AFAD Başkanı Yunus Sezer, AFAD Acil Durum Yönetim Merkezi'nde basın toplantısı düzenledi.
Depremin ardından AFAD merkezli çalışmaların bütün bakanlıkların temsilcileriyle yoğun şekilde sürdüğünü kaydeden Sezer, "İllerde de sayın bakanlarımızla beraber çok büyük bir operasyonu devam ettiriyoruz. Bir taraftan arama kurtarma faaliyetlerimiz, bir taraftan barınma ve beslenmeyle ilgili hizmetler... Vatandaşlarımızın mağduriyetini gidermek için tüm ülke kaynakları seferber edilmiş durumda." diye konuştu.
Depremin ardından öncelikle 10 ilin afet bölgesi ilan edildiğini anımsatan Sezer, "Afet bölgesinde bulunan vatandaşlarımızla, afet bölgesi dışına gitmek isteyenlerle ilgili olarak yoğun şekilde tahliye çalışmalarımız devam ediyor." dedi.
Tahliyeyle ilgili 10 ilde de depremzedelerin başvuracakları tahliye merkezleri oluşturulduğunu ve jandarmanın görevlendirildiğini anlatan Sezer, "Buradaki muradımız şudur; vatandaşlarımız kendi imkanlarıyla, kendi imkanları da yoksa bizlerin hazırladıkları vasıtalarla demir yolu, hava yolu, kara yolu, bazen de deniz yoluyla tahliye imkanlarına sahibiz, her ilde farklı imkanlar, farklı olasılıklarla vatandaşlarımızı göndermeye çalışıyoruz." bilgisini paylaştı.
Bölgeden tahliye olmak isteyenlerin öncelikle tahliye merkezlerine gidip başvuru yapmalarını istediklerini aktaran Sezer, bu bildirimden sonra isim ve kimlik bilgilerinin sisteme girildiği ve kişilerin tahliye edilecek barınma merkezlerindeki komisyonlara iletildiğini söyledi.
Sezer, afetzedelerin bu yolu izleyerek gittikleri zaman barınma imkanlarının sunulduğunu, bildirim yapmadan gidenlere de ikamet bilgileri kontrol edilerek uygun barınma imkanlarının sağlandığını ifade etti.
Bazı basın organlarında "depremzeden bilgi kartı istendiği" iddialarının yer aldığını anımsatan Sezer, "Herhangi bir belge istemiyoruz. Gittikleri zaman ikamet bilgileri sorgulanarak vatandaşlarımıza uygun barınma imkanları sağlanmaktadır." dedi.
Depremzedelerden illerindeki tahliye noktalarına gitmelerini mağduriyet yaşamamaları için istediklerini belirten Sezer, "Bunun için de bütün ülkenin, illerin kapasitesi belirlendi, bunu karşılayacak komisyonlar belirlendi." diye konuştu.
Sezer, bu konuda kapasitenin artırıldığını ifade etti.
Deprem bölgesinden çıkanlardan, hak kaybına uğrama endişesiyle bölgeye dönmek isteyenlerin olduğu yönünde haberlerin bulunduğuna dikkati çeken Sezer, "Kesinlikle bize müracaat etmeleri ya da etmemeleri kendilerinin hak kaybına sebep olmamaktadır. Devletimizin depremzedelere, afetzedelere verilecek tüm imkanları bakidir." ifadesini kullandı.
Sezer, resmi açıklamalar dışındaki açıklamalara itibar edilmemesini istedi.
AFAD Deprem ve Risk Azaltma Genel Müdürü Orhan Tatar da Anadolu'nun son 2 bin yılda çok büyük depremlerle karşılaştığını, bunlardan en büyüğünün 1668 depremi, ikincisinin 1939 Erzincan depremi, diğerlerinin ise 7,7 ve 7,6 büyüklüklerindeki depremler olduğunu anlattı.
Depremin ardından etkilerine ilişkin saha çalışmalarının yapıldığı bilgisini paylaşan Tatar, şöyle devam etti:
"Depremlerin olduğu dönem ve etki alanına baktığımızda 6 Şubat'ta yaşadığımız depremler, gerçekten diğer iki depremin de önüne geçecek büyüklükte. Yaklaşık 110 bin kilometrekarelik alanda doğrudan etkisi olan, Avrupa'nın birçok ülkesinde hissedilen, ülkemizin her yerinde hissedilen, gerçekten çok büyük depremlerle karşılaştık. Depremler sonucunda Doğu Anadolu fay zonunun iki ayrı kolu, iki ayrı parçası üzerinde yaklaşık 350-400 kilometre civarında bir yüzey kırığı meydana geldiğini tahmin ediyoruz."
Büyük depremlerin ardından yıkıcı artçı sarsıntıların da meydana gelebildiğini söyleyen Tatar, şu ana kadar 1600'den fazla artçı yaşandığını, bunlardan 326'sının 4-5, 37'sinin ise 5-6 arasında olduğunu, 2 tane de 6'dan büyük deprem kaydedildiğini bildirdi.
Tatar, "Bu dört günde yaşadığımız 5 ila 6 büyüklüğündeki depremler, bizim bir yılda ölçtüğümüz benzer büyüklükteki deprem sayısının şu anda 3 katını aşmış durumda." diye konuştu.
AFAD'ın yılda ortalama 22-23 bin deprem kaydı yaptığını belirten Tatar, "Şu son 5 günde yaşadığımız 1600 civarındaki deprem, bizim olağan bir dönemde hemen hemen 1,5 ayda kaydettiğimiz depreme denk geliyor." ifadelerini kullandı.
Tatar, felaket boyutundaki depremlerin ardından 6 büyüklüğünün üzerinde artçıların yaşanabileceğine işaret ederek, vatandaşların hasarlı binalardan uzak durması gerektiğini bildirdi.
Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi Deprem Araştırma Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Haluk Özener de artçı sarsıntıların devam edebileceğine dikkati çekerek, hasarlı binalara girilmemesi tavsiyesinde bulundu. (AA)