni, bunun 2 ayağının Sosyal Güvenlik Reformu ve Bankacılık Kanunu Tasarıları'nın bu ay sonuna kadar Meclis'ten çıkarılması olduğunu bildirdi. Giorgianni, bu adımların atılmasının ardından IMF yönetimine, IFM İcra Diretörleri Kurulu'nun birinci gözden geçirmeyi tamamlaması yönünde tavsiyede bulunabileceğini söyledi. Görüşmelerin odak noktasının hükümetin ekonomik hedeflerinde ne derece ilerleme sağlandığı ve bu hedeflerin geleceğe taşınması için gerekli politikaların olduğunu anlatan Giorgianni, şu ana kadar alınan sonuçların oldukça göz doldurucu olduğunu vurguladı. Hükümetin, sosyal güvenlik kuruluşlarının prim alacaklarının tahsili için bir takım tedbirler almayı planladığına işaret eden Giorgianni, genel hatlarıyla bir yeniden yapılandırma ya da bir af düşünülmemesinin kendileri için ümit verici olduğunu kaydetti. Giorgianni, bu düzenlemenin, mükellefin ödeme kabiliyeti dikkate alınarak hayata geçirileceğini dile getirerek bu sürecin adil ve şeffaf bir şekilde tamamlanmasını ve bundan sonra prim borçlarının ödenmesi konusunda gerekli yaptırımların uygulanmasını beklediklerini söyledi. Önümüzdeki dönemde Halkbank'ın ve Ziraat Bankası'nın özelleştirilmesi konusunda da somut adımlar beklediklerini anlatan Giorgianni, genel duruma baktıklarında Türk ekonomisinin geleceği açısından kaydedilen gelişmeleri oldukça tatminkar bulduklarını belirtti. Giorgianni, hükümetin uyguladığı programın, bir nesildir alınan en büyük başarıyı getirdiğini kaydetti.
"HÜKÜMET'E GÜVENİMİZ TAM" Babacan ve Giorgianni daha sonra gazetecilerin sorularını cevapladı. "SSK ve Bağ-Kur primlerinin yeniden yapılandırılmasıyla ilgili düzenleme sizde bir güven sarsıntısına neden oldu mu?" sorusu üzerine Giorgianni, hükümetin sosyal güvenlik alanındaki borçlara ilişkin politikasına yönelik güvenlerini koruduklarını söyledi. Bu çalışmalar sonunda birikmiş prim borçlarının tahsil edileceğini belirten Giorgianni, bundan sonra prim ödemelerinde uyum sağlanması konusunda detaylı çalışmalar yapılacağı konusunda da hükümete güvendiklerini bildirdi. Giorgianni, "Rıza Moghadam'ın size bıraktığı tablo sizi korkutuyor mu?" sorusu üzerine, bu dönemde Türkiye'de olmaktan çok mutlu olduğunu, Türkiye'nin büyük bir dönüşüm süreci içinde bulunduğunu ifade etti.
Giorgianni, Türkiye'de 40 milyar dolara yakın sıcak paranın dolaştığı yönündeki iddiaların hatırlatılması üzerine, sermaye akımlarının her zaman için memnuniyet verici olduğunu vurguladı. Özellikle yatırım ve büyümenin lokomotifi olması açısından bunun önem taşıdığını ifade eden Giorgianni, "Önemli olan makro ekonomik politikaların bu akımları etkin bir şekilde yönlendirmesidir. Sermaye şeklinde gelen akımlar önemlidir" dedi. 'Bankacılık Kanunu Tasarısı ve Sosyal Güvenlik Reformu Haziran ayı sonuna kadar yetişememesi halinde bir B planınız var mı?' sorusu üzerine Babacan, tasarının şu anda komisyonda olduğunu belirterek milletvekillerinin büyük özveriye çalıştıklarını anlattı. İki tasarının 200'er maddeden oluşan temel yasalar olduğuna işaret eden Babacan, "Bunlar vakit alıyor. Beklentimiz Meclis tatile girmeden yasalaşması yönünde" diye konuştu. Babacan, gazetecilerin eğitim hizmetlerinde KDV indirimi ile ilgili haberleri hatırlatması üzerine, eğitimde KDV'nin daha önce yüzde 18 'den yüzde 8'e indirildiğine işaret ederek, yeni bir KDV indirimi konusunun hükümet içinde şu ana kadar görüşülmediğini ve tartışılmadığını belirtti. Babacan, "Bizim genel eğilimimiz vergi oranlarının zamanla düşürülmesi yönündedir" şeklinde konuştu.
Babacan, "Bütçede kaynağı olmayan harcama yapılmayacak dediniz, hububat primi, mazot desteği ve gübre desteğinin de kaynağı yok, bunlar nasıl karşılanacak" sorusuna Babacan şu karşılığı verdi:
"Kaynağı olmayan hiçbir harcama yapılmayacaktır. Bunların hepsinin kaynağı vardır. Kaynağı bütçenin içindedir. Bütçeler tahmini olarak yapılır. Bütçeye ödenek konduğu halde harcama yapılmayacak birçok kalem var. Diğer kalemlerdeki düşüşler bunları zaten telafi ediyor. Bütçenin toplamında öngörülen harcamaları aşacak bir harcama yapılmayacaktır. Bunların bütçeye getirdiği küçük artı, diğer harcama kalemlerindeki düşüşle dengelenecektir."
Babacan, IMF ile ilişkilerin geleceği konusundaki bir soru üzerine, IMF ile yapılan çalışmalarda yapısal ayağın tamamen bittiğini söylemediklerini ifade ederek, şimdiye kadar yapılan yapısal düzenlemelerle bundan sonra planlanan yapısal düzenlemelerin karşılaştırılmasını istedi. Vergi ve sosyal güvenlikle ilgili yapısal düzenlemelerden bundan önce de hep bahsedildiğini anlatan Babacan, 2005 yılından sonra yapısal reformların IMF ekseninde değil ağırlıklı olarak AB ile müzakereler ekseninde devam edeceğini duyurdu. Babacan, bir sonraki gözden geçirmenin Eylül ayında başlamasını beklediklerini söyleyerek, her defasında bu gözden geçirmeler öncesinde stres yapmaya gerek olmadığını vurguladı.